'İktidara yakın gazeteciler içerisinde PKK ağzıyla konuşanları uyarmak lazım'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ ile yaptığımız röportajın ikinci bölümünü yayımlıyoruz.

  • 4795

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ’dan flaş açıklamalar...

 

 

HABER PLATOSU / ÖZEL RÖPORTAJ - İKİNCİ BÖLÜM

 

Röportaj: Mustafa TOYGAR

[email protected]

 

"Ana dilde eğitim olmaz, iki toplumlu anayasa olmaz... Bu konuda iktidara yakın basın mensupları içerisinde kesinlikle PKK ağzıyla konuşanları uyarmak lazım"

"Bu akademisyenler aydın filan değiller"

"Bu terörist faaliyetleri övmek fikir değildir. İnsan öldüren, kadın öldüren, çocuk öldüren, korucu öldüren, hanımının yanında polisi öldüren, hanımının yanında askeri öldüren, çocuğunun yanında askeri öldüren, geçen gün
Çınar’a gelip orada bir buçuk tonluk bir aracı patlatarak hastanede gördüğüm o çocukların gözlerini çalan, kollarını bacaklarını, geleceğini çalan terör örgütünü görmezden gelip daha sonra devlete “zulüm yapan bir devlet” diyerek bildiri yayınlamak fikir değildir. Fikir özgürlüğü değildir. Bu konuda üniversiteler gereğini yapmalıdır. Hukuk gereğini yapmalıdır. Aynı zamanda Türkiye'de kamu vicdanı da gereğini yapmalıdır. PKK'ya bir çift laf söylemeden devleti suçlayan bu akademisyenler, gitmişler mi Sur'a, Cizre'ye, Silopi'ye, Beytüşşebap'a? Oralarda bir inceleme yapmışlar mı? Devlet hangi sivili öldürmüş? Kimmiş o öldürdüğü sivil? Nereden biliyormuş o sivili devletin öldürdüğünü?"

 

 

 

Soru: Ana dille eğitime müsaade edecek misiniz?

Selçuk ÖZDAĞ: Ana dilde eğitim olmaz, iki toplumlu anayasa olmaz. Ana dilde eğitim neden olmaz? Ana dil öğrenilir, ana dil eğitime dönüştürülemez. Ancak özel okullar açılır. Bir ülkenin bir tane resmi dili olur. Amerika'da resmi dil İngilizcedir. Eğitim dili İngilizcedir. İspanyolca çok konuşulur, Amerika'nın çoğunda İspanyolca konuşulur fakat eğitim dili İngilizcedir. Almanya'da eğitim dili Almancadır. Rusya'da eğitim dili Rusçadır. Ama Türkçe konuşmaya izin verirler, Türkçe yazmaya, Türkçe okul açmaya izin verirler. Biz de bu noktada her türlü özgürlük alanını açarız. Türkiye'de bu alanda özellikle iktidara yakın basın mensupları içerisinde kesinlikle PKK ağzıyla konuşanları uyarmak lazım. PKK bölücü bir örgüttür. Devlet bunlarla topyekûn mücadele etmelidir. Siz İngiltere’de Ladin'in bir tane tişörtüyle gezebilir misiniz? Siz Amerika’da Ladin'in bir tane tişörtüyle gezebilir misiniz ? Ladin’i övebilir misiniz?

 

BU AKADEMİSYENLER AYDIN FİLAN DEĞİLLER

 

Soru: Kendisine akademisyen diyen 1128 kişilik grubun hazırladığı bildiri ki ben onun hepsini okuyamadım, iğrendim, tiksindim. Bu adamlarla ilgili savcılık bir soruşturma başlattı. Daha sonra ABD büyükelçisi bir açıklama yaptı, "Türk demokrasisi bunları kaldıracak kadar büyüktür" diye. Sonra onların hepsi serbest bırakıldı.

Selçuk ÖZDAĞ: Peki Wikileaks belgelerini sızdıran şahıs nerede yaşıyor şimdi? Amerika o şahıs hakkında herhangi bir işlem yapmıyor mu? İngiltere'de hangi ülkenin büyükelçiliğinde küçücük bir odada yaşıyor?

 

AK Parti heyeti CHP Kurultayını terketti

Selçuk Özdağ

------------------------------------

Soru: Amerika'da, Avrupa'da böyle bir hadise olsa onlar nasıl davranır? Çünkü Doğu Perinçek gitti, Avrupa'da, “Ermeni soykırımı yoktur” dedi, adamı tutukladılar 3-4 yıldır yargılanıyor. Adam bir şey de demedi yani, yıkıcılık bölücülük yapmadı, “Ermeni soykırımı yoktur” dedi.

Selçuk ÖZDAĞ: Silah yok elinde, terörü teşvik yok, terörü kutsamak yok. Bizim akademisyenler - bunlar aydın filan değiller – akademisyenler….

Mustafa TOYGAR: Bu akademisyenler hakkında ne düşünüyorsunuz? Yani şunun için… Bunların ceza alıp almaması bile benim çok umurumda değil. 1128 tane akademisyen 19-20 yaşında Türk gencini üniversitelerde zehirleyecek yani. Ben “Üniversitede devlet var diyorum devlete güveniyorum, çocuğumu onlara teslim ediyorum”. Teslim ettiğim adamlar terör örgütünün kalemşorları. Bunlar üniversitelerden atılacak mı?

Selçuk ÖZDAĞ: Üniversiteler farklı fikirlerin birlikte yaşadığı yerdir. Fikirler çarpışır hakikat şimşeği doğar. Ama bunları yaparken fikirler çarpışır.

 

TERÖRİST FAALİYETLERİ ÖVMEK FİKİR DEĞİLDİR

 

Soru: Bu fikir mi?

Selçuk ÖZDAĞ: Bu terörist faaliyetleri övmek fikir değildir. İnsan öldüren, kadın öldüren, çocuk öldüren, korucu öldüren, hanımının yanında polisi öldüren, hanımının yanında askeri öldüren, çocuğunun yanında askeri öldüren, geçen gün
Çınar’a gelip orada bir buçuk tonluk bir aracı patlatarak hastanede gördüğüm o çocukların gözlerini çalan, kollarını bacaklarını, geleceğini çalan terör örgütünü görmezden gelip daha sonra devlete “zulüm yapan bir devlet” diyerek bildiri yayınlamak fikir değildir. Fikir özgürlüğü değildir. Bu konuda üniversiteler gereğini yapmalıdır. Hukuk gereğini yapmalıdır. Aynı zamanda Türkiye'de kamu vicdanı da gereğini yapmalıdır. PKK'ya bir çift laf söylemeden devleti suçlayan bu akademisyenler, gitmişler mi Sur'a, Cizre'ye, Silopi'ye, Beytüşşebap'a? Oralarda bir inceleme yapmışlar mı? Devlet hangi sivili öldürmüş? Kimmiş o öldürdüğü sivil? Nereden biliyormuş o sivili devletin öldürdüğünü?

 

AKADEMİSYENLER, AK PARTİ DÜŞMANLIĞINI-HAZIMSIZLIĞINI DEVLET HAZIMSIZLIĞINA DÖNÜŞTÜRÜYORLAR

 

Soru: Sivil öldürecek olsa 3 ay - 5 ay niye uğraşsın ki yahu? Tepeden iki tane bomba atar biter yani.

Selçuk ÖZDAĞ: Daha önce yaptık biz bunu, 1938'de Türkiye Cumhuriyeti Devleti yaptı bunları biliyorsunuz. O nedenle de o gün haklı bir davada haksız konuma düştü. Biraz kantarın topuzunu fazla kaçırmamak lazım.

Akademisyenler, AK Parti düşmanlığını, AK Parti hazımsızlıklarını devlet hazımsızlıklarına dönüştürüyorlar. Devlete zarar veriyorlar, millete zarar veriyorlar, Türkiye'ye zarar veriyorlar. Bunların çoğunluğu Marksist - Leninist ideolojiden geliyorlar. Bir kısmı siyasal Kürtçüdür. Bir kısmı da “1915'te Türkiye Ermenilere soykırım yaptı” diyecek kadar da tarihi çarpıtmakta mahir olan kişilikler bunlar.

AK Parti düşmanlığı üzerinden muhalefet edecekler, muhalefet ederken Türkiye'ye zarar veriyorlar. “AK Parti gitsin de kim gelirse gelsin. AK Parti’yi göndereyim de kiminle beraber olursam olayım önemli değil” mantığıyla yaklaşıyorlar. Bunlar doğru şeyler değil. Ama inşallah bunda da bir hayır vardır. Üniversitelere geçmişte girenlerin çoğunluğu ideolojik taassuplarla ve ideoloji yardımlaşmalarla girdiler. Bu ÖYP programı doğruydu biliyorsunuz. Üniversitelerdeki bütün alımlar objektif olmalıdır. Araştırma görevlileri, öğretim görevlileri objektif kriterlerle alınmalıdır. Geçmişte belli bir üniversiteye belli ideolojik görüşteki insanlar girerdi, belli mezhebin insanları girerdi, belli partinin insanları girerdi. Şimdi Anadolu çocukları Türkiye'nin her yerinde 195 üniversite var, özel ve devlet üniversitesi olmak üzere, herkes istediği yere girebiliyor. Ben bunu fikir özgürlüğü olarak kabul etmiyorum.

Çözüm Süreci'nde 1.000 eylem yapıp 61 kişiyi öldürdüler; asker, polis silahına sarılmadı

Haber Platosu'nun usta röportajcısı Mustafa Toygar (sağda), Selçuk Özdağ'a, ebru çalışmasını hediye etti

-----------------------------------------------------------              

 

18 BELEDİYE BAŞKANINI GÖREVDEN ALDIK, GÖREVDEN ALMALAR DEVAM EDECEK

 

Soru: HDP’li Belediyeler; resmen, fiilen PKK'ya yardım yapıyorlar. Şimdi paralel yapı ile mücadelede paralel yapıya para aktaran şirketlere kayyum atandı. Burada devletin parası doğrudan terör örgütüne yatırılıyor. Burada da benzer bir şekil düşünüyor musunuz?

      Selçuk ÖZDAĞ: 18 belediye başkanını görevden aldık. 45 belediye meclis üyesi görevden alındı. Bunları bir yandan İçişleri Bakanlığı çok bariz suçlar nedeniyle aldı, bir kısmının hukuki süreç devam ediyor, yargıdan dolayı görevden alındılar. Bu görevden alınmalar devam edecek. Hukuk dışına çıkan, devletin parasını başka bir şekilde terör örgütüne peşkeş çekenlere müsaade etmeyiz etmeyeceğiz. Hukuk da devreye girecek, İçişleri Bakanlığı müfettişleri de devreye girecek. Ama bunları yaparken de bir cadı avına da gerek yoktur. Dikkatli yürümek lazım, elimizde kesin bilgiler, belgeler, karneler olacak. Çünkü bunlar bu konuları yarın mahkemelere taşıyacaklar. AYM'ye AİHM'e taşıyacaklar. Biz yaptığımız her işi hukuk kuralları içerisinde yapmalıyız ki AYM'ye de AİHM'e de taşısalar Türkiye buralarda ceza almamalıdır. Buna dikkat etmeliyiz. Elbette ki kayyumlar da atanır, bazı yerlerde atanmaya da başladı zaten. Biz o bölgede milletten tehditle oy aldıklarını biliyoruz. Silahla oy aldıklarını biliyoruz ve devletin parasını da alıp terör örgütüne peşkeş çektiklerini biliyoruz. Şu an bütçelerinin %80 ila %90'ı merkezi bütçeden geliyor. Özerklik ilan edecekler; eğer genel bütçeden para gelmemiş olsa neyle yöneteceksin sen Diyarbakır’ı? Neyle yöneteceksin Mardin’i? Zaten özerksin, sana gelen parayı istediğin yere harcarsın. Bir tek vali var ve vali beyler de büyükşehirler de hiçbir şeye karışmıyorlar. Yetkileri yok zaten büyük şehirlerde. Büyükşehir yasasından sonra tüm yetki Büyükşehir Belediye Başkanı'na geçmiş vaziyette. İstediğiniz harcamayı yapabilirsiniz; faturayı koymak şartıyla. İstediğiniz harcamayı yapabilirsiniz; Sayıştay'a ve İçişleri Bakanlığı'na hesap vermek şartıyla. Onun haricinde başka bir şey yok ki. Denetim mekanizmasına tabiisiniz. Yaptığınız harcamalarda, yaptığınız tasarruflarda, yaptığınız yatırımlarda tamamen serbestsiniz. Bunların gayesi, özerklik diyerek bölünmenin tıraşlanmış halini bize yutturmak istiyorlar. Ardından da üç vilayette plebisit isteyecekler olmadı dörde çıkacak, beşe çıkacak, altıya çıkacak, yediye çıkacak ona çıkacak sonu yok. Biz egemenliğimizi ve toprağımız paylaşmayız. 

Soru: Kerkük, Musul gibi, Güneydoğu da elimizden çıkar mı?

Selçuk ÖZDAĞ: Çıkartmayacağız. Çünkü Güneydoğu Anadolu'da halk devletten yana. Güneydoğuda Araplar, Türkler ve Kürtler, diğer etnik kökenliler milli bütünlükten yanalar.

 

HDP, TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SİYASİ UZANTISI… YARGI DA GEREĞİNİ YAPMALI

 

Soru: Sayın Başbakan sürekli "Biz demokrasiden yanayız, parti kapatmadan yana değiliz" diyor. Parti kapatmaktan yana değiliz derken aslında Refah Partisi'ne, Fazilet Partisi'ne hatta Milli Selamet Partisi'ne haksızlık etmiyor mu? Çünkü aynı kefeye koyuyorsun. Terörün tamamen parçası halindeki HDP diye bir parti; Avrupa'da da yoktur, Amerika'da da yoktur, başka bir yerde de yoktur. Mecliste direkt terörü öven, direkt terörün içinde olan, direkt terör örgütünden talimat alan bir parti olabilir mi? Yani bu partiyle, Refah Parti'sini aynı kefeye koymak doğru mu?

Selçuk ÖZDAĞ: Siyasi irade olarak, parti kapatmalara karşıyız. Bununla ilgili olarak 12 Eylül 2010'da anayasa değişikliği yapmak istedik ama HDP çok mağdur olmasına rağmen bu konuda HDP burada oy vermedi. Referanduma götürtmedi bunu. Götürtseydi parti kapatma tamamen kalkacaktı ve suç işleyenler suçun şahsiliği prensibi gereğince hukukta onlar yargılanacaktı. Biz diyoruz ki suçu kim işlemişse onlar yargılansın. Ama bu sırada ihbarlar, suç duyuruları devam ediyor. Bunu yargı yapmalı, yargı devreye girmeli, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı devreye girmeli. Siyasetin konusu değil bu. Zaten siyaset kapatmıyordu biliyorsunuz partileri, Cumhuriyet Başsavcıları kapatıyordu. O nedenle biz yine de kişilerin yargılanmasını istiyoruz. Gerçi İspanya’da Batasuna Hareketi sadece ETA'nın bir sembolünü kullandı diyerek, hem İspanyol mahkemesi tarafından kapatıldı. Hem de AİHM tarafından kapatılması onaylandı.

Soru: Ben bunun demokrasiyle bir alakası olduğunu şahsen düşünmüyorum. HDP gibi bir parti, parti değil ki...

      Selçuk ÖZDAĞ: Tabii bunlar PKK'nın siyasal uzantısıdır. PKK'nın sözcülüğünü savunuyorlar ve Türkiye'nin bölünmesini istediklerini açık ve net bir şekilde ilan etmiş vaziyetteler. Eskiden “Ay yıldızlı bayrakla problemimiz yok” diyorlardı, bunu da söylemiyorlar. “İstiklal Marşı ile problemimiz yok” diyorlar okumuyorlar. Neden okumadıklarını söyleyemiyorlar. Bunlar ayrılıkçı bir hareket, bölücü bir hareket. Bunlar Marksist - Leninist, İslam'la kavgalılar, tarihle kavgalılar, kültürle kavgalılar o nedenle bu mücadeleyi topyekûn yapmak zorundayız. Bütün bir millet, bütün bir devlet topyekûn bu bölücülükle mücadele edeceğiz. Bu sırada yargı da daha hassas daha dikkatli daha duyarlı olmalı ve gereğini de yapmalı diye düşünüyorum.

 

ANAYASA’DAN “TÜRK” KELİMESİ ÇIKARILACAK MI?

 

Soru: Anayasa’dan “Türk” kelimesini kaldıracak mısınız?

Selçuk ÖZDAĞ: Hayır kaldırmayacağız. Bir kere etnisite ile millet kavramını birbirine karıştıranlar var Türkiye'de. Tek etnisiteli dünyada iki devlet vardır; Japonya ve Kore ama Dünya'nın her tarafında bütün çağdaş devletlerde, modern devletlerde çok etnikli yapılar vardır, tek millettir. Almanlar çok etniklidir, tek millettir. İngilizler çok etniklidir, tek millettir. Biz de çok etnikliyiz, imparatorluk bakiyeleri böyledir. İçimizde; Laz'ı var, Çerkez'i var, Gürcü'sü var, Arnavut'u var, Kürt'ü var, Türkmen'i var.  Bu şekilde yaklaşık 25-30'a yakın ayrı bir etnisite var bu bölgede ama biz tek milletiz. Etinisitemiz farklı olabilir ama biz tek milletiz.

Bin yıldır aynı kültürün çocuklarıyız. Aynı kültürün çocukları farklı farklı etnik yapılardan farklı farklı ırklardan gelseler bile tek millet olurlar. Cenazen aynı, düğün'ün aynı, mutfağın aynı, kıyafetin aynı, okulun aynı, nişanın aynı, asker uğurlaman aynı, sadece Kürtlerle bir tek dilimiz farklı onun da %60'ı Türkçe geri kalanı da Arapça, Farsça ve bir kısmı da uydurukça. Bunu da ben söylemiyorum Minorsky gibi çok önemli Türkologlar söylüyor. Ruslar, Almanlar, Fransızlar, İngilizler söylüyorlar. Türkiye'de resmi dil Türkçe kalmalıdır. Türk milleti ibaresi de durmalıdır. Türk milleti ibaresinden hiç kimse rahatsız olmamalıdır. Evet, Türk bir kavmin adıdır. Ama Türk aynı zamanda bir kültürün adıdır. Türk aynı zamanda bir vatandaşlığın adıdır. Bugün Türk bir kültürün adıdır. Bundan da kimse gocunmasın niye; Afrika'ya giderseniz kimse bize “Çerkezler geldi, Lazlar geldi” filan demiyor, “Türkler geldi” diyorlar veya Avrupa'ya gitseniz “Türkler geldi” diyorlar. Biz Türk eşittir Müslüman olarak algılanıyoruz. Bir yandan İbrahim milletindeniz. Bir diğer yandan da sosyolojik açıdan tek bir milletiz biz. Millet kavramıyla etnisiteyi karıştıranlar bunu daha çok dayatıyorlar. O nedenle biz bundan taviz vermemeliyiz %4 - %5lik bir HDP bunu istiyor diye bu kelimenin kaldırılması taraftarı değilim. Açık ve net söylüyorum biz başkanlık çerçevesi içinde bir anayasa istiyoruz. Pür bir başkanlık sistemi ve bu başkanlık sistemiyle beraber anayasayı değiştirmek istiyoruz.  

(BİTTİ)  

 

BU DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

SELÇUK ÖZDAĞ RÖPORTAJININ BİRİNCİ BÖLÜMÜ İÇİN TIKLAYINIZ:

Çözüm Süreci'nde 1.000 eylem yapıp 61 kişiyi öldürdüler; asker, polis silahına sarılmadı

Bakmadan Geçme