Mustafa Toygar

PKK, Türk devletine diz mi çöktürecek?

Mustafa Toygar

  • 1823

    

       Terörle mücadele, büyük bir ciddiyetle ve kararlılıkla sürdürülüyor. 30 yılda bitirilemeyen terörün, 6 ayda bitirilmesini beklemek fazla iyimserliktir. Aslında, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 30 yıllık süreçte, teröre karşı bir devlet politikası olmaması bizi bugünlere getirdi. Terörle mücadelede çok kayıplar vererek alınan mesafeler, terörün minimize edildiği zamanlar oldu. Ancak daha sonrası; devletin rehaveti ve teröre karşı devlet politikasının olmayışı, terör örgütünün yeniden güç kazanmasını sağladı. Mesela, terörün minimize edildiği iki binli yılların başında “çözüm süreci” adı altında uygulanan yöntem ile bugünlere geldik. Haber Platosu gazetesi adına, AK Parti genel başkan yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ ile yaptığımız röportajda şöyle diyordu: "Çözüm Süreci’nde 61 kişi öldürdüler, bine yakın eylem yaptılar. Asker silahına sarılmadı, polis silahına sarılmadı, istihbaratçı silahına sarılmadı, korucu silahına sarılmadı; tetiğe bile basmadılar. Bilmediğimiz yüzlerce mahkeme kurdular, insanları sorguladılar, etnik temizlik yaptılar. O bölgedeki Arapları, Kırgızları, Türkmenleri kaçırdılar." Bu süreçte PKK bölgede ordu kurdu, mevziler kazdı mayınlamalar yaptı ve köprü altlarına bombalar yerleştirdi. Neticede sil baştan, yeniden terörle mücadeleye girişildi ama zayiatın ne kadar büyük olduğu meydanda. Her gün 2-5 şehit haberi ile yürekler dağlanıyor.

 

        Anadolu Coğrafyası, dünyanın en önemli stratejik ve jeopolitik kara parçasıdır. Türkiye, ilelebet terörle yaşayacakmış gibi tedbirlerini almalı ve terörle mücadele kesintisiz devam etmelidir. Hükümet, “Terörle mücadele eylem planını” açıklayacakmış, umarım dağ fare doğurmaz bu eylem planı kalıcı devlet politikasına dönüşür.

       

        Öcalan; bir mesajı ile akan kanı durduracaksa niçin seyrediyor?

 

        HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, "Altı aydır kapatamadığınız hendekler bir günde Sayın Öcalan'ın mesajıyla çözülür. Bir barış mesajıyla onların hepsi kapanır" diyor. Barış havarisi geçinen Demirtaş, yine suçüstü yakalanmıştır. Sonra aynı Demirtaş; vatandaşları akşamları balkonlarda, pencerelerde ve araçlarda ses çıkarma eylemine çağırdıklarını belirterek, “Her akşam saat 19.00’da zulme karşı ses çıkarın” eylemine davet ediyor. Bir mesajıyla o hendekler kapanıyorsa, Öcalan neyi bekliyor? Her gün 3-5 şehit haberi ile milletin yüreği dağlanıyor. Bu haberler sizi çok mutlu edebilir ancak yine ailelerinden kopartarak eline silah verdiğiniz, kandırdığınız, kendi devletine ihanet ettirdiğiniz, eli kanlı terörist haline getirdiğiniz o genç çocuklar ölürken de kılınız kıpırdamıyor. Öcalan’ın bir mesajıyla hendekler kapanacaksa, teröristler silahı bırakacaksa, barış gelecekse neyi bekliyorsunuz? Siz ölümlerden beslenen, birilerin beslemesi taşeron bir örgüt olmasaydınız, bölge halkını PKK’nın zulmüne karşı korurdunuz. HDP’nin bir diğer eş başkanı Figen Yüksekdağ ise sosyal medyadan paylaştığı bir videoda; "İnadına direneceğiz, Türkiye'yi başınıza yıkacağız" mesajı veriyordu.

 

        PKK ve siyasi uzantısı HDP’nin Kürt Halkını düşünmesi söz konusu değildir.

 

         Kimse kimseyi kandırmasın, PKK’nın da, PKK’nın siyasi kanadı HDP’nin de talebi Kürt kardeşlerimizin; mutlu, müreffeh ve özgür bir ortamda yaşaması değildir. Bölgede savaşı andıran bir durum yaşanıyor, şehirler harabeye dönmüş, insanlar ölüyor, bir mesajıyla bu durumu sonlandıracağı iddia edilen adam seyrediyor. Bu yaşananlar; ne PKK’nın, ne HDP’nin, ne de A. Öcalan’ın inisiyatifinde değildir. PKK terör örgütünü kim kurdurdu ise, onları taşeron olarak kim kullanıyorsa inisiyatif onlardadır. Vatan Partisi genel başkanı Doğu Perinçek’in açıklaması ne demek istediğimizi çok net açıklıyor: “Cizre'de bir mahallede bir eve girilmesin diye çok büyük hassasiyeti var PKK'nın. Orada Amerikalı ve İsrailli özel kuvvet komutanlarının olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla Türkiye bugün dolaylı da olsa Amerika ve İsrail'le büyük bir mücadele içine girmiş durumda. Bu savaşın boyutu basit bir PKK terör örgütüyle savaş değil. Türkiye büyük bir emperyalizm ve Siyonizm’le cephe cepheye geldi.”

 

        Türkiye, teslim olacak mı, beyaz bayrağı çekecek mi?

 

         Türkiye çok büyük bir sınavdan geçiyor. Klasik olacak ama gerçekten de birlik ve beraberliğe gerçekten muhtacız. Bir taraftan; Suriye, DAEŞ ve Rusya gerginliği, öbür taraftan PKK ile mücadele kolay bir şey değil elbette. Türkiye’ye diz çöktürmek istiyorlar, istiyorlar ki Türkiye beyaz bayrağı çeksin, “teslim oldum” desin, terörist başı Öcalan’ın karşısına otursun pazarlık yapsın. Bugün ulusal bir televizyon kanalındaki açık oturuma göz attım, hainlerin kılcal damarlarımıza kadar sirayet ettiğini bir defa daha müşahede ettim. Diyorlar ki; “Abdullah Öcalan çok büyük bir aktör, Türkiye en sonunda Öcalan’la masaya oturacaktır.” Hükümet bu tür kılavuzlardan uzak durmalı, kılavuzu karga olanın burnu b… tan kurtulmazmış. Hükümet eğer, Demirtaş’ın sözüne kulak verip, terörle mücadeleden vazgeçip, beyaz bayrağı çekip teslim olursa en büyük ihaneti yapmış olur. Terör örgütü ne kadar büyük olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, diz çökmez, teslim olmaz. Terör bitene kadar, bölge halkına huzur gelene kadar mücadeleye devam…. Ancak kandırılanlar için değil, kandıranlar için de bir şeyler yapılması gerekiyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları