Mustafa Toygar

MİT'in görevi eylemlerden sonra mı başlıyor?

Mustafa Toygar

  • 2339

    

     

 

          Başkent’in göbeğinde, Genelkurmay Başkanlığının önünde düzenlenen menfur saldırıda; asker, sivil 28 vatandaşımızı şehit verdik. Ankara’daki bombalı saldırı, ruhumuzu kasıp kavururken Diyarbakır’dan, 6 askerimizin şehit edildiği bir terör saldırısı haberi daha geliyor, yarınlar umudumuzu kâbusa çeviriyordu. Çocuklarımızın, gençlerimizin ruhunda bıraktığı bu darp izi onları hayatları boyunca bir gölge gibi takip edecektir. Vakit gece, ruhumuzda fırtınalar esiyor; yağmur, dolu ve yerler çamur….Kulakları dumura uğratan; yılanların, çıyanların, akreplerin, domuzların uğultuları dinmek bilmiyor. Uçmağa varanlar, yıkılanlar, çamura batanlar, göz-gözü görmüyor… Sabah olacak mı, olacak elbet ama kimler sağ ve sağlam çıkacak sabaha?

 

         Son zamanlarda onlarca terör eylemi gerçekleştirildi. Ankara tren garı kavşağında canlı bombalar vasıtasıyla gerçekleştirilen terör eyleminde 100’den fazla vatandaşımız hayatını kaybetti. Sonrasında İstanbul Sultanahmet meydanında yine canlı bomba yöntemiyle gerçekleştirilen terör eyleminde çoğu Alman turist olmak üzere 10’dan fazla kişi hayatını kaybetti.  Terör eylemlerinin olmadığı gün geçmiyor adeta. Bir insan bir âlem, nice âlemler göçüp gidiyor, neden?

 

          Maksadımız, terör eylemlerinin çetelesini tutmak değil ancak her eylemden sonra, daha 24 saat geçmeden aynı tip açıklamalar…. “Şüpheliler yakalandı, bombacının kimliği tespit edildi. Bu saldırıyı gerçekleştirenlerin arkasında; PYD (YPG) – PKK ya da DAEŞ var. Saldırıyı gerçekleştiren YPG, bölücü terör örgütünün bir parçasıdır, uzantısıdır, birlikte hareket etmektedir, ülkemizi hedef almaktadır.” Bu ve buna benzer açıklamalar yapılıyor ve akabinde de birkaç operasyonla bir miktar terörist etkisiz hale getiriliyor; “Şu kadar terörist etkisiz hale getirildi” deniyor.  Güya milletin yüreği soğutuluyor. Bütün bunları benim aklım almıyor.

 

MİT’in görevi eylemlerden sonra mı başlıyor

 

         Hatta bütçesi 10 yılda yüzde 419 artan ve birçok bakanlığın bütçesinden daha büyük paya sahip MİT, ancak eylemlerin ardından bilgi topladığı görülüyor. 4-5 yıl süren “çözüm sürecinde” başta Diyarbakır Sur ilçesi, Cizre ve diğer bölgelerde kanallar kazılıp tahkimatlar yapılmış, silahlar depolanmış, köprü altlarına ve yollara bombalar yerleştirilmiş, bölge mayınlanmış.  Bunları kim yapmış biliyor musunuz!!!? İstihbarat kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre PKK yapmış!!!!...

 

        Acaba, MİT’in görevi eylemlerden sonra mı başlıyor? Benim bildiğim, istihbarat birimleri olay- eylem olmadan önce bilgileri toplayıp istihbarat haline getirdikten sonra ilgili birimlere bu istihbaratı aktarır. Yani olayların-eylemlerin olmasını önler. Olay-eylem vukuunda ise çoğunlukla görev savcılığa aittir. Elbette, savcılığın görevlerini kolaylaştıracak bilgiler; MİT, Emniyet İstihbarat ya da Silahlı Kuvvetlere ait istihbarat birimlerinde var ise onlardan da istifa edeceklerdir. Milli İstihbarat Teşkilatının görevi eylemlerden sonra eylemi yapan failleri bildirmek değildir.

 

        Televizyoncular, gazeteciler saatlerce konumlandıkları yerde merakla bekliyorlar;  hükümet yetkililerine soracakları çok önemli sualleri var:

       “Efendim bu eylemi kimler gerçekleştirdi. Eylemin arkasında kimler var?”

        “Terör saldırısını gerçekleştiren kişinin PYD bölgesinden Türkiye'ye giriş yaptığını tespit ettik. Bu nedenle,  eylemin PYD-PKK bağlantılı olarak ortaya konulduğunu düşünüyoruz.”

 

         Ey Türk Milleti aydınlandınız mı? Başınızı yastığa koyduğunuzda daha rahat uyuyabilecek misiniz? Çok önemli bilgi, bu bilginin maliyetini hesaplasanız dudağınız uçuklar!. Devlet bu bilgiler için bizim adımıza milyon Dolar’lar harcıyor, bu bilgilerin teminini kolay iş zannetmeyin!!!.. Mesela siz bu bilgileri kaça satın alırsınız?

 

        Anlamadığım bir husus da, istifa müessesesi anayasanın değiştirilemez maddeleri arasında yasaklanan bir husus mu?  MİT Başkanı Hakan Fidan gerçekten kendini başarılı hatta yeterli buluyor mu? Başarının ölçütü nedir? Son 4-5 yılda, Türkiye üzerinde gerçekleştirilen 100’e yakın terörist eylemini bir kenara bırakalım; Türkiye Cumhuriyeti Devletine, AK Partiye, bugün Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’a diz çöktüren iki büyük hadise var ki bunlar MİT’in başarısızlığı için yeterli kıstastır. Birincisi; Fetullah Gülen Cemaatinin devleti ele geçirmek maksadıyla, devlet içerisinde kadrolaşması ve akabinde mevcut AK Parti hükümetine darbe teşebbüsünde bulunması. Cemaatin son 10 yıldaki hızlı kadrolaşmasını ve niyetini herkes görüyordu, seslendiriyordu ama bir tek MİT göremiyordu. Görebilseydi, dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan; “kandırıldık “ ifadesini kullanmayacaktı.

 

       İkincisi ise, “çözüm süreci” denilen 5-6 yıllık sürede, PKK terör örgütü, Türkiye üzerinde hesapları olan ülkelerin de yardımıyla savaşa hazırlanmış. Bu maksatla ordu kurmuş, silah ve mühimmat depolamış, tahkimatlar yapmış, yol ve köprü altlarına bombalar yerleştirmiş, hendekler kazmış, bölgenin kritik yerleri mayınlanmış. Bu hususu iktidar şakşakçıları ile sadece MİT görememiştir. Sayın Erdoğan bir defa daha “kandırıldık” demiştir. MİT görevini layıkıyla yapmış olsaydı; ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı “kandırıldık”  ifadesini kullanmak zorunda kalır mıydı?

 

        Ülkeleri güçlü kılan hususların başında sadece Silahlı Kuvvetlerinin güçlü olması gelmez aynı zamanda istihbarat teşkilatlarının da çok güçlü olmaları elzemdir. 13 yıl boyunca TBMM Başkanlığı ve Başbakan yardımcılığı yapan Bülent Arınç, Cumhurbaşkanlığı yapan Abdullah Gül, Milli Eğitim Bakanlığı yapan Hüseyin Çelik ve daha birçok üst düzey AK Partili öz eleştiride bulunarak “istihbarat ve güvenlik zafiyeti” olduğunu ifade ediyorlar. MİT Başkanı Hakan Fidan çok iyi insan olabilir, bizim de bu hususta bir şikâyetimiz yoktur. Ancak,  görevinde başarılı ve yeterli olduğu söylenebilir mi? Hakan Fidan’ın Cumhurbaşkanı ile dostluğu, muhabbeti olabilir. Sırf bu sebepten görevden alınmıyor da olabilir. Eğer böyle bir durum var ise, Sayın Hakan Fidan sevdiğiniz kişileri daha zor durumda bırakmadan istifa ediniz…

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları