TBMM Başkanı Kahraman'dan şok öneri: Yeni anayasada laiklik olmamalı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, 'Yeni Anayasa doğru yapılırsa o zaman yeni Türkiye de doğru olur. Bir gayret, bir çalışma, bir istek var. İnşallah neticeye gider' ifadesini kullandı

  • 895

Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı İsmail Kahraman, İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği (AYBİR) tarafından düzenlenen "Yeni Türkiye Konferansları ve 6. Yeni Türkiye ve Yeni Anayasa"  konferansa katıldı.

"YENİ ANAYASA ÖNCE İNSAN DEMELİDİR"

Konferansta konuşma yapan TBMM Başkanı İsmail Kahraman, adaletten ayrılmamanın önemine dikkat çekerek, "Bence yeni Türkiye adil bir Türkiye olmalı ki yeni Türkiye olsun. Kaybımız adaletten uzaklaşma olmuştur. Devletle millet kaynaşmalıdır. Yeni anayasa önce insan demelidir. Devlet vatandaşın hizmetindeki bir örgüt olmalıdır. Bizde anayasalar tersine, devleti koruyan anayasalar olmuştur. Bunu millet istediği gibi yazar, kalemi alır ve yayınlar. Çünkü kendini bağlayacak, yönetecek ya da kendine hürriyet tanıyacak kendisi tespit edecek. Yok kurucu irade şöyle dedi, yok kurucu irade böyle dedi, denmez. Kurucu irade milletin ta kendisidir" diye konuştu.

"BÜTÜNÜNÜ KAYBEDEN BİR ANAYASA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

Anayasanın değişmesi gerektiğini ifade eden Kahraman, "Bir başlangıç kısmı var, üzüyor beni. 34 tane 've', 22 tane 'virgül', 7 tane 'noktalı virgül, '7 'paragraf' ve bir 'nokta'. 2 sayfa süren bir başlangıç kısmı. Dünya anayasalarında böyle bir başlangıç yok. Lisanı da güzel değil. Birinci kısmında hüviyeti verir, maddenin hemen ikinci kısmında, ancak, şu kadar ki, fakat ki der hüviyeti geri alır. Niye, çünkü bir darbe anayasasıdır. 61'de böyledir, 82'de böyledir. 1982 Anayasası'na geliyoruz. 113 maddesi değiştirilmiş. 177'de 113 değişirse yüzde kaç değişir, yüzde 63.6 değişir. Yüzde 63.6'sı değişmiş bir anayasa. Yamalı bir bohça, uymuyor. Bütününü kaybeden bir anayasayla karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.

"LAİKLİK YENİ ANAYASADA OLMAMALIDIR"

Geçerli olan 1982 Anayasası'nda Allah lafzına hiç rastlanmadığını bildiren Kahraman, şunları kaydetti:

"Dediğimiz gibi bu anayasanın herhangi bir yerinde Allah lafzına rastlanmıyor ama anayasalar inanca göre tasnif edildiğinde bu 1982 Anayasası da 1961 Anayasası da dindar anayasalardandır. Neden mi? Diyanet İşleri Başkanlığı idare içerisinde vardır. Resmi tatiller, Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı, din dersi zorunludur ve inanca dayalı bir yapısı vardır. Yani seküler değildir, dindar anayasadır. Laiklik tarifi de ona göre olmalıdır. Laiklik zaten yeni anayasada olmamalıdır. Dünyada 3 anayasada laiklik vardır. Bunlar Fransa, İrlanda ve Türkiye'dir. Tarifi de yok. İsteyen bunu istediği gibi yorumluyor. Böyle bir şey olmamalı. Bir gazete benim için birlik olarak benim için bir anayasa metni hazırladılar. Laiklikten hiç bahsetmiyor. Evet, herkes dini inancında, bunu yaşamada ve ifade etmekte hürdür. Fransa'daki anlayış da bu. Allah demeyeceksiniz, Allah Allah. Ölürken mi diyeceksiniz. Bizde şöyle bir durum var. İslam'a göre doğuyorsunuz, kulağınıza ezan okunuyor. İsviçre Medeni Kanunu'na göre büyüyor, evleniyorsunuz. Alman Ticaret Kanunu'na göre ticaret yapıyorsunuz. İtalya Ceza Kanunu'na tabisiniz. Ama öldüğünüz zaman yine musallaya konuluyorsunuz, yine besmele çekilip yolcu ediliyorsunuz." 

Kahraman, Türkiye'de anayasaların devleti koruduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Anayasanın gözlerde büyütülmesi çok yanlıştır. 'Anayasa değişir mi değişmez mi?' gibi tartışmalar var. Tabii ki değişir, nihayetinde bu bir yasa. Anayasayı millet istediği gibi yazar, kaleme alır ve yayınlar. Çünkü kendini yönetecek noktaları, o tespit edecek. 'Kurucu irade şöyle dedi, böyle dedi' denmez. Kurucu irade, milletin ta kendisidir. Millet bunu yapmalıdır. Bunu milleti temsil eden Meclisimiz, milletvekillerimiz yapacak. İçinde bulunduğumuz 26. dönem, güzel bir anayasa yapacak. Millet bunu istiyor çünkü. Siyasi partilerin tamamı, seçim beyannamelerinde anayasanın değiştirilmesi konusunda hemfikirler. O halde gelin, yeniden masaya oturun. Tüm partilerin katıldığı yeni anayasa hazırlama komisyonu kuruldu ama ilerleyemedik. Ama bu anayasa değiştirilmeli. Ayrıca mevcut anayasanın dili de imlası da düzgün değil."

"Anayasayı toplumla kaynaşarak yapacaksınız"

İsmail Kahraman, 1982 Anayasası'nın yamalı bir bohça olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin, bütünlüğünü kaybeden bir anayasa ile karşı karşıya olduğunu vurguladı.

Anayasa yapılırken toplumun farkında olunması ve dikte edilmemesi gerektiğinin altını çizen Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Anayasayı toplumla kaynaşarak yapacaksınız. Bizdeki anayasa çalışmaları daha çok tepeden inme şeklinde yapılmıştır. 1982 Anayasası'nı hazırlayan heyette Şener Akyol da vardı. Kendisine, 'Müslüman bir ülkedeyiz, neden anayasa Allah ismi ile başlamadı?' diye sordum. O da 'Biz Allah ile başlattık ama konsey kaldırdı.' dedi. Yeni anayasa ferde ehemmiyet vermeli. Devlet, kendini ferdin hizmetinde bilmeli. Hürriyeti verdikten sonra tahdit olmamalı. Mevcut anayasanın herhangi yerinde Allah lafzı yok ama 1982 ve 1961 anayasaları dindar anayasalardandır. Neden? Diyanet İşleri Başkanı idare içinde vardır. Dini bayramlar, resmi bayramdır. Din dersi zorunludur ve inanca dayalı bir yapısı vardır. Yani seküler değildir, dindar bir anayasadır. Yeni anayasada laiklik tarifi bir kere olmamalıdır. Dünyada laiklik tarifinin olduğu anayasalar Fransa, İrlanda ve Türkiye'de var. Tarifi de yoktur. İsteyen bunu istediği gibi yorumluyor. Böyle bir şey olmamalı. Anayasamızın dinden kaçınmaması lazım. Müslüman bir ülke olarak neden kendimizi dinden arındırma, geri çekme durumunda olacağız? Bir İslam ülkesiyiz. Bu nedenle dindar bir anayasa yapmalıyız."

"Kendimize uygun bir anayasa yapacağız"

Gereken incelemeleri yaptıklarını aktaran Kahraman, "Yarı başkanlık diye düşünüyordum sonra baktık ki başkanlık sistemi lazım. Niye? İki başlılık olduğu takdirde istikrar olmaz. İki şoförlü bir araba kazasız gidemez mutlaka kaza yapar. Dolayısıyla başkanlık sistemi iskeletli bir anayasa metni hazırladık. Sistemin iyiliği nerede? Tek kişinin yönetiminde. İki adam, biri Cumhurbaşkanı diğeri Başbakan. Farklı partilerden ise anayasa fırlatma olayını ve Türkiye'ye neye mal olduğunu hatırlayınız. Sıkıntıya gireriz, gelişmemiz durur. Zaten gelişmemizi istemeyen dış dünya bu propagandayı yapmaktadır. 'Başkanılık diktatörlük' deniyor. Ne münasebet. Şimdi Obama diktatör mü? Gayet güzel işleyecek istikrar ve gelişme olacak. Bunu Türkiye'nin ilerlemesini istemeyenler istemiyor. İnşallah yeni bir anayasa olur, olmalıdır. Hukukta anarşi olmamalı ve yanlışlıklar yapılmamalıdır. En güzel kanun bile kötü tatbik edicinin elinde bir işkence aracıdır. Hukuk içimize sinmelidir. Kendimize güvenmeliyiz. Biz aşiret değil, koca bir cihan devletiyiz. Gücümüzün niçin farkında olmuyoruz? Kendimize uygun bir anayasa yapacağız ve yeni Türkiye'ye de öyle ulaşacağız." ifadelerini kullandı. 

Program sonunda ise İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği Başkanı Prof. Dr. Yusuf Balcı, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a, Türkiye'nin ilk anayasası Kanun-i Esasi'nin yapılması hakkında ferman veren Abdülhamid Han'ın fermanının orijinal bir basımını hediye etti.

 İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası Doktora Salonu'nda düzenlenen konferansa; TBMM Başkanı İsmail Kahraman, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği Başkanı Prof. Dr. Yusuf Balcı ve çok sayıda davetli katıldı.

Bakmadan Geçme