Mustafa Toygar

Türkiye, 15 Temmuz Sendromundan süratle uzaklaştırılmalıdır

Mustafa Toygar

  • 6400

 

 

 

        FETÖ ile mücadelede bugüne kadar gelinen noktanın çok can sıkıcı olduğunu, toplumsal gerginlikten de anlayabiliriz.

       Elbette 15 Temmuz hain kalkışması hiçbir zaman unutulmamalı, unutturulmamalıdır. Ancak toplum, bir an evvel hainlerin cezalandırılmasını, öncelikle de önemli mevkilerdeki FETÖ hainlerinin devlet kurumlarımızdan temizlenmesini istiyor.

        Biliyoruz ki içerdeki hainler bir yerlerden aldıkları talimatlar doğrultusunda tiyatro oynuyorlar. Güvenlik kamera görüntülerine rağmen, her şeyi inkâr ediyorlar.

        ABD’lerindeki FETÖ haini, son zamanlarda yabancı gazete ve televizyon kanallarına röportaj vermeye başladı. Bu röportajlarda; "Darbeyi Atatürkçü ve laik subaylar yaptı, bizim ilgimiz yok" diyor. Utanmazlığı görüyor musunuz?

        İçerideki hainlerin FETÖ ile hiç alakaları yokmuş!...

        Yaratılmak istenen algı operasyonuna dikkat edin…

         Öncelikle, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünde bulunanlar süratle hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdır.

        Silahlı Kuvvetler, Emniyet, MİT ve Yargı gibi kritik görevlerde bulunan FETÖ’cü hainler çok süratli bir şekilde bu kurumlardan temizlenmelidir.

        Bu iş Çin İşkencesine döndürülmemelidir.

        Gelişi güzel tutuklamalar ve tahliyeler toplumu geriyor…

        Eskiler; “sinek küçük ama mide bulandırır” derler.

        Ne oldu, yıllarca FETÖ’ye en ağır eleştirileri yapan, yazı yazan, kitap yazan, Yeniçağ Gazetesi yazarları Servet Avcı, Adnan İslamoğulları ve Yavuz Selim Demirağ gibi MHP muhaliflerini gözaltına aldınız, sonra serbest bıraktınız.  Yine aynı durumdaki,  BBP’li muhaliflerden eski Kahramanmaraş İl Başkanı Hasan Kızıldağ ile yöneticilerin bulunduğu 7 kişi gözaltına alındı onlar da serbest kaldılar.

        Belki bunlar münferit hadiseler ama toplumda farklı algılanıyor. “Muhalefet yaparsanız, en azılı FETÖ düşmanı bile olsanız, 1990’lı yıllardan itibaren FETÖ’yü en ağır şekilde eleştirmiş dahi olsanız, sizi FETÖ’cülükten gözaltına alırız”  gibi bir algı oluşturulmuş olmuyor mu?

        Damatların tahliye hikâyesini daha evvel yazdığımız için, o konuya girmek istemiyorum ancak onunda toplumda bir karşılığının olduğunu görüyoruz.

       Yine, daha evvel yazdık, “FETÖ Silahlı Terör örgütüyle mücadelenin ve 15 Temmuz ihanet girişimiyle ilgili soruşturmanın bir sistematiği olmalıdır” diye.

       Yakaladığını içeri tıkarak uzun süre bu mücadeleyi götüremezsin. Kripto FETÖ’cüler, devletin önemli mevkilerinde saklı duran FETÖ’cüler; devlete, millete ve iktidara karşı olumsuz algılar oluşturarak bu mücadelenin sulandırılmasına çalışacaklardır.

       FETÖ’cü olmadığı halde içeride olanlar ile FETÖ’cü olduğu halde dışarıda olanlar, bu mücadeleye zarar verecektir. Daha dikkatli olunmalı ve öncelikler tespit edilerek devletin enerjisi daha reel kullanılmalıdır.

       Eski Hava Kuvvetleri Savcısı E. Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok, TSK’lerinde 50 bine yakın FETÖ’cü olduğunu ve bunların isim isim bilindiğini söylüyor.

       2009 da TSK’leri içerisindeki paralel yapılanmayı ortaya koyan Ahmet Zeki Üçok, bu nedenle cezaevine bile girmiştir. Cezaevinden çıktıktan sonra FETÖ ile ilgili çalışmalarını yoğunlaştırarak devam ettirmiştir.

         Devlet, Ahmet Zeki Üçok gibilerini dinlemeli, dikkate almalıdır. “Kripto FETÖ’cüler itirafçı oldular, biz onlardan gerekli bilgileri alırız” diyemezsiniz. Zira onların, sizi ve bu devleti nasıl bir bataklığa sürükleyebileceğini kestiremezsiniz.

        15 Temmuz olmasa dahi hiçbir ülke, devlet içerisindeki bu tür yapılanmayı kabul edemez.

        Osmanlı bu tür yapıları, devletten uzak tutmuştur. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yoktur, benzer yapıların da devletten uzak tutulması milli politika haline getirilmelidir. Liyakat, ehliyet ve vatanseverliği esas alan bir kadrolaşmadan taviz verilmemelidir.

       Bu ve benzer yapıcı uyarıları dikkate almayan AKP süratle yıpranma sürecine gireceğini hep birlikte göreceğiz!...

       OHAL uygulamasının en çok AKP’ye zarar verdiğini göremeyenler lütfen sosyal psikologlara danışsın…

 

Yazarın Diğer Yazıları