Borsa haftayı nasıl kapattı?

Hareketli bir haftayı geride bırakan piyasalar, haftanın son işlem gününde yatay bir seyir izledi. Borsa, dolar ve euro günü başladığı seviyelerde tamamlarken altında düşüş yaşandı.

  • 1195

Avrupa ve Türkiye Merkez Bankaları'nın faiz kararları ile 2,81-2,82 bandına kadar çekilen dolar, haftanın son işlem gününde 2,83 lira civarında dalgalandı. Dolar haftaya 2,86 liradan başlamıştı.

Dolar, piyasaların kapandığı dakikalarda 2,8295 liradan el değiştirirken euro ise 3,1860 liradan alıcı buluyor.

BORSA BAŞLADIĞI GİBİ

Borsa İstanbul 100 Endeksi ise günün büyük bir çoğunluğunda 85 bin 400 - 85 bin 700 bandında hareket etti. Endeks günü yüzde 0,18 artışla 85 bin 828 puandan tamamladı.

ALTIN 1240 DOLARA KADAR DÜŞTÜ

Dün 1.270 dolar ile zirve yapan spot altını ons fiyatı ise piyasaların kapandığı dakikalarda 1.245 dolar seviyelerinde işlem görüyor. Öte yandan Kapalıçarşı'da sakin bir günü geride bırakan altın piyasasında gram altın hafifi düşüşle 113,10 liradan, çeyrek altın 184,95 liradan satılıyor.

PİYASALARDA BU HAFTA NASIL GEÇTİ?

ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Enver ERKAN, HABERTURK.COM Ekonomi Servisi için, hareketli günler geçiren piyasalarda bu haftayı analiz etti ve gelecek haftaya yönelik beklentilerini sıraladı.  İşte Erkan'ın değerlendirmesi;

"DOLARIN 2,80'LERE GELMESİ İYİMSERLİĞİN GÖSTERGESİDİR"

"Bir süredir küresel konjonktürdeki iyileşmeler ve dünya genelinde artan risk iştahı küresel piyasaların olumlu seyretmesini sağlıyordu. Tabii bu risk iştahının ana faktörü olarak karşımıza çıkan; küresel merkez bankalarının genişlemeci para politikaları gelişmekte olan ülke varlıkları açısından da olumlu bir durum teşkil ediyordu. Tabii burada Fed’in faizleri artırmaktan şimdilik kaçınıyor olması da, bizim açımızdan iyimser bir hikaye ortaya çıkmasını sağlıyor. Buna ek olarak; Mart ayında manşet enflasyonda yaşanan düşüş ile beraber enflasyon beklentilerinin gerilemiş olması; gösterge tahvil faizinin bir dönem yüzde 11 üzerindeyken yüzde 9 seviyelerine gerilemiş olması ve Merkez Bankası’nın ortalama fonlama maliyetinin gerilemesi ortamı ölçülü bir faiz indirimi açısından müsait duruma getirmiştir.

Piyasaların uzun süredir beklediği ve fiyatladığı ölçüde gerçekleşen faiz indiriminin ardından ise kurlarda gerileme, TL’de ise değer kazancı görüldü. İyimser piyasa koşullarından dolayı bu hamle piyasa tarafından olumlu algılanmıştır. Özellikle faiz duyarlılığı yüksek varlıklarda pozitif yönde hareket görüldü. Gösterge tahvil faizinin, faiz kararı sonrasında yüzde 9 bandına çekilmesi ve dolar/TL kurunda da 2,80 seviyelerine gerileme piyasalardaki iyimserliğin göstergesidir.

"FED'DEN FAİZ İNDİRİMİ BEKLEMİYORUZ"

Fed’in Nisan toplantısında herhangi bir faiz değişikliği beklemiyoruz. Fed her ne kadar, düzelme trendinde olan ABD ekonomisine dayanarak faiz artırımı için fırsat kolluyor olsa da, enflasyon kalemindeki sorunlar bu konuda belli başlı soru işaretleri yaratmaktadır. Mart ayında TÜFE manşette yıllık yüzde 0,9’a gerilerken, çekirdekte de yüzde 2,2’ye doğru aşağı yönlü bir hareket oldu. Özellikle manşet enflasyonun yüzde 1 altına gerilemesi, enflasyondaki hedefe doğru olan hareket açısından olumsuz bir görünüm yarattı. Çünkü Ocak ayında baz etkisinin de yardımıyla yüzde 1,4 gören bir manşet enflasyon vardı. Fed’in dikkate aldığı kişisel tüketim harcamaları (PCE) de çekirdek bazda Şubat ayı verilerine göre yüzde 1,7’de sabit kalırken, manşette yüzde 1’e geriledi.

Aslında Fed bu noktada topu Avrupa ve Çin ekonomilerine atarak bir anlamda hem kendi açısından zaman kazanmakta, hem de küresel ekonomik dengesizlikler nedeniyle dolara güvenli liman kapsamında aşırı bir giriş olmasını engelleyerek, aşırı dolar değerlenmesinin önüne geçmektedir. Avrupa’da toparlanmanın bebek adımlarıyla olması ve parasal genişlemenin asıl etkilerinin yarıyıl sonundan itibaren verilere etki etmesinin beklenmesi, Çin ekonomisinde de büyümenin 2. çeyrekte yüzde 6,7’ye gerilemesi, Fed’in faiz artırımını yüksek ihtimalle yılın ikinci yarısında yapacağını, gidişata göre de bunu 2 ya da 1 ile sınırlayabileceğini göstermektedir. Ekonomist beklentileri bu toplantıda faiz artırım ihtimalini yüzde 0, Haziran’da yüzde 20 olarak görürken, Eylül ayından itibaren bu oranın yüzde 50 civarlarına yükseldiği görülmektedir.

Fed’in söz konusu doneleri öne sürerek, Yellen’in yaptığı konuşmalardaki güvercin tutumu devam ettirmesi gelişmekte olan ülkelere de zaman kazandıracak. Dolayısıyla güvercin Fed Türk varlıklarını olumlu etkiler. Kısa vadede piyasa pozitifliği Mayıs ve Haziran’da enflasyon yukarı yönlü sürpriz yapmazsa devam edebilir. Son dönemde küresel konjonktür ve içeride de Merkez hikayeleriyle ekonomik göstergeler bize yardımcı oldu. Ancak yarıyıl sonrasında özellikle Fed’in daha şahin bir tutum belirlemesi, bizde de makro siyaset senaryoları ve jeopolitik riskler ön plana çıkarsa riskler söz konusu olabilir. Kur 2,80 seviyesi aşağısında bu sefer de kalıcılık sağlayamazsa, bu seviyeler uzun vadeli portföylerde alım fırsatı olabilir.

Euro Bölgesi’ne baktığımızda dün Avrupa Merkez Bankası politika faizini yüzde 0,00’da bırakırken mevduat faizini yüzde eksi 0,4’te marjinal borç verme faizini de yüzde 0,25’de sabit tuttu. Banka geçen ay 60 milyar eurodan 80 milyar euroya çıkardığı varlık alım programını da değiştirmedi. Faiz kararı sonrası basın toplantısı yapan Draghi; ‘’faizler uzun süre mevcut durumda ya da düşük olacak" dedi. Başkan Draghi gerekmesi halinde yetkileri dahilinde tüm enstrümanların kullanılabileceğini de kaydetti. Konuşmayla birlikte euro dalgalı bir seyir izledi. Parite tarafında özellikle Fed’in açıklamalarının bu hafta belirleyici olacağını söylemekle beraber, 1,1350 üzerine yerleşecek bir harekette 1,1450 – 1,15 bandının hedeflenebileceğini; aksi takdirde ise mevcut aşağı yönlü eğilimde 1,1250 – 1,12 seviyelerinin test edilebileceğini söyleyebiliriz."

Bakmadan Geçme