İbrahim Dilmaç

ZARRAP DAVASI VE İRAN'A AMBARGO

İbrahim Dilmaç

  • 1334

ZARRAP DAVASI VE İRAN’A AMBARGO

İran’a ambargolar, “BM Güvenlik Konseyi’nin ambargoları” ve “BM dışı ambargolar” olarak ikiye ayrılıyor.

BMGK (Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi) İran aleyhine 31. Temmuz 2006 tarihinde ilk ambargo kararını aldı. Bu kararda İran’ın uranyum zenginleştirmede programını askıya alması istendi ve süre verildi. İran işbirliği yapmayınca BMGK 23. Aralık 2006 da İran’ın nükleer silah üretmede kullanılacak her türlü malzeme ve teknolojinin transferini yasaklayan bir karar aldı. Bu kararda aynı zamanda nükleer çalışmalara katılan kişi ve kurumların İran dışındaki mal varlıklarına el konulması kararı da verildi. Bu kapsamda BM’ye İran bankaları, petrol ve sigorta şirketleri, gemi ve uçakların izlenmesi yetkisi verildi. BM’nin İran ambargosu 2016 yılında sona erdi.

Şu an İran’a BM kararı ile uygulanan bir ambargo yok!

Ancak ABD ve AB BMGK kararları ile yetinmeyip İran’a daha geniş kapsamlı kendi ambargo kararlarını uyguladılar. Kendi kararlarına uymayan ülkelere ambargo uygulamaları için baskı yaptılar. ABD’nin İran’a ambargo kararının kaynağı 28 Ekim 1977 ABD kongresinde kabul edilen“Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası’na dayanır. Bu yasa 1979 İran İslam devriminden sonra İran’a karşı uygulandı. Bu yasaya göre ABD başkanına, ülke dışından beklemedik bir tehdit geldiğinde ticari düzenleme yapma yetkisi veriyordu. Bu yasa 1995 den sonra İran aleyhine kullanılmaya başlatıldı ve kapsamı çok genişletildi. Örneğin 14 Aralık 2011 den itibaren, İran’ın uluslararası finans sisteminden izole edilmesi için topyekûn bir ambargo başlatıldı. Bu kapsamda İran ile iş yapan şirketlere bile ambargo uygulanmaya başlandı. İran Merkez Bankası ve başka finans kurumlarının bütün yurtdışı varlıkları donduruldu. 06 Şubat 2013’te ise çok sayıda İran kuruluşunun ve vatandaşının bulunduğu bir kara liste yayınlandı. AB’de ABD’nin uyguladığı büyün ambargoları kendi mevzuatı haline getirerek uygulamaya başladı. Bu bağlamda İran bankaları ve diğer kurumlarının elektronik transferler yapamaması için SWIFT bağlantısı kesildi.

Türkiye ise BM kararları dışında ABD ve AB’nin aldığı ambargo kararlarına uymayacağını defalarca açıkladı ve uymadı.

İşteİran asıllıRezaZarrab olayı Türkiye’nin ABD ve AB’nin aldığı elektronik para transferini engelleyen uygulamalarını geçersiz kılacak Dubai üzerinden dolambaçlı para ve mal transferini mümkün kılmak için yaptığı faaliyetlerin bir parçasıdır.

Ancak bu işlemlerin Zarrab gibi kimseler tarafından suiistimal edildiği ve kişisel servetlerini artırmada kullanıldığı bellidir. Burada Türkiye’nin parası değil İran’ın parası Zarrap gibi kimseler tarafından çalınmıştır. Çünkü İran’da gaz ve petrol alıyor. İran’dan Türkiye’ye bir doğalgaz boru hattı mevcuttur. Gaz ve petrolün fiyatı uluslararası piyasada belirleniyor. Burada Türkiye’nin kazıklanması diye bir şey söz konusu değil. Türkiye fiyatı belli petrol ve gaz alıyor ama parayı İran’a resmi bankacılık faaliyetleri kapsamında ödeyemiyor! Burada devreye Zarrap gibi kimseler giriyor. Türkiye’nin ödeyeceği para o dönem bizim hükümetle İran arasında varılan antlaşma gereği Halk Bankasında açılan bir hesaba yatırılıyor. Bu hesaptaki para ise İran hükümeti tarafından görevlendirilen Zarrap gibi kimseler tarafından Dubai menşeli firmalara mal satışı gibi işlemler gösterilerek transfer ediliyor. Dubai’de ise para İran’a aktarılıyor. Bu işlemler sırasında Zarrap komisyon alıyor. İşte Zarrap’in aldığı komisyon İran’a aktarılacak paralardan mahsup ediliyor. Burada haksız kazanç, fazla komisyon vb. yolsuzluklar olduğu iddiaları var.

Ancak ABD’de görülen davanın Zarrap ve ekibinin yaptığı yolsuzluk bunları yaparken Türkiye’de rüşvet vermesi vb. davanın konusu değildir ve zaten de olamaz. ABD mahkemesi “benim aldığım karara rağmen Türkiye’de bir yada birkaç bankanın ambargoyu deldiği” iddiası üzerine dava açmıştır. ABD’de esas yargılanan Halk Bankası ve Türk bankacılığıdır. RizaZarrap bu davada sanık değil tanık yapılmış ve Halk Bankasının ABD ambargosunu nasıl deldiğini anlatmaya başlamıştır.

Dava ABD’de bulunan FETÖ lobisi marifetiyle açılmıştır. Davayı açan savcı ve davaya bakan mahkeme başkanı FETÖ ile ilişkisi belgelenmiş kimselerdir. FETÖ bu davaya belge ve bilgi taşımakta, davanın Cumhurbaşkanı ve hükümete uzanmasını arzulamaktadır. Ama ABD mahkemesinin vereceği karar sunulan deliller ve ispat edilebilen suçlarla sınırlı olacaktır.

Zarrap’in tek yanlı beyanları ispata muhtaçtır. Rüşvet verdiği iddiaları zaten ABD mahkemesi nezdinde yargılama konusu yapılamaz. ABD mahkemesi sadece Halk Bankası ve adı geçen diğer bankalar tarafından kendi ambargosunu delindiğini ikna olursa bankalara para cezası kesebilir. Bunu daha önce birçok Avrupa Bankasına yaptı. Ancak burada bir fark var. Daha önce ABD mahkemelerinin Avrupa bankalarına verdikleri cezalar sadece hukuk davasının konusuydu ve dava bile açılmadan antlaşma ile cezaları tahsil ederek olay kapandı. İlk kez bir ABD mahkemesi bir Türk bankası hakkında ceza davası açtı. Bankanın genel müdür yardımcısı tutuklu yargılanıyor. Buda olaydaki FETÖ parmağını ve ABD’deki Türkiye düşmanı çevrelerin 15 Temmuz darbe girişiminin rövanşının alınmasını gayretini gösteriyor!

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları