Sosyal medya mafyaları
Online forumların, sözlüklerin, Facebook'un ve son olarak da Twitter'ın tahmin edilenin ötesinde bir gündem oluşturma gücüne kavuşmasıyla birlikte, sosyal medya olarak anılan yapının karanlık yüzüyle tanıştık. Çoğu devletin yok etmek için mücadeleye giriştiği internet/oyun bağımlılığından farklı olarak, bireyi değil, doğrudan toplumu etkileyen bir tehlike kapımıza dayandı: Hakikat ile yalanı istediği gibi yönlendiren odakların yükselişi.
İlk yıllarında internet için en çok kullanılan tanımlardan biri, onun sayesinde “sınırsız” bilgiye “süratle” ulaşacağımızdı. Şüphesiz bu tanım doğruydu. Ancak ulaşılan bilginin mahiyeti ve yeterliliğinden bahsedilmiyordu. “Sınırsız ama güvenilir mi” sorusu sorulmamıştı.
İnternetin neredeyse hava ve su gibi temel bir ihtiyaç haline gelmesiyle beraber ciddi sorunlarla yüzleştik. Doğru ile yanlış arasındaki sınırın belirsizleşmesi; gerçek bilgiye ulaşmak için basit bir Google aramasından çok daha fazlasına ihtiyaç duyulması bu sorunların ilkiydi. Yeni bir problem değildi bu elbette; güvenilmezlik geleneksel basının da siciline işlemişti. İnternet bunu ortadan kaldırmayı, hiç değilse azaltmayı vaat ediyordu ama tam tersi oldu. Bugün sanal ağlarda erişilen neredeyse her bilgiye şüpheyle bakar hale geldik.
Bakmadan Geçme
