İLESAM'dan Süleymanov'aya onur plaketi

Kazakistan'ın büyük devlet adamı ve kanaat önderi şair yazar Olcas SÜLEYMANOV doğumunun 80. Yılında düzenlenen programlar çerçevesinde ülkemizdeki çeşitli üniversite ve kurumlarca taltif edildi.

  • 1922

Kazakistan Büyükelçisi, ekselansları Canseyit Tüymebayev tarafından büyükelçilikte Süleymanov onuruna düzenlenen panel ve resepsiyonda, katılımcılar Türk Dünyası’nın bu seçkin konuğu hakkında duygu ve düşüncelerini ifade ettiler.

TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kasainov, Kırgızistan Büyükelçisi İbragim Cüisnov, Yıldırım Bayezit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, Avrasya Yazarlar Birliği Derneği Başkanı Yakup Ömeroğlu, TÜRKSOY Kazakistan Temsilcisi Malik Otarbayev, akademisyenler ve kalabalık bir davetli topluluğunun bir araya geldiği program renkli görüntülere sahne oldu.

 Programa İLESAM’ı temsilen katılan Genel Başkan Yardımcımız İlter Yeşilay, Genel Başkanımız Mehmet Nuri Parmaksız, Yönetim Kurulumuz ve İLESAM Camiası adına Olcas Süleymanov’a onur plaketi takdim etti.

İlter YEŞİLAY konuşmasında şu sözlere yer verdi:

Sayın Süleymanov, değerli konuklar, her zaman şairlerin gökyüzünden yeryüzüne inmiş yıldızlar olduğunu düşünürüm onların fikirlerindeki ve duygularındaki ışık dünyaya yön verebilecek kadar güçlüdür. Olcas Süleymanov gerek cesareti, gerek sanatı ve gerekse Kazak halkı için verdiği büyük mücadeleyle bunu başarabilmiş büyük bir yıldızdır. Kendisini ülkemizin başkentinde görmekten ve kurumum adına bu onur plaketini vermekten dolayı çok mutluyum.

Sayın Süleymanov; Konferansları için şehir dışında bulunan Genel Başkanımız Mehmet Nuri Parmaksız beyefendi benim şahsımda size sevgilerini saygılarını gönderdi ve 80. Doğum gününüzü kutlayarak daha uzun yıllar Türk Dünyası’nın ışığınızdan faydalanmasını diledi. Genel Başkanımızın selamıyla birlikte üç bini aşkın üyemizin de sevgi saygı ve kutlama dileklerini burada size iletmekten onur duyuyorum. Yıldızınızın daha nice yıllar parlaması dileğiyle üzerinde yıldız bulunan bu plaketi İLESAM adına size sunmaktan dolayı mutluluk duyuyor ve kutluyorum”

Törenden sonra Kazakistan Büyükelçiliği’nin bahçesinde verilen resepsiyonda konuklara Kazak’ların yöresel yiyecekleri ve çay ikramında bulunuldu.

 OLCAS SÜLEYMANOV KİMDİR?

Dil alimi, yazar, şair, jeolog ve diplomat olan Olcas Süleymanov Kazak Türklerinden olup, 1936 da o zamanki tam adıyla Kazak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin baş şehri Almatı’da dünyaya gelmiştir. Babası Ömer Bey, Kızılordu’da süvari subayı olup, Olcasın doğumundan birkaç gün önce bir çarpışmada öldüğünden, Olcas öksüz olarak büyümüştür. Annesi Fatma Hanım, kocasının ölümünden birkaç yıl sonra ünlü bir Kazak gazeteci Abdül Ali beyle evlenir. Daha sonra, sosyal bilimci, şair ve edip olarak yetişmesinde Olcas Süleymanovun hayatında önemli rol oynar. Klasik Sovyet ilk ve orta öğrenimini bitiren Olcas, Kazak Devlet Üniversitesinin jeoloji bölümüne girer. 

Sovyetler Birliği zamanında Sovyet rejiminin özellikle Türk halklarına yönelik sistematik bir eğitim projesinin bir parçası olarak, Türk soylu olan okur yazar insanları sosyal bilimlere değil de, fen ve teknik bilimlere yöneltmek gibi bir durumu vardı. Fakat Olcas Süleymanov: “üzerimde çok hakkı var” dediği üvey babası gazeteci Abdül Ali’nin küçük yaşlarda kendisine açmış olduğu yolu takip ederek, edebiyat ve şiire yönelir. Yazmış olduğu ilk şiir ve yazılar dikkat çekmiş olmalı ki, Olcas’ı Moskova Edebiyat Enstitüsüne gönderirler. Daha sonraki yıllarda hemen hepsi üstün birer edebiyatçı, şair ve devlet adamı olan Azerbaycan’ın (Elçibey döneminde) İstanbul Başkonsolosu Abbas Abdullah Hocalıoğlu, Özbek şairi Yadigar Abidov, Yakut şairi Vladimir Samık’la Moskova Edebiyat Enstitüsü ve Gorki Edebiyat Enstitüsünde tanışacaklardır.

İlk edebiyat mahsullerinde, göçebe Kazak hayatının motiflerinden, Kazak tarihine, sözlü kültür varlıklarının yer aldığı çalışmalarını giderek, sosyal antropoloji dil ve tarihe yönelten Olcas Süleymanov, bu yönelişi şöyle izah edecektir.

"Günümüzde bir Türk Şairi ve edebiyat adamı aynı zamanda araştırmacı bir bilim adamı da olmak zorundadır." dedikten sonra şöyle devam etmektedir; 

"En ağır yükü kervanın gövdesi taşır. Yolda düşenlerde onun sırtına yüklenir çünkü, her nesil, sanki dünyanın son nesliymiş gibi büyük bir gayretle çalışmalıdır. Atalarımızın bilmediği ve kabullenmedikleri gerçeklerin de sorumluluğunu üstlenmemiz gerekmektedir. Yükleniyoruz da, gereksiz görülen bir takım şeylerle bu yüzden uğraşıyoruz zaten: Etrüsk Tarihini, Sümer arkeolojisini inceliyor, Mahenjo-Daro yazıtlarını anlamaya, İskandinav alfabesini çözmeye çalışıyoruz" demektedir.

Gerçekten de bu yoldan hareketle dil bilime, antropoloji ve tarihe yönelen Olcas Süleymanov, Rus Destanlarının tetkikine yöneldiğinde, karşısına muhteşem bir kavim Türk Kültür Tarihi çıkacak, çalışmalarını teksif edip ortaya koyduğu"Az i ya" adlı çalışması Moskova İlimler Akademik heyetini ikiye bölecek, İlim ve edebiyat çevrelerini ayağa kaldıracaktır. Sözkonusu çalışma ilmi bir çalışmadır fakat ortaya konan tezler o güne kadar hakim tarih ve ideolojik söylem olan "Rus imajı"nı yerle bir edeceğinden İlimler Akademisi tarafından gerekçesiz olarak reddedilecektir. Ne var ki, Rus karakterli Sovyet Tarih ve Kültür hayatında derin izler bırakacak olan "Az i ya" (Türkçesi, "sen ve ben" klasik Rusçada ise "ben ve ben") eseri 80li yılların Türk soylu Sovyet aydınları arasında kendilerini Ruslarla, dönüm noktasına getirecektir.

Nitekim, on yıllık bir beklemenin ardından (1990) Sovyet sisteminin çözülüşü esnasında Olcas Süleymanov’un bir daha adının gündemi işgal edişine şahit olmaktayız. Bu defaki, Sovyetler çapında değil, dünya çapındadır. Doğduğu topraklardan yıllar önce kopup Moskova’ya gelen Olcas,yıllar sonra jeolojik tetkikler için Kazakistan’a döndüğünde Türkistan’ın yegane hayat kaynağı olan Aral Gölü’nün kuruduğunu, Semey eyaletindeki Sovyet nükleer çalışmalarının Türkistan’ı cehenneme çevirdiğini görecek, keza aynı biçimde ABD’nin, Kızılderili ülkesi olan Nevada’da yaptığı benzeri nükleer çalışmaların aynı felaket olduğundan yola çıkarak milletlerarası bir sivil insiyatif olarak "Anti Nükleer Semey-Nevada" hareketini kuracaktır.

Dünya ekoloji ve entellektüel mahvellerinde geniş yankı bulan "Anti Nükleer Semey-Nevada" hareketine, dünya ölçeğinde belli bir işlerlik kazandıran Olcas Süleymanov, 1917, I.Bütün Rusya Müslümanları Kongresinden 70 yıl sonra Kazan Türk aydınlarından dilci Rafail Muhammeddin’le birlikte ilk defa I. Türk Halkları Kongresini (1990) düzenleyerek, yeniden yapılanacak Türk Dünyası’nın temeline ilk harcı koyacaktır.

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ,Yüksek Sovyet Üyeliği, Sovyetler Birliği Halk Temsilciliği, Kazakistan Yazarlar Birliği Genel Sekreterliği, Asya Afrika Yazarlar Birliği Komite Başkanlığı, Anti-Nükleer Semey -Nevada Hareketi Başkanlığı, Türk Halkları Birliği Kurucu Üyeliği gibi son derece entellektüel bir karizmaya sahip olan Olcas Süleymanov, Kazakistan, bağımsız bir Cumhuriyet olup, Nur Sultan Nazarbayev Cumhurbaşkanı olduktan sonra, Kazakistan nezdinde dış göreve atanmış olup, halen Kazakistan’ın İtalya sefiri olarak, Roma’da bulunmaktadır.

Edebiyat, dil ve tarih yanında, sinemayla da ilgilenen, bir müddet Kazak film stüdyolarında da çalışan Olcas Süleymanov’un yayınlanmış eserlerinden başlıcaları şunlardır: 

 Seherin Güzel Vakti (Şiir) , Parisli Bir Kızdır Gece(Şiir), Maymun Yılı(Roman), Kil Kitabı, Az i ya (Destan İnceleme), Yazının Dili (Dil Felsefesi). 

Bakmadan Geçme