Semih Gündüz

Süleymanşah Türbesi Caber Kalesi'ne Taşınabilir mi?

Semih Gündüz

  • 1800

Suriye'deki karışıklık ülkemizi ve insanımızı etkilemeye devam ediyor. Biz ise bu yazımızda ilginç ve gözden kaçan bir noktaya değinmeye çalışacağız.

 

Sayın Cumhurbaşkanımız Suriye'de El Bab'tan sonraki hedef olarak Rakka'yı gösterdi. Bu konu tartışılıyor. Belki anlaşmalar yapılmaya, mutabakat sağlanmaya çalışılıyor. ANCAK, HEDEFİN RAKKA YERİNE CABER KALESİ OLARAK SEÇİLMESİ DAHA DOĞRU OLACAK. Rakka, Caber Kalesine göre daha doğuda kalan bir hedef. Caber Kalesi'nin kendi yerleşkesi veya Al Tabgah şehri yeni hedef olabilir. Caber Kalesi Fırat'ın doğusunda, Al Tabgah ise Fırat'ın batısında. Al Tabgah, Caber Kalesi'ne iletişimi sağlar ve Caber Kalesi'ne en yakın şehir diyebiliriz.

 

Caber Kalesi sınıra yakın olan Şanlıurfa'nın Akçakale İlçesine 135 kilometre, sınırdan kuş uçuşu 90 kilometre. Şimdi askerimizin bulunduğu El Bab; bu noktaya denk gelen Türkiye sınırına (Kilis İlimiz-Suriye sınırına) yaklaşık 30 kilometre. Şu anki Türbe yeri Suriye Eşme Köyü'nde olsa bile zaten bizim sınırımızda.

 

CABER KALESİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRME YAPTIĞIMIZDA, BUNDA TÜRKİYE'NİN HAKLI OLARAK İLERİ SÜREBİLECEĞİ BİR HAK VAR. ŞÖYLE Kİ;

 

Bildiğimiz üzere Süleymanşah Türbesi, Suriye sınırlarında Karakozak Köyünden, Şanlıurfa'nın Birecik İlçesine yakın, yine Suriye sınırları içerisinde Eşme Köyü'ne taşınmıştı, DAEŞ tehlikesine karşı. Ancak, günümüz itibariyle DAEŞ bir çekince unsuru değil, açık hedef halinde.

 

SÜLEYMANŞAH TÜRBESİ'NİN ASIL VE EN ESKİ YERİ İSE, BİLİNDİĞİ ÜZERE "CABER KALESİ'YDİ."

 

CABER KALESİ'NDEKİ SÜLEYMANŞAH TÜRBESİ'NİN ÜLKEMİZE BIRAKILMASI, 20 EKİM 1921 TARİHLİ "TÜRKİYE VE FRANSA ARASINDA İMZALANAN ANKARA ANTLAŞMASI’NIN 9. MADDESİ'NE" VE TAKİBEN "LOZAN ANTLAŞMASI'NIN 3. MADDESİYLE" BURANIN TÜRK TOPRAĞI OLARAK TANINMASINA BAĞLIYDI.

 

Ancak, Süleymanşah Türbesi 1973'te Caber Kalesi'nden Karakozak'a, Türkiye'ye daha yakın bir yere taşındı. Süleymanşah Türbesi'nin taşınması; Suriye tarafından Fırat Nehri üzerine Tabka Barajı'nın yapılması ve Süleymanşah Türbesi'nin SULAR ALTINA KALMASI GEREKÇESİ İLERİ SÜRÜLEREK gerçekleşmişti.

 

Türkiye ile Suriye arasındaki 1968 - 1973 arasındaki gelişmelere bakalım, şimdi. Bu taşınma işlemi öncesinde Suriye, Türkiye'ye bu konuda bir nota vermiş, ilk etapta bu konuda sorun ortaya çıksa da; daha sonra Türk uzmanların katılımıyla yeni yer belirlenerek Anlaşma imzalanıp Süleymanşah Türbesi Karakozak yerleşkesine taşınmıştı.

 

Ancak, burada dikkat çeken nokta, Türkiye ile Suriye arasındaki Anlaşma'nın Caber Kalesi'nin ve Süleymanşah Türbesi'nin "sular altında kalması gerekçesiyle" imzalanmış olması ve CABER KALESİ'NİN "SULAR ALTINDA KALMIŞ OLMASI GEREKİRKEN, SON ZAMANLARDA DAEŞ TARAFINDAN ELE GEÇİRİLDİĞİ" BİLGİSİNİ EDİNMİŞ OLMAMIZDIR.

 

BU DURUMDA, SURİYE İLE TÜRKİYE ARASINDA SÜLEYMANŞAH TÜRBESİ'NİN TAŞINMASINA İLİŞKİN İMZALANAN ANLAŞMANIN "NE KADAR GEÇERLİ OLDUĞUNUN" TARTIŞILMASI GEREKİR.

 

Taşınma anlaşmasının sular altına kalmaya bağlı olarak yapılmış olmasına rağmen, bu durumun oluşmaması, hatta buranın DAEŞ tarafından ele geçirilmiş olması, Türkiye açısından sözleşme konusunda İRADE FESADI hali ortaya çıkarmıştır. Uluslararası anlaşmaların da geçersizlik halleri oluşabilmektedir. Yani, hata ve hile gibi durumların ortaya çıkması halinde uluslararası anlaşmalar da en azından nisbi butlanla, yani bir tarafın iradesi ve talebiyle geçersizlik oluşturabilmektedir. Türkiye, sular altında kalacağı ifadesiyle anlaşma yapmaya ikna edilmiş, bu tarihlerde anlaşma imzalanmış, Türbe 1973'te Karakozak'a taşınmış, ancak Caber Kalesi baraj suları altında kalmamıştır.

 

Buna göre, Türbe'nin taşınma anlaşmasının gerekçesinin gerçekleşmemiş olması, taşınma anlaşmasının geçersizlik halini oluşturup, Süleymanşah Türbesi'nin Caber Kalesi'ndeki yerleşkesi'ne taşınmasına gerekçe oluşturmaktadır.

 

Son taşınma işlemi ise Türkiye tarafından tek taraflı yapılmış bir işlemdir. Herhangi bir anlaşma mevcut değildir.

 

BU DURUMDA SURİYE'DE YENİ HEDEF "CABER KALESİ" OLMALIDIR. "SÜLEYMANŞAH TÜRBESİ" KARAKOZAK'A DEĞİL, 1973'DE TAŞINDIĞI YERE, YANİ ASIL YERİ OLAN "CABER KALESİNE" TAŞINMALIDIR.

 

Bu durum bizim yetkililerimizce değerlendirilmelidir. Burada ortaya konulan iddia uluslararası hukuk kurallarına dayanmakta olup, amaç ülkemizi bir çatışma içerisine çekmek değil, mevcut hakkın hukuki zeminin tarif edilmesidir. Ayrıca, Caber Kalesi'nin Türkiye toprağı olması, burada Türk askeri bulundurma hakkının bulunması, Antlaşmalarda Suriye topraklarından geçit hakkı tanımlanmış olmasa da, mevcut hakların geçit hakkından ari şekilde kullanımının mümkün olmaması nedeniyle geçit hakkı ile birlikte değerlendirilmelidir.

 

Caber Kalesi'ndeki yerin Ankara Anlaşması ve Lozan Antlaşması ile oluştuğunu da unutmamak gerekir.

 

Yazımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız.

 

Allah'ın (c.c.) selamı üzerinize olsun.

Yazarın Diğer Yazıları