Dr. Vehbi Kara

Gemilerde İftar Sofraları

Dr. Vehbi Kara

  • 607

 

Ramazan ayında gemi aşçıları günde beş defa sofra hazırlamak zorunda kalırlar. Zira oruç tutmayanları da hesaba katmak gereklidir. Bununla birlikte sofra tertibini değiştirmeye gerek yoktur.

Genellikle akşam yemeği ile iftar yemeği aynı menüden oluşmaktadır. Sahur yemeğinde ise kahvaltı ile birlikte öğle yemeği de bulunur. Sonuçta aşçılar günde sadece iki defa yemek yaparlar. Fakat beş defa sofra kurulmuş olur. Burada kamarota yani gemi garsonlarına daha çok yük biner.

Gemi sofrasında en önemli konulardan bir tanesi yemeğin sıcak verilmesidir. Genellikle aşçılar oruç tuttuğu için oruçlu olanlar ramazan ayında biraz daha şanslı olurlar.

Aşçıların birinci amiri 2.Kaptan olup iftar zamanını da belirler. Günlük mesai de 1130 da öğle yemeği başlar. Bu sayede bütün vardiya nöbetçileri yemeğini yemiş olur. Akşam yemeği ise 1800 da başlar ve vardiyacılar dönüşümlü olarak yemeklerini yerler.

Yemeğin doyurucu olması ve zamanında çıkması için gayret etmek zorundadır. Genellikle aşçılar akşam yemeğini hazırlayıp istirahate çekilirler. Ertesi günkü öğle yemeğini ise sahur vaktine yakın hazırlamayı tercih ederler. Kamarotların işi ise gerçekten zordur. Günde beş defa sofra kurup kaldırmak onları daha fazla yorar. Ne ilginçtir, birlikte aynı gemide çalıştığım kamarotların neredeyse tamamı oruçlarını tutuyordu. Bazıları Ramazanın son günlerinde bırakıyordu ama “kamara personeli” adı verilen aşçı ve kamarotların diğer denizcilere göre daha sebatkâr olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Her iftar sofrası gibi gemicilerin sofraları da zengindir. Gerçi diğer günlerdeki yemeklerden farklı şeyler yoktur lakin açlığın katkısı ile kuru bir ekmek bile çok lezzetli olmaktadır. Zaten orucun bir hikmeti de kıymetini çoğu zaman bilemediğimiz nimetleri oruç vasıtası ile fark etmemizdir.

Ramazan ayında özellikle gündüzlerin uzun olduğu yaz aylarında Ramazan mesaisi uygulamak önemlidir. Birçok kaptan bu hususa çok dikkat eder. İnanç sahiplerine saygı duymak kadar işlerde verimliliğe dikkat edilmektedir. İşte bu yüzden ramazan aylarında oruç ibadetlerinin kolaylıkla yapılması için gerekli tedbirleri alırlar.

Gemilerde de mesai saatlerini ramazan ayına uygun olarak ayarlamak mümkündür. Mesleğini iyi yapan kaptanlar, bulunduğunuz yer eğer yaz ayı ise mesaide bazı kolaylıklar yapmaya çalışır. Örneğin öğle yemeği süresi kısaltılıp akşam vaktine ilave edilir. Tüm personelin istirahat süreleri elden geldiğince uzatılabilir.

Bununla birlikte gemi manevraları yani yanaşıp kalkma durumlarında yapacak bir şey yoktur. Herkes ayakta ve görevini yapmak zorundadır. Bununla birlikte Ramazan aylarında Allah insana ayrı bir güç veriyor. İlk birkaç günden sonra (düzenli yemek alışkanlığı değiştiği için) oruç tutmak insana hiç zor gelmemeye başlıyor.

Ayrıca Ramazanın verdiği şevk ve neşe işin cabasıdır. Kısaca ramazanlar gemide de olsa çok güzel geçer. Fakat Ramazan ayının yaşandığı en güzel yerlerin başında Arap ülkeleri gelir. Zira burada Ramazan mesaisi bambaşkadır. İftar saatine kadar sokaklar bomboş adeta etrafı ölüm sessizliği kaplamıştır. Fakat iftardan sonra her yer cıvıl cıvıl insan kaynamaya başlar. İşyerleri açılır alışveriş mağazaları ağzına kadar dolu olur. Gece yarısına hatta sahura kadar açık işyerleri vardır. Kalabalık hiçbir yerde azalmaz.

Sahurdan sonra sabah serinliğinde çalışmalar devam eder. Fakat öğle sıcağı bastırınca insanlar birer birer ortadan çekiliverirler. Ta ki iftar saatine kadar. Akdeniz ülkelerinde “siesta” adı verilen öğle uykusu ve istirahati belki de Arap uygarlığından geçmiş olabilir.

Sonra yine Ramazan şenliği başlar. Tabi bütün Arap ülkeleri böyle midir? Bilemem lakin gittiğim bütün liman şehirlerinde üç aşağı beş yukarı buna rastladım. Cenabı Allah bütün Müslümanlara Ramazan’ın bereketini nasip etsin.

 

Yazarın Diğer Yazıları