Mustafa Toygar

BBP, Muhsin Yazıcıoğlu'nu inkar noktasına mı geldi?

Mustafa Toygar

  • 5335

 

        CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, BBP camiasının yakından takip ettiği bir isim değil…

        CHP’nin, “Adalet Yürüyüşüne” saygı duymanın, Enis Berberoğlu’nun masum olduğunu iddia etmek anlamına gelmeyeceğini de anlamak gerekiyor.

       “Adalet “Yürüyüşü” ne kadar doğru, ne kadar ilkeli elbette tartışılabilir.

       Ancak, BBP Genel Başkanı  Mustafa Destici'nin ifade ettiği gibi;  “Yasalar ve hukuk içerisinde toplumdaki herkesin ve herkesimin gösteri, yürüyüş ve eylem yapma hakkı vardır.”

        Bu sözleri ifade eden Destici, daha sonra CHP’yi yerden yere vuruyor. Muhalefet partilerinin görevi, diğer muhalefet partilerini eleştirmek, denetlemek midir? BBP tabanında bu durum da sorgulanıyor.

        Kadir  Gecesi Tacettin Dergahında, Muhsin Yazıcıoğlu adına verilen iftara katıldım. İftarı veren de Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu Furkan Yazıcıoğlu… BBP yönetimi adına iftara katılan kimseleri de göremedim.

        Türkiye’nin siyaset baronları genellikle zengin iftar sofralarında arz-ı endam ederler!!!...

        İftar programında farklı arkadaş grupları ile sohbet etme imkanımız oldu. BBP Genel Başkanına ve yönetimine büyük eleştiriler var. Durum MHP’den farklı değil anlayacağınız.

        Mesela deniyor ki; “AKP’de siyaset yapanlara saygı duyarız ama BBP adına AKP’nin yancılığını yapanlara elbette tepki göstereceğiz”

         Destici, "Tamamen siyasi bir yürüyüştür. Bu yürüyüş öncesinde Sayın  Kılıçdaroğlu, 'hayır' diyen bütün partileri ve grupları ziyaret etti. Amaç ve gaye bu 'hayır' bloğunu bir arada tutmaktır. Bunu 2019 yılına taşıma sürecidir. Bu yürüyüş bu ziyaretlerin devamıdır. Sayın  Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşüne ziyaret ettiği hayırcı gruplarında destek verdiğini görüyoruz. Bizim teklifimiz ayrışmaya, kamplaşmaya değil birleşmeye, uzlaşmaya ve kardeşliğe ihtiyaç vardır. Ana muhalefet partisi ve lideri birleşme uzlaşma sürecine katkı vermelidir.”

         Gayet tabi CHP’nin yaptığı, siyasi bir yürüyüştür. Siyasi partilerden ne bekliyorsunuz ki? BBP Genel Başkanı Destici’nin yaptığı her tür eylem de siyasi değil midir? “Hayır” diyen blokun bir arada tutulmak istenmesinin sakıncası nedir? Bütün partileri kapatalım, AKP’ye  ilhak mı edelim?

       Genelde bu minval üzerine konuşmalar oldu.

 

       Muhsin Yazıcıoğlu’nun üzerinde en çok durduğu konu Adaletti deniyor:

 

         Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatından önce yaptığı konuşmalara atıfta bulunarak; “BBP Muhsin Yazıcıoğlu’nun çizgisinin dışına mı çıkartılıyor?” gibi sualler dile getiriliyor.

        Mesela deniyor ki; “Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu,  2005 Yılında İstanbul da yaptığı bir konuşmada “Adında adalet olan ama şu anda adaleti katleden bir siyasi hareketle karşı karşıyayız. Bugünkü iktidar, ‘Adalet ve Kalkınma Partisi’ adıyla iktidar olmakla birlikte, maalesef ‘aklı karışıklar partisi’ diyeceğim bir noktada bulunuyor. AKP’ye IMF’den, ABD’den, AB’den, Ofer’den ve küresel sermayeden gelecek akıl lazım Benim vereceğim akıl, mili akıldır bunu sen kullanamazsın. Irak’ın işgalinden iki ay önce bir mektup yazıp uyarmıştım. Ama uyarılar dikkate alınmadı. Alınmadığı için bugün Telafer’de Türkmenler kan ağlıyor, Musul ve Kerkük düşüyor, Irak’ın kuzeyinde bir kukla devlet kuruldu. Sana verdiğim aklı kullansaydın, Bağdat düştükten sonra Türkmenlerin tapu kayıtları yok olmayacaktı. Siyaset uzağı görmektir. Onu kullansaydın bunlar yaşanmayacaktı. Vatan namustur; namus satılmaz veya kiraya verilmez”

       30 Nisan 2006 yılında yapılan BBP 6.Olağan büyük kurultayında  “her alanda olduğu gibi adaleti de yok ettiler. Vurgun, soygun, talan devam ediyor, her taraf Ali Dibolarla dolu” diyerek AKP hükümetini eleştirmiştir.

       Yine 9 Kasım 2008 günü yapılan BBP 7. Olağan Büyük Kurultayında yine adalet ve özgürlük vurgusu yapmış ve şunları söylemiştir:

      “İlkemiz önce Türkiye öncü Türkiye’dir. Büyük Türkiye idealini özümseyen herkes için adalet ve özgürlük diyen gerçek demokrasinin tesis edildiği demokratik bir Türkiye için mücadele ediyoruz”

 

       BBP YİK Başkanı Hakkı Öznur da bu konuda çok önemli açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalarda da görüleceği gibi ilerki günlerde BBP’de önemli gelişmeler olabilir.

       Biz,  Öznur’un açıklamasını noktasına, virgülüne dokunmadan  okuyuculara sunuyoruz. Çok çarpıcı açıklamalar….

 

      BBP YİK Başkanı Hakkı Öznur’un açıklaması:

      Muhsin Yazıcıoğlu: Size Tek Bir Şey Vaadediyorum  Adalet

      BBP, kurulduğu tarihten itibaren sivil toplumu sivil siyaseti savunmuş demokrasiyi savunan militarizme, darbelere karşı çıkan  “hukuka saygı, Demokrasi ve İnanç Özgürlüğü” mitingleri düzenlemiştir.

       Şehit liderimiz düzenlenen BBP mitinglerinde milletimize  “Ben size bir şey vaat ediyorum: Adalet!” diyordu. Adalet demokrasi ve özgürlük çağrılarını BBP kurultaylarında da ifade etmiş, liberal kapitalist sistemi sorgulamıştır.

       Şehit liderimiz her zaman  “Haksızlıkla beraber olmaktansa yalnız da olsak hakkı savunuruz “ demiştir.

      Muhsin Yazıcıoğlu tam 40 yıl önce yazdığı bir makalede” Kuran ahlakıyla ahlaklanan insanlar ancak lekesiz ve gölgesiz; adil ve gerçek adalet düzenini tesis ederler. Allaha ve Kuran’a tam manasıyla iman edemeyenlerden hak ve adaletle hükmetmeleri beklenemez. Yüce dinimiz hedefe giden her yolu mubah kılmaz.  Adaletsizliğin Müslümanlık adına yapılanı daha fenadır, daha yaralayıcıdır.”

       Muhsin Yazıcıoğlu  her zaman  adaleti temel hakların ve özgürlüklerin korunması, toplumsal huzurun ve barışın sağlanmasının teminatı olarak görmüştür.

     

Muhsin Yazıcıoğlu: AKP, “Adaleti Kandırma Partisi” AKP, “Aklı Karışıklar Partisi”

     

      Özellikle 15 yıldır iktidarda olan AKP hükümetinin otoriterleşme eğilimlerini ve Erdoğan’ın Tek adam olma sevdasını şehit düşmeden önce yapmış olduğu birçok konuşmada şiddetle eleştirmiştir.

       Muhsin Yazıcıoğlu, AKP’nin otoriterleşme eğilimlerine hep dikkat çekmiş; tek parti güdümlü otoriterleşmeye karşı durmuş, demokrasiyi ve özgürlükleri savunmuştur.

       Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu,  2005 Yılında İstanbul da yaptığı bir konuşmada “Adında adalet olan ama şu anda adaleti katleden bir siyasi hareketle karşı karşıyayız. Bugünkü iktidar, ‘Adalet ve Kalkınma Partisi’ adıyla iktidar olmakla birlikte, maalesef ‘aklı karışıklar partisi’ diyeceğim bir noktada bulunuyor. AKP’ye IMF’den, ABD’den, AB’den, Ofer’den ve küresel sermayeden gelecek akıl lazım Benim vereceğim akıl, mili akıldır bunu sen kullanamazsın. Irak’ın işgalinden iki ay önce bir mektup yazıp uyarmıştım. Ama uyarılar dikkate alınmadı. Alınmadığı için bugün Telafer’de Türkmenler kan ağlıyor, Musul ve Kerkük düşüyor, Irak’ın kuzeyinde bir kukla devlet kuruldu. Sana verdiğim aklı kullansaydın, Bağdat düştükten sonra Türkmenlerin tapu kayıtları yok olmayacaktı. Siyaset uzağı görmektir. Onu kullansaydın bunlar yaşanmayacaktı. Vatan namustur; namus satılmaz veya kiraya verilmez”

         30 Nisan 2006 yılında yapılan BBP 6.Olağan büyük kurultayında  “her alanda olduğu gibi adaleti de yok ettiler. Vurgun, soygun, talan devam ediyor, her taraf Ali Dibolarla dolu” diyerek AKP hükümetini eleştirmiştir.

       Yine 9 Kasım 2008 günü yapılan BBP 7. Olağan Büyük Kurultayında yine adalet ve özgürlük vurgusu yapmış ve şunları söylemiştir:

       “İlkemiz önce Türkiye öncü Türkiye’dir. Büyük Türkiye idealini özümseyen herkes için adalet ve özgürlük diyen gerçek demokrasinin tesis edildiği demokratik bir Türkiye için mücadele ediyoruz”

     

        BBP  Her Zaman “Adalet” Ve “Özgürlük” Bayrağını En Yükseklerde Taşımıştır

 

        BBP bu ülkede toplumsal barışı sosyal adaleti yaşanabilir özgür ve demokrat bir Türkiye’yi tesis etmek, kurmak için yola çıkmıştır.  Siyasetin “put kırıcısı” olacağız dedik, bunu da dik duruşumuz ve milletten yana ilkeli seviyeli siyasetimizle ispat ettik.

        BBP tarihi boyunca adalet demokrasi ve özgürlüklerden yana olmuştur.  BBP tarihi boyunca adaletsizliklere, haksızlıklara, zulümlere hep karşı çıkmıştır. Vesayetten ve güçten yana değil, milletten taraf olmuştur.

      BBP güç odaklarına biat etmez. Her zaman zalimlerle, zulmedenlerle mücadele etmiştir.  BBP her zaman adalet ve özgürlük bayrağını en yükseklerde tutmuştur.

       BBP tarihi boyunca Her zaman otoriter, hegemonik ve despotik iktidarlara ve ceberut devlet anlayışına karşı çıkmıştır

        BBP Parti devletine, istihbarat devletine, mafya devletine, tek adam devletine oligarşik, devlete,  boyun eğmez, eğilmez, teslim olmaz.

     

        Alperenlik Bizim Onurumuzdur

          Ne küresel localar, ne küresel sermaye ne küresel mafya ne küresel güçlerin yerli işbirlikçileri bizi demokrasi adalet ve hukukun üstün olduğu bir Türkiye mücadelesinden alıkoyamaz.

          BBP’li olmak korkmadan ve yılmadan zulme karşı koymaktır. Hak, hukuk, adalet ilkesine yapışmak, merhametli olmak ve sarayın değil, Muhsin Yazıcıoğlu’nun “adalet, adalet, adalet” çağrısına uymak her Alperenin şiarıdır.

          Alperenlik “bizim onurumuzdur”. Alperenler Milletten, adalet ve  özgürlüklerden yanadır.

          Bugün ülkemizi kaplayan zifiri karanlığı ancak Alperenlerin ışıklı gönülleri aydınlatabilir.

 

         Esad / Putin Metodlarıyla Toplumsal Muhalefet Sindirilmeye Çalışılıyor

          Bugün Türkiye’de Esad/ Putin metotlarıyla insanların baskı altına alındığını sindirildiğini görüyoruz.   Demokrasi, özgürlükler ve hukuk adına kara bir dönem yaşanıyor. Demokrasi ve hukuk askıya alındı. KHK ile OHAL ile memleketi zindana çevirdiler. Demokrasi, hukuk, adalet yok.  Tam bir tek adam rejimi, tek parti devleti, AKP muhaberat devleti var. AKP iktidarı, devlet terörü ile toplumsal muhalefeti sindirmeye çalışıyor.  Her yerde hukuksuzluk ve adaletsizlik var. Yapılan anti demokratik uygulamalar, hukuksuzluklar ancak istibdatla, otokrasi ile tek adamla yönetilen rejimlerde olur.

         AKP iktidarı, ülkeyi Putinvari mafyatik bir anlayışla yönetiyor. Oligarşik parti devleti  her alanda kendini gösteriyor. Otoriterleşen tek parti iktidarı kendisine biat etmeyen herkesi kriminalize etmeye ve baskı ile susturmaya çalışmaktadır.

         Ülkemizde “tek adam” devletin tümüne hükmediyor. Hem hükümet hem Meclis hem  mahkeme. Bu güç zehirlenmesidir. Otoriterizme, tek adam keyfiliğine, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı çıkmak zorundayız.

         AKP, parti  vesayeti inşa etme, Muhaberat devleti kurma yolunda son hızla ilerliyor. AKP/Saray iktidarı, muhalefete karşı eski ortakları FETÖ’dan öğrendikleri algı operasyonlarını kirli  metodları  kullanmaktadır. Mülkün temeli olan adaleti,  çiğnemeye devam ediyorlar. Siyasi manipülasyonlara başvurarak kaosu derinleştiriyorlar.

       

         Saray Rejimi “Ya Biat Ya Zulüm” Diyor

          Saray, ‘Ya Biat! Ya Zulüm!’  diyor.  Faşizan operasyonlarla adalet, demokrasi ve özgürlük diyenler susturulmak istenmektedir. Parti devleti demokrasi ve adalet diyenleri tehdit ediyor. Vız gelir, tırıs gider. Boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Saray ve  AKP tek sesli bir Türkiye istiyor.AKP,  Otokratik siyasetin temsilcisidir. AKP, organize suç çetelerinin çıkar ve menfaat gruplarının partisidir.

          Askeri vesayetin yerini parti vesayeti, tek adam rejimi aldı. Kendine Esad/ Putin gibi otokratları örnek alan Erdoğan demokrat değildir. Demokratik siyaseti değil, otokratik siyaseti ve tek  adam zihniyetini benimsemiştir.

 

         Akp  “Demirperde” Ve  “Baas” Rejimlerini  Örnek Almıştır

         İstibdat ( Despotizm), günümüz Türkiye’sinde Saray /AKP yönetiminin belirgin niteliğidir. Dünyadaki benzerleri BAAS rejimleri, Kuzey Kore Kızıl Faşizmi, Sisi rejimi, Putin rejimi, Pekin rejimi ve körfez monarşileridir. Saray ve şürekası keyfî olarak ülkeyi demokrasiden ve hukuk devletinden uzaklaştırıyor. Ortadoğu’daki monarşik ve Baas’çı rejimlere benzetmeye çalışıyor.

 

         Adalet Otoriterleşmeyi, Zulmü Yenecektir

           Geçmişten günümüze Türkiye’nin yapısal bir adalet sorunu var. Adalet siyasallaştığı için Türkiye'de adalet krizi ağır biçimde ortaya çıkmıştır. Toplumda yükselen adalet ve özgürlük talepleri,  parti devletini yenecektir. Adalet, zulmü yenecektir. Adalet, otoriterleşmeye galip gelecektir. Zorbalar, zalimler zulmedenler Adaletten kaçamayacaklardır. Hakikat zorbalığı ve yalanı yenecektir!

          Güç, servet, iktidar, makam, mevki, hepsi fani ahlak, adalet ise hep bakidir Muhammedi sevdaya sahip alperenlerin yanı Hz. Hüseyin gibi adalet ve özgürlük mücadelesi veren mazlumların yanıdır. Biz Allah ve Resulü’ne biat ederiz, iktidarlara, makamlara, mevkilere, paraya, güce değil!

           Allah Rasûlü, hayatın her alanında daima adaleti , adil hüküm vermeyi esas almış,  en yakınları bile olsa hükümleri/ kanunları  herkese eşit olarak uygulamıştır.

            Devletin varlık sebebi adalettir. Ancak Ceberrut AKP iktidarı adaleti katletmiştir. Hz. Ali: "Devletin dini adalettir. Dinin devleti de hürriyettir... Adalet yoksa devlet dinsiz; hürriyet yoksa din devletsizdir" der.

         

          Ohal Kaldırılmalı Khk’ler Sonlanmalıdır. Khk Devleti Değil, Demokratik Hukuk Devleti

          Türkiye militarist ve despot AKP zihniyetinden mutlaka kurtulmalıdır. Demokrasi ve hukuk yoluna girmelidir. Hangi siyasal partiden olursak olalım, hangi görüş ve inançtan olursak olalım,  demokrasi zemininde buluşalım adalet için, barış ve demokrasi için, muktedirin zulmüne karşı mazlumun hukukunu korumak için herkes AKP faşizmine karşı çıkmalı boyun eğmemeli.

           İktidarın yaratmak istediği korku devletine teslim olmayacağız. Türkiye’yi, 1950’lerin Amerikasına sokmaya çalışan devlet erkini kullanarak cadı avı başlatanlar er veya geç mutlaka yenilecekler ve kaybedeceklerdir. 

           Şiddet içermeyen bölücü ve yıkıcı olmayan hukuka saygılı, demokratik ve barışcıl gösteriler meşrudur. Ancak saray rejimi demokratik ve barışcıl gösterilerden rahatsız. Emri altındaki yargı ve kolluk güçleri ile tehditler savuruyor.  

           Adalet diyen, demokrasi diyen, hukuk diyen, özgürlük diyen, hoşgörü ve uzlaşma diyen bıçak kemiğe dayandı diyen toplumun bütün kesimleri AKP zulmüne karşı seslerini yükseltmeli zulme sessiz kalmamalıdır.

            Bu dünya diktatörlere zalimlere despotlara kalmaz Otoriter ve totaliter zihniyetler her zaman yenilmiştir. Demokrasiyi, Adaleti, özgürlüğü, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü sivil siyaseti sivil toplumu savununlar mutlaka kazanacaktır.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları