Cemal İncesoyluer

Akademik ihanet…

Cemal İncesoyluer

  • 3443

Akademisyenler de topa girdi.

Yayınladıkları bildiriyle niyetlerini, tiyniyetlerini ve ihanetlerini bir bir sıraladılar.

1137’si Türkiyeli, 356’sı yabancı akademisyenin yayınlandığı bildirinin metninde, utanmasalar “PKK’ya özgürlük, Biji Apo, Biji Karayılan, Biji Selo” diyecekler.

Bebek katili PKK'ya toz kondurmayan akademik ihanet!

 Sur, Silvan, Nusaybin, Cizre ve Silopi başta olmak üzere doğuda yaşanan terör olayları ve sokağa çıkma yasaklarına akademisyen ve araştırmacılar tepki göstererek, adına da “Barış Bildirgesi” deyip inceden inceye bir ironi yapmışlar.

Bebek katili PKK'ya toz kondurmayan akademik ihanet!

Son dakika haberlerini biliyorsunuz.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Şırnak'ın Cizre ve Diyarbakır'ın Sur ilçelerindeki sokağa çıkma yasağının kaldırılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemiyle yapılan başvuruları reddetti.
Başvurularda, sokağa çıkma yasağının kaldırılması, güvenlik operasyonlarının durdurulması veya uluslararası standartlara uygun yürütülmesi için geçici tedbir talebinde bulunuldu.
Alınan bilgiye göre, mahkeme, Adalet Bakanlığının görüşü doğrultusunda, bu aşamada ihtiyati tedbiri verebilmesi için elinde yeterli veri bulunmadığına karar vererek, başvuruları reddetti.

Bebek katili PKK'ya toz kondurmayan akademik ihanet!
Akademisyenlerin “ihanet bildirisinde” özetle şunlar dile getirildi:
“Türkiye Cumhuriyeti, vatandaşları Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkum etmekte. Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar, siyasi partiler, Meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz.”

Bebek katili PKK'ya toz kondurmayan akademik ihanet!

İsterseniz, bu bildirinin tamamını okuyun. Göreceğiniz şey, “barış bildirisi” diyerek, terör örgütüne omuz verme, meşrutiyetini onaylama ve PKK/KCK’nın bölgede yaptığı derin travmayı görmezden gelme gibi mevzuları içinde barındırıyor.

Bildirinin hiçbir kelimesinde, cümlesinde ve paragrafında:

Çözüm daveti… Hendekler ve barikatlara ilişkin eleştiri… Terörün sona erip, siyaset kurumunun yeniden sorumluluk üstlenmesi… Bubi ve mayın tuzaklarının asker ve polisimize yönelik olmasına karşın, Kürt çocuklarının, kadınlarının ve gençlerinin de ölümüne sebep olduğunu haykırmak gibi namuslu düşüncelerin dile getirilmediği anlaşılıyor…

HDP’li belediyelerin iş makineleriyle hendeklerin kazılıp, özerklik ilanlarının yapılmasının devletin egemenliğine açık başkaldırı olduğu gerçeği ise, özenle ıskalanmış.

Bebek katili PKK'ya toz kondurmayan akademik ihanet!

Hiç lafı eğip bükmenin lüzumu yok.
Bu bir “akademik ihanet” ve Türkiye Cumhuriyetine yönelik mandacılıktır.

Bu filmin bir başka versiyonunu defalarca izlemiştik. Hatırlayın, adına “Cumhuriyet Mitingi” dedikleri kalkışmaları. Türkiye’de yaşayan insanların inanç, düşünce ve yaşam biçimlerine dudak büken, üsten bakan, “ekmek-emek” kavramlarını Nişantaşı’nda, Etilerde, Kadıköy’de, Çankaya ve bu ülkenin sahil şehirlerinde 12 ay 24 saat zevki sefa içerisinde yaşayarak anlamaya çalışan güruh, şimdi de “Akademisyen Bildirisi” adı altında “mütareke zangoçları” olarak yeniden ortaya çıktılar.

Bildiri de, “terör örgütüne yaslanarak siyaset yapılmaz” itirazına rastlayanınız var mı?

Şehit cenazeleri ve şehit aileleriyle ilgili teessürünü ifade eden tek bir cümle var mı?

PKK terör örgütünün küçük çocukları sokaklara sürerek, ölümlerine veya yaralanmalarına sebep olduğunu haykıran bir söz var mı?

Çünkü bu, tam tamına bir akademik ihanettir.

Aydınların halktan uzak ve Türk Milletinin bütün moral değerlerini hiçe sayan savrulmaları yeni değildir. Sadece, Türkiye Cumhuriyetiyle başlayan bir olgu da değildir. Batı’nın tutsak alması, cumhuriyetten en az yüz yıl öncesine dayanır.

Bütün devletler, kendisini koruyacak refleksleri gerçekleştirirler. Hele hele iç çatışmaya öykünen her terörist hareketi anladığı dilden bastırmak üzere hareket edebilir.

Bunu öğrenmek için Batı ülkelerindeki terör girişimlerinin nasıl bastırıldığına, hatta o ülkelerin yakın tarihlerini okuyarak, hangi unsurlarla yaptıklarını görebilirsiniz.

Mesele Türkiye Cumhuriyetine gelince mi, insan hakları ve demokrasi hatırlanıyor?

Bin yıllık devlet geleneğimizde 70 çeşit etnik kökenin bir arada yaşadığı bir geçmişe sahibiz. Osmanlı coğrafyasında herkes dini vecibelerini özgürce yerine getirirken, Avrupa’da yeni çıkan mezhepler nedeniyle kiliselerde “Engizisyon Mahkemeleri” kuruluyordu.

Akademik ihanet yapılmadan önce, bu gerçekleri de bildirilerine alsalardı, fikri namus bakımından gerçekten ülkenin aydını olduğunu göstermiş olacaklardı. 

Yazarın Diğer Yazıları