Semih Gündüz

Hollandalı Bakan Koenders'in Gelişi: AB içinde AB...

Semih Gündüz

  • 1556

Dışişleri Bakanı Mevlüt ÇAVUŞOĞLU, Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders'e sert çıktı. Bu haber 29.08.2016 tarihli gündemin ön sıralarında.

Hukuk deyin, AB ilerleme raporu, deyin demokrasi, hak, özgürlük deyin, İÇİŞLERİNE KARIŞMAK OLMUYOR.

Onca Türk Avrupa'da yaşıyor. Avrupalı Türkler deyin, HEMEN İÇİŞLERİNE KARIŞMAK OLUYOR.

Avrupa'dan, Amerika'dan başka ne beklenir. İHH'ya bile terör örgütü yaftasını yakıştıran batı. Hakiki terör örgütleri olunca sessiz kalıyor. Sessiz kalmayı da bırakın destek veriyor.

Zamanında, Çekiç gücün terör mensuplarına havadan destek malzemesi atması, teröristlerin Avrupa'da kolayca barınabilmesi, Sabancı'yı vuran Fehriye Erdal'ın bile geri verilmeyişi, kara para diye bağırırken teröristlerin Avrupa'dan yandaş örgüt ve dernekleri yoluyla maddi destek sağlaması, doğuda ve ortadoğuda cirit atan batılı ajanlar ve gazeteciler, bunun açık örnekleri. Bir de bilmediklerimizi eklersek, ciddi bir sorun. Sorunun kaynağı, batının iki yüzlülüğü.

Bu bir hakaret değil. Bir tespit.

İşte Çavuşoğlu karşısında Koenders'in düştüğü hal. Yüzü kıpkırmızı. Bir de şu yönden bakın. Onca batılı ülke varken neden Hollanda Dışişleri Bakanı. Slovak Lajcak gelmişti. Sonra Koenders. Avrupa Birliği dönem başkanı deseniz, 1 Ocak 2016-30 Haziran 2016 arası Hollanda, şu an için 1 Temmuz 2016-31 Aralık 2016 arası Slovakya. Slovakya, AB Dönem Başkanlığı’nı 1 Temmuz 2016 tarihinde Hollanda’dan almış. 1 Ocak 2017'de Malta'ya devredecek.

Peki neden Hollanda Dışişleri Bakanı. Haberlere bakarsanız Türkiye dayanışması için geliyor. “Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders'in Türkiye ile dayanışma için 28-29 Ağustos'ta Türkiye'ye geleceği açıklandı”.

Neden Slovakya Dışişleri Bakanı gelmişken, Hollanda Dışişleri Bakanı da geliyor. 24 Ağustos'ta Slovak Bakan Lajcak gelmişti. Peşinden Hollandalı Bakan Koenders geldi.

Yoksa, AB içinde başka bir AB mi var? Tüm AB'yi dönem başkanı ülke yerine Hollanda mı temsil ediyor? Kısa not, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu, yani AB, 1951'de Belçika, Almanya, Fransa, Hollanda, Lüksemburg ve İtalya arasında Paris Antlaşması ile kurulmuştu.,

Hollanda'da Türkler yaşıyor, onun için geliyor deseniz, neden diğer AB ülkelerini de temsil eder şekilde Koenders geliyor? Sırf Hollanda için geldiğini, en azından ben düşünmüyorum.

Belliki AB bir şeylerden rahatsız olmuş. Uzaktan uzağa, çekirdek AB'ye, doğrudan bilgi iletecek, buradaki durumu tahlil edecek, yakından görecek, has bir adam göndermiş.

Ancak, yüzü kıpkırmızı. İstediğini alamamış, istedikleri olmamış, bir de üstüne fırça yemiş. Fotograftan görülen bu, anlaşılan bu.

Bu resim, aslında AB'nin bitişinin başlangıcı. AB adına Slovakyalı Lajcak'ı takiben Hollandalı Koenders te geliyor. Benim düşüncem, bu yönde. Alın size, AB içinde paralel bir AB. Has AB. Ufaklara, sonradan katılanlara güvenmeyen bir AB.

Peki, Suriye'den fışkıran Alman silahlarını da ortaya koyarsanız, bundan sonraki adımlar ne olabilir? IŞİD deyin, DAEŞ deyin, onca ülkenin savaşıyoruz dediği, kaç yıldır bitmeyen terör, Türk Ordusu girince, kaç günde geriliyor? Bundan, AB memnun mudur, acaba?

Şahsi çıkarımlarım, AB'nin bütün olan bitenden rahatsız olduğu. Darbe gerçekleşseydi, planları ve düşünceleri farklı olurdu. Kendi pencerelerinden olumlu bakarlardı. Bugün, bu durumları yok. Yeni plan içinde olduklarını düşünüyorum.

Sırf bir kanı olarak, varsayımlara dayanarak, Türkiye'nin iktisadi gücünü hedef alabilirler. İhracatını hedef alabilirler. Bu, ülkemize doğrudan yönelmeyecektir. Şirket bazında, sektör bazında, kriter, yeterlilik denerek yapılacaktır. Amaç, gelişme, kalite vesaire denilecektir.

Bunun için, yeni kaynaklar, yeni pazarlar, yeni ürünler, en ileri kalite, karşı adımlar, karşı planlar, bir an evvel ortaya konulmalı. Özel sektör ve kamu işbirliği en ileri derecede sağlanmalı. Kamu yavaş hareket etmemeli, sırf bürokratik kaygılarıyla hareket etmemeli.

Bu dış cepheye, FETÖ/PDY terör örgütü dış cephesini de eklemek gerekiyor. Bunlar da Türkiye aleyhine hareket edecektir. Hem ticari yönden, hem diplomatik yönden. Bunun için, bir an evvel, Dışişleri Bakanlığımızın ve Büyükelçiliklerimizin, gerek bu ülkelerin makamları ile, gerek bu ülkelerin en iyi hukuk danışmanları ve şirketleri ve avukatları ile, gerek kendi bünyesinde o ülkenin dilini iyi bilen yerel hukukçularımızla hazırlık yapması gerekiyor. Bu ülkelerin tüm kuruluşları ile iyi bağlantılar da kurulmalı. Sektör temsilcileri ve ticari unsurları ile ilişkilerimiz geliştirilmeli.

Yabancı ülkelerdeki FETÖ/PDY okulları ve kuruluşları için de Büyükelçiliklerimizin bu çalışmayı ve hazırlığı yapması gerekiyor. Büyükelçiliklerimizin, gerekli yeterliliğe özel sektör mantığında sahip olması ve anında müdahele yeteneğine sahip olması gerekiyor. Bu hareket tarzı terör örgütünü dışarıda da sıkıştıracaktır.

Allah ülkemizi, milletemizi, müslümanları ve mazlumları korusun diyerek; Allah'ın (c.c.) selamı üzerinize olsun.

Yazarın Diğer Yazıları