'Canlı bombayı gördüm' diyen tanığın ifadesi

Tanık Abdulselam Altun canlı bombayı anlattı

Tren Garı'ndaki kanlı saldırıyla ilgili soruşturmayı yürüten Ankara Başsavcılığı resmi tanık ifadelerini almaya başladı. Canlı bomba saldırısının ardından Mehmet Ali Altun isimli bir babanın açıklamaları dikkat çekmişti. Mehmet Ali Altun, oğlunun canlı bomba olabilecek bir kişiyi gördüğünü anlatmıştı. Mehmet Ali Altun'un "bombacıyı görmüş" dediği oğlu Abdulselam Altun önceki gün savcılığa giderek şikayetçi ve tanık sıfatıyla ilk resmi ifadeyi verdi. Abdulselam Altun, ifadesinde olayda birinin bacağı kopan iki kardeşiyle ve onlara göz kulak olmak için İstanbul'dan Ankara'ya geldiklerini anlatıyor. 

O KİŞİ GÖZCÜ MÜ? 
Altun, ifadesinde patlamanın olduğu noktaya yakın bir yere geldiği sırada önünden elinde büyük boy tekerlekli bavullardan olan bir şahsın geçip korteje daldığını, sol eli ile yüzünü kapatır gibi yaptığı ve hafif kamburumsu durduğu için şüphelendiğini ve arkasından valizine bakıp bakamayacağını sorduğunu aktardı. Şahsın kendisine hiç bakmadan hızını artırarak yürümeye devam ettiği için iyice şüphelendiğini anlatan Altun'un ifadesinin bu bölümündeki, "Bu arada ileriden eşkal bilgilerini hatırlayamadığım bir şahıs bana 'hayırdır adamı neden rahatsız ediyorsun' tarzı sözler sarf etti" şeklindeki sözleri dikkat çekti. Altun'un şüphelendiği kişiye "sahip çıkan" diğer kişi için, "Gözcü müydü ve canlı bombanın hedefine ulaşmasında engel çıkmaması için mi orada bulunuyordu?" sorusu gündeme geldi. 

BAŞLIK VE CÜBE 
Savcı sorgu sırasında Altun'a canlı bomba olduğundan şüphelendiği kişinin eşkalini sordu. Altun ifadesinin bu bölümünde şu bilgileri verdi: Şahıs tahmini olarak 1.65 - 1.70 boylarında, hafif kamburumsu, 80 - 90 kg ağırlığında başında siyah bir başlık vardı. Şahıs kamburumsu durduğu için belki birkaç santimetre daha uzun olabilir. Sırtında da siyah renkli, ayağına kadar uzanan cübbe gibi bir elbise vardı. Şahsın yüzünü eşkal verecek şekilde görmedim. Çünkü bana hiç dönmedi. 

BU ACI HEPİMİZİN
Ankara'da yaşanan saldırıdan geriye, acı bir Türkiye fotoğrafı kaldı. Türkiye tarihinin en büyük terör saldırısında ölen 95 kişiden 91'i yurdun dört bir köşesinde toprağa verildi. 4 cenaze ise henüz otopsi işlemi bitmediği için Adli Tıp'ta tutuluyor. Sağlık Bakanlığı, saldırıyla ilgili ölü sayısını 97 olarak açıklamıştı. O iki cenaze, saldırıyı gerçekleştiren iki canlı bombaya ait. Barış için toplanan ve iki canlı bomba saldırısıyla ölen 91 kişi İstanbul'dan Diyarbakır'a, İzmir'den Van'a, Trabzon'dan Adana'ya toplam 36 ilde toprağa verildi. Türkiye'nin her köşesine yayılan acı, terörsüz günler isteyen Türkiye'de yürekleri dağladı. Her bir kayıp, tarihin en kanlı terörü için simge oldu. 

İŞTE KAYIP OLAN 6 İSİM 
Bu arada saldırının bir an önce aydınlatılması için Ankara Adliyesi'nde ifade merkezi kuruldu. Görgü tanıkları ve yaralılar burada savcılara ifade vermeye başladı. Patlamanın ardından haber alınamayan Nevzat Özbilgin, Serdar Ben, Hasan Baykara, Gamze Akbaba, Bedriye Batur ve Fatma Batur'un aileleri de soruşturmayı yürüten savcılara 'mağdur' sıfatıyla ifade verdi. 

ÜST AKIL'IN İKİ HEDEFİ 
1- ERİYEN HDP OYLARINI BARAJA TAŞIMAK
2- 4 PARTİLİ PARLAMENTO TABLOSUNU KORUMAK

Devletin zirvesi Ankara Garı önünde patlayan bombanın mesaj ve hedeflerinin ne olabileceğini de masaya yatırdı. Canlı bomba eylemi yapılan toplantılarda ele alındı. İşte saldırıyı düzenleyenlerin hedefleriyle ilgili tespitler; 

'ORTADOĞU'DAN ÇEKİL' 
Bombalı saldırıyla Türkiye'ye, "Ortadoğu'dan elini çek. Biz burayı istediğimiz gibi yeniden dizayn edeceğiz" denilmek istendi. Çünkü Türkiye son yıllarda ciddi bir aktör haline geldi. Hain saldırı ile birlikte dünya kamuoyuna da "Türkiye yönetilemiyor, hızla Suriye ve Irak olmaya doğru gidiyor. Türkiye'nin sokakları güvenli değil. Kendisini hedef alan örgütlere hiçbir şey yapamıyor" mesajları verildi. Türkiye'nin güvenilmez bir ülke haline geldiği algısı yaratılmak istendi. HDP'nin oylarındaki erime üst aklı rahatsız etti. Oyları yeniden baraj üstüne taşıyıp dört partili parlamento tablosu korunmak istendi. Devletin zirvesi, olayın arkasında 4 devletin istihbarat birimlerinin ya da başka şekilde desteğinin olduğunu düşünüyor. Bu ülkeler, bölgedeki bazı devletler ile dünyanın güçlü iki devleti olarak sıralanıyor. Suriye terör örgütlerinin kamp cenneti haline geldi. Türkiye bu kampları ortadan kaldırmak için yeni bir strateji geliştirmeye hazırlanıyor. Aralarında Suruç bombacısının kardeşinin de bulunduğu "Adıyaman" grubu olarak bilinen 15 kişinin de halen Suriye'de saklandığı belirtiliyor.