'Playstation kuşağı' nedir?

Ppof. Kemal Sayar, el-Cezire Türk'e verdiği toplumsal sorunlarla ilgili röportajda ilginç tespitlerde bulundu.Sayar 'Playstation kuşağı her şeye bir tıkla, bir dokunuşla ulaşabileceğini düşündüğü için emek ve zahmet harcayamıyor' dedi.

  • 1159

Prof. Kemal Sayar, el-Cezire Türk'e verdiği toplumsal sorunlarla ilgili  röportajda ilginç tespitlerde bulundu

“Şimdiki gençler playstation kuşağı”

Nedir playstation kuşağı?

Playstation kuşağı, her şeye bir tıkla, bir dokunuşla ulaşabileceğini düşündüğü için emek ve zahmet harcayamıyor. İnsan ilişkisine de böyle. İnsan ilişkisi emekle derinleşir. ‘Benim her şeye hakkım var’ diyen biri kolaylıkla muhatabını suçlayabiliyor. Aslında bu da olgunlaşmamışlığın bir tezahürü. Ruhsal olgunluğun ölçütlerinden biri, insanın hata yaptığı yerde “Ben hatalıyım” deyip hatayı düzelterek yoluna devam etmesidir. Eğer sürekli etraf hatalı derseniz, bu sizin hep çocuk kalmanızı ve yaptığınız yanlışlardan öğrenmemenizi beraberinde getirir. Aslında bu çocuksuluk siyaset sahasında da, gösteri dünyamızda da, toplumsal ilişkilerde de kendini gösteriyor. Birbiriyle yetişkin bireyler olarak ilişki kurmak yerine, itişen tepişen çocuklar olarak iletişim kuruyoruz. Birbirimize küsüyor, birbirimizle konuşmuyoruz. Bu, çocuksu bir iletişim tarzıdır. Dolayısıyla bu olgunlaşmamışlık, karşı tarafı hizmet edilecek veya uğruna çaba harcanacak, ter akıtılacak bir insan olarak görmüyor. 

Kadın ve erkeklerde ortak bir sorun bu.Sanal dünya herkes için bir kaçış mekânı, bir ilticagâh. Oyun bağımlılığı erkekleri çok etkileyen bir şey çünkü oyun insanlara muazzam bir kontrol duygusu veriyor. Hayatın başka alanlarında kontrol duygusuna sahip olamamış insanlar oyunla birlikte kendilerini çok fazla güçlenmiş hissediyor ve ileri yaşlarda bile uzun saatlerini oyuna verebiliyor. Bu tür insanlar adeta oyunla apayrı bir dünya kuruyor ve orada mutlu olmaya başlıyor. Bazı ailelerde evlilikleri de tehdit eden boyutlara ulaştığını söyleyebilirim.

Neden bunu yapıyor erkekler?

 

Aslında erkeklerin reel dünyadaki kimliklerinden hoşnut olmayıp, kendilerine sanal bir kimlik yaratıp, o kimlik üzerinden var olma çabalarını görüyorum. Sanal alem bir tür kimlik egzersizi mekânıdır. Olmak istediğimiz, zihnimizde canlandırdığımız, hayal ettiğimiz kişiyi geçici bir süreliğine olabildiğimiz yer, bir fantezi mekânıdır. Bize o imkânı tanır ve erkekler de o imkânı sınırsızca tepe tepe kullanabiliyor. Teknoloji erkekleri giderek toplumsal hayattan, evlilik hayatından ve ilişkilerin sahiciliğinden koparmaya başlıyor.

.

Bakmadan Geçme