Davutoğlu: Kimlik bilgileri CHP İzmir teşkilatından sızdı!

Başbakan Ahmet Davutoğlu Habertürk TV'ye konuk oldu. Gençlerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, son zamanlarda gündem olan 'kimlik bilgilerinin sızdırılması' hakkında da önemli açıklamarda bulundu. Davutoğlu, bilgilerin CHP üzerinden ele geçirildiğini açıkladı.

  • 665

Başbakan Ahmet Davutoğlu Habertürk TV'de Yıldıray Oğur ve Ceren Kenar'ın sunduğu Şimdi ve Burada programında gazetecilerin ve gençlerin sorularını yanıtladı.

İşte Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:

Bir genç yanıma geldi. "Efendim biz mahsunuz bizim İstiklal Madalyamız henüz gelmedi" dedi. İstiklal Madalyası'nı belediyeye teslim ettik ama gençlerimize emanet ettik. 2003'ten bu yana ilk defa Bakanlar Kurulu'nu burada topladık. Şanlıurfa bizi bağrına bastı. 

Niye Şanlıurfa'yı tercih ettik? Burada bir mesajı da ülkemize vermek istedik. Ortadoğu'da etnik ve mezhep çatışmaları yaşanırken Şanlıurfa bu istiklal ruhunu sürdürürse örnek olur. İnşallah Şanlıurfa sonsuza dek bu madalyayı taşır ve bir daha bu madalyayı hak etmek için mücadele vermek zorunda kalmaz.

Lisede çok iyi futbol oynardım, Hala da oynarım. Son olarak seçim kampanyası sırasında oynadım 4 gol attım. Biz Cumhurbaşkanımızla geçmişten beri iyi paslaşırız.

Soru: Her olaydan sonra sosyal medya kapatılıyor ama bu TT oluyor. Madem çözüm değil neden bu yapılıyor?

Bu kadar iletişim teknolojisinin ilerlediği bir zamanda hiçbir şeyi engellemek mümkün değil ama Ankara'da bir olay oldu. Orada o anda öylesine kötü görüntüler oldu ki. Böyle bir olayda kardeşinizin, bir yakınınızın olay yerinde olduğunu düşünün. Burada bir karar almak zorundasınız. Dünyanın her yerinde terör olayları sonrası kontrollü engelemeler yapılabiliyor. O anda teröristlerin amaçlarını yaymak için de kullanılabiliyor. Onu engellemek içinde olabiliyor. Yasin Börü olayında sosyal medya kullanılarak eylem planlanması oldu. Bu sebeple bu yasaklar oluyor. Daha sonra normal düzene giriyor. Bu bir araç. Onu işlevselleştiricek olan kimse kullanıcılar. Bazı terör olaylarının organizasyonları şifreli bir şekilde sanal medya üzerinden yürütülüyor. Madem bu kadar genç bir arada toplandı bir whatsapp grubu kurun. Arada bir haberleşiriz.

Soru: İİBF'nin bazı bölümleri iş bulamıyor. Taşeron işçi meselesi biraz karıştı. Nasıl olacak?

Ben de İİBF mezunuyum ama iş bulabildim. Bitirdiğiniz okul önemli. Bölüm de önemli ama önemli olan sevdiğiniz işi yapmak ve azimle çalışmak. Burada bir şey anlatayım. Hayatımda bilerek hiç yalan söylemedim. Üniversite sınavına hazırlanıyorum. "Annem illa doktor olacaksın" dedi. Bense iktisat okumak istiyordum. Niye gelişmiş ülkelerden bu kadar geriyiz diye soruyordum. İktisat okumaya karar verdim. O zaman akla ilk gelen şey doktorluktu ama benim için en temel mesele zihnimdekini gerçekleştirmekti. Tercihlerimde en başa iktisat bölümünü yazdım. Ondan sonra hep tıp bölümlerini yazdım. Hiç pişman değilim. Arzu ettiğim şeyi yaptım. Ne istiyorsanız o işi yapmalısınız. Bir yaşlı kedi bir genç kedinin kuyruğunu yakalamak için etrafında döner. Yaşlı kedi derki ben o kuyruğu hiç yakalayamadım ama önüme doğru yürüdüğümde o hep arkadan geldi. Bizim üzerimize düşen şey sizin bu korkudan arınmanız. Sadece geçen sene bir milyon iş alanı oluşturduk. Aziz Sancar'ı düşünün. Eğer aşkla severseniz iş sizi bulur, siz işi bulursunuz. Taşeron konusunda da kafanız karışmasın. Bu bir yaraydı. Uzun bir dönem statüleri konusunda ciddi sıkıntılar yaşandı. 700 bine aşkın vatandaşımıza kamuda iskan hakkı vereceğiz.

MERKEZ BANKASI'NA BAŞKAN ATANMASI

Merkez Bankası ehliyet ve liyakatın öne çıktığı bir kurumdur. Hükümetlerle Merkez Bankası'nın yakın çalışması ekonominin ilerlemesi için önemli. Erdem Başçı'nın çok önemli katkıları oldu. Süreklilik önemli. Bu anlamda çok güvediğimiz bir arkadaşımız Murat Çetinkaya geldi. Murat Bey de güvenimizi hep kazanmış bir arkadaşımızdı. Erdem Bey'i OECD'ye büyükelçi olarak göndereceğiz. Önemli olan bir mevkide kalmak değil, onu sürekli bir şekilde devam ettirmektir. 
 

KİMLİK BİLGİLERİ NEREDEN SIZDI?
2009 yılında yerel seçimler öncesinde, yasal olarak bütün partilerin genel merkezlerinin YSK'dan seçmen bilgisi isteme hakkı var. YSK bunu bütün partilere gönderiyor. 2011 yılında bir vilayetimizde bir partimizin ana muhalefet partisinin bu vilayetteki temsilcilerinin bu bilgilere ulaştığı ortaya çıkıyor. YSK'dan CHP'ye veriliyor. Onlar da teşkilata veriyor, yapmaları gerekmeyecek şekilde. Oradan da bir milletvekili hakkında hala bu partiden eski bir milletvekili ile ilgili yasal süreç devam ediyor. Şimdi haber olarak gündeme tekrar gelen husus bu. Yazıyla da YSK'ya bildiriliyor. Yazışmalar var elimizde. Seçmenler üzerinde çalışma yaparken bu veriler başka şekilde dışarı da çıkıyor. İki şey önemli. Devletin herhangi bir mekanizmasından çıkmış değil. Sanal ortama düşen bilgilerin elde edilmesi aslında. MERNİS'in nasıl kurulduğuyla ilgili kaygı duyulacak bir şey yok.

CHP İzmir teşkilatına gönderilmesi ve bunun üzerinden yayılması var. Verilen bilgileri yanlış bir şekilde kullanmışlar. 1991 doğumlulardan öncekilerin bilgileri var. 2009'la irtibatı da oradan. 
Devletin ve devlet kurumlarının hiçbir ihmal veya eksikliği yok. Onlar bilgileri YSK'ya vermek zorunda. YSK da kendisinden talep eden partilere vermek zorunda. bugün için de geçerli bu. Ayrıca siber saldırılar konusunda Ulaştırma Bakanlığı'mız kapsamında bir çalışma yürütülüyor. Nasıl bir tedbir alınacağı konusunda özellikle TC Kimlik numarası üzerinden herhangi bir usulsüzlük yaplımaması için tedbirler konusunda çalışıyoruz.

ÇÖZÜM SÜRECİ AKIBETİ NE OLACAK, PKK İLE MÜCADELEDE NE DURUMDAYIZ?

Yüzyılın, uzun ve zorlu bir yüzyıl olduğunu hepimizin görmesi lazım. O zaman, Osmanlı Devleti'ni tasfiye eden sömürgeciler, Osmanlı Devleti'ni tasfiye ederken içindeki farklı grupları birbirine düşman ederek Osmanlı Devleti'ni parçaladılar. Ve biz son sığınağımız olarak hep beraber bir vatan içinde buluştuk. Bu vatan içindeki herkes bir ortak tarihi paylaşmak bağlamında bir ve eşittir. Ortak vatanı paylaşmak bağlamında da eşit vatandaştır. bu tasvirin yetersiz olduğunu düşünen bazı çevreler bu yüzyıl içinde birçok kez bu vatanı parçalamak, bu vatan içindeki insanları birbirine düşürmek, daha da küçük bir parçaya indirip Türkiye'yi zayıf ve tehlikesiz bir devlet haline dönüştürmek için büyük çaba sarf ettiler. Bazen bunu kendi başbakanımızı idam etmeye kadar götüren darbeciler üzerinden, bazen PKK gibi terör örgütleri üzerinden bu devletin milletle buluşmasını engellemeye çalıştılar. Biz 2002'den bu yana AK Parti hükümetleri olarak bütün vatandaşlarımızın dilini, örfünü, geleneğini hepimizin ortak değeri olarak gördük. Hiçbir vatandaşımızın etnik mezhebi dolayısıyla aşağılanmasına izin vermedik.
Bütün yasakları biz kaldırmaya ahdettik. Bu yasaklar insan doğasına aykırı. Her dil kutsaldır. Önemli olan o dillerle neyi söylediğiniz. Yunus Emre'nin güzel Türkçesi de Feqiye Teyran'ın güzel Kürtçesi de bizim için aynıdır. Birbirinden ayırmayız, koparmayız.

Onun için çok geniş özgürlükler alanı açtık. Her şey Türkiye'de konuşulur hale geldi. Demokratik açılım dedik önce buna, sonra Milli Birlik ve Kardeşlik Dedik. Sonra Çözüm Süreci dedik. Hep aradığımız şey herkesin bu ülkeye kendini aynı ölçüde ait hissetmesi. Ben Konyalı olarak ne kadar ait hissediyorsam bir Diyarbakırlı olarak aynı ölçüde ait hissetmesi. Bunu da büyük ölçüde başardık. Çözüm süreci bütün bu başarıların üzerinde 2013'te başlatıldığında artık şiddet ve teröre dayalı mücadele dilinin tamamen terki, sadece siyaset diliyle ne kadar sorun varsa bunun tartışmasını başlatmak üzere başlatıldı.
Cumhurbaşkanımız iki emanet diyerek Olağanüstü Kongre'de bana hitaben, bir Çözüm Sürece, iki Paralel'le mücadele size devrettiğim iki önemli emanettir diyerek zikretti. Biz bu kadar iyi niyetli çalışmalar yürütürken Başbakan olduktan sonra ben hemen bir mekanizma kurup silahların bir an önce terki üzerine çalışma yaparken, hatırlarsanız 6-7 Ekim olaylarında Kurban Bayramı'nı millete zehir edecek şekilde silah, bomba, molotof kokteylleriyle şehirlerimizi yakıp yıktılar. İki zorlu seçim geçirmemizi fırsat bilerek, o ortamda herkesin oyunu rahat kullanabilmesi için ne kadar zorluk çektiğimizi biz biliriz. Silahlanma çağrısı yaptılar. Her yerde insanları şiddete teröre teşvik ettiler.

7 Haziran'da tek parti hükümeti kuramayınca fırsat bu fırsattır diyip birçok terör örgütü aynı anda harekete geçti. Urfa'yı da bilerek seçtiler. Suruç saldırısı Urfa'da oldu. DEAŞ sol bir gruba karşı, MLKP'ye karşı yaptı. Aynı gün Adıyaman'da PKK bir askerimizi şehit etti. Ertesi gün DHKP-C İstanbul sokaklarında silahlı bir şekilde gösteri yapmaya kalkıştı. Şanlıurfa omurgadır, bu omurgayı kırdırmayacaksınız. Ceylanpınar'da iki polisimiz evde uyurken şehit edildi. 23 Temmuz'da DEAŞ bir askerimizi şehit etti. 3 günde DEAŞ, DHKP-C, PKK hepsi Türkiye'ye saldırmaya kalktı. Sandılar ki tereddüt gösteririz.

7 haziran akşamı ben milletimize bir söz vermiştim. Herkes üzgündü AK Parti olarak. Çoğunluğu alamadık diye. O akşam dedim ki, "Milletimize bir söz veriyorum. Ne olursa olsun bir an dahi hükümetimizi yönetimsiz, dirayetsiz bırakmayız. Ertesi gün güvenlik zirvesinde tek şey söyledim. Türkiye çok taraflı bir saldırı altındadır. Tek bir hedefimiz olabilir, bu saldırıyı yapanlara gereken dersi vermek. O gece Türk Hava Kuvvetleri bir taraftan DEAŞ mevkilerini diğer taraftan PKK mevzilerini bombaladı. O günden bugüne bu mücadele kararlı şekilde devam ediyor. Genç arkadaşlar size şunu söylüyorum, hiç merak etmeyin bu hain odaklar bütün şehirlerden silinene kadar, bütün ilçeler barikatlardan arındırılana kadar, bütün dağlar teröristlerden temizlenene kadar, bütün vadiler sizin piknik yapacağınız hale gelene kadar bu mücadelemiz devam edecek.

BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMASI

Ben Başbakanım 'Başkanlık sistemine geçersek ben ne olurum' diyemem. Bundan Allah'a sığınırım. Hesabi olanlar değil, hasbi olanlar kazanır. Anayasanın ruhu kısıtlayıcı olmamalı. Anayasanın ruhu Parlamenter sistemde de olur, Başkanlık sisteminde de. Benimle Cumhurbaşkanı'nın düşüncesi bir olmasa çok sıkıntı çıkardı. Şimdi ben bunu bilmeme rağmen Başkanlık olmaz desem ruhumu kaybetmiş olurum. Benim için önemli olan çarpık 12 Eylül anayasasını değiştirmek. Tek ilgilendiğim şey 81 vilayetimizde güvenlik sorunu var mı, huzur var mı?

İLK 3 AYLIK VAADLER

Sizin yanınızda gururla ifade ediyorum Verdiğimiz vaadlerin yüzde yüzüni yerine getirdik. Gençlere hibe konusunda yanlış anlama var. 50 bin lira projenin öncesinde veriliyor, sonrasında değil. Eğer bu miktar yetmezse 100 bin lira kredi veriyoruz. Esnafa 30 bin lira hibe veriyoruz. Gençlere verdiğimiz tüm vaadleri yerine getirdik. 

Türkiye hiçbir şekilde Suriye olmaz. Sizin gözlerinizde Türkiye'nin küresel bir güç olduğunu görüyorum. Peki neden olmayız? Biz halkına hesap veren bir ülkeyiz. Mısır'da Tahrir Meydanı'na çıktığında gençler bir soru yöneltti bana 'Arap Baharı' gecikti mi diye?

Bu rejimlerin en büyük zaafı halkına hesap vermemesi. Türkiye ise bakın arkadaşlar gurur duymalısınız. Suriye içinde aynısı geçerli. Gurur duyacağınız konu şu ki seçimler yaptık. Hepimiz gittik oy kullandık. Türkiye'de çatışmanın olduğu bölgelere bakın. Buralarda terör örgütünün saldırıları var. Beni memnun eden vatandaşlarımızın teröre destek vermemesi ve sokağa inmemesi. 

SURİYE'DE İÇ SAVAŞ

Olayın ilk aşamasında Esad bizim sözümüzü dinlemiş olsaydı eğer, kolay olan zamanlar çözüm bulunamadı. Bütün acıları Suriye halkı yaşadı. Bütün bunlara rağmen diplomatik ilişkileri zorlayarak, siyasi bir çözüm için çalışılmalı. Suriye bizim canımız, ciğerimiz, halkımızın ta kendisi.

ABD, Türkiye'nin kaygılarını yeteri kadar anlayamadı. Güvenli bölge için direndiler şimdi kurulmalı diyorlar. ABD ile yakın temas halinde istişareleri sürdürüyoruz. Türkiye'nin güvenliğini hiçkimseyle pazarlık haline getirmeyiz

Bakmadan Geçme