Ufuk Turhan

Bul karayı, al parayı!

Ufuk Turhan

  • 2256

Biraz beyin cimnastiği yapmak istiyorum sizinle. Aslında çok basit şeyler bunlar. Bir aile düşünün; aile içerisinde babanın karakterini çok iyi okuyan bir anne, ya da tam tersi bir baba. 

Karakteri okuyan hatta ezberleyen taraf, manipülatif hamlelerle istediği sonuçlara çok çabuk ulaşır değil mi? Mesela ailenin babası ya da annesi aldığı her kararı kendi iradesiyle aldığını sanır ama arkasındaki irade,diğerinin isteği doğrultusundadır. Etrafınıza bir bakın, buna benzer onlarca aile ve insan ilişkilerine şahit olacaksınız, hatta farkında bile olmadan manipüle edilen sizsinizdir belki ama farkında dahi değilsiniz bir düşünün. Kardeşlerinizle, iş arkadaşlarınızla, ortağınızla olan ilişkilerinize yakından bakın. 

Şimdi bunu bir ülkeye uyarlıyalım. Kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsemiş, sağlam temeller üzerine bina edilmiş bir anayasası olan ülkeye operasyon çekmek imkansız değildir ancak hiç de  kolay değildir. Militarist cunta neden kaybetmiştir? Tek adam yönetimi üzerine bina edildigi için.  

Şimdi yüzünüzü Arap ülkelerine çevirin ne görüyorsunuz ? Ya da İran'a dönün; gücün bir kişi, aile, ya da grup elinde toplandığı devletler daha kolay yönetilip manipüle edilemezler mi sizce? Biri zamanında çıkıp "karakterinizi sizden iyi tahlil eden, onlarca bilim adamı, siz farkında olmadan, kedinin fare ile oynadığı gibi oynuyor sizinle" deseydi Saddam, Kaddafi ya da Esad'a muhtemelen idam edilirlerdi. Ya da ağır işkencelerden geçirilip zindanlarda çürürlerdi. Ama belki de ülkeleri bu halde olmazdı. Belki de milyonlarca insanın hayatı kurtulur, halkları zebun olmazdı.Ama onlar -haşa- kendilerini Allahın tüm vasıflarını üzernlerinde taşıyan liderler olarak gördüler. Değil mi?  

Siz yabancı bir ülkenin psikolojik savaş masasını yönetseydiniz nasıl bir ülke üzerinde çalışmayı tercih ederdiniz? Tek adamın tek söz sahibi olduğu bir ülkeyi mi, parlımenter sistem ve kuvvetler ayrılığı ilkesine bağlı bir devletimi? 

İşin çok hazin tarafı ne biliyor musunuz? Oyunlarını kendi akılları ile kurduklarını sanıyorlardı eski Arap diktatörleri. Kendilerini çok zeki sanıyorlardı. "Bul karayı al parayı" bilen bilir! Karayı 10 kere bulur 11. de soyulup soğana çevrilirsiniz!!! 

 

 DAVUTOĞLU'NUN ÇABALARI 

 

Biliyorum hafızamızın balık gibi olduğunu ancak lütfen birkaç dakika için de olsa o zamanki Dışişleri Bakanımız  Ahmet Davutoğlu'nun çabalarını hatırlayınız. Esad'ı demokrasi'ye sahip çıkıp seçimlere gitmesi, tek adamlığı bırakması için kaç kez uyardı? Adeta çırpındı durdu. Çünkü olacakların farkındaydı. En büyük acıları çekenlerin başında geldiğinden eminim  Başbakanın; bilmek acı çekmektır zira!! 

 

NOT:  

Tam bin üçyüz seksen üç yıl olmuş. O gün bugündür bir insan evladı çıkmadı bu koskoca yer yüzünden.  

Çok kurak ve saçma sapan bir dünyada, üstelik de adına binlerce ağıtı yakarak,itibarını parça parça eden mahluklar insanın içini acıtmıyor sadece, kanatıyor!!  

Onun yeryüzüne adalet için getirdiği sancağı istihbarat servislerinin paspası haline getirmiş alçaklara duyduğum öfkeyi kelimeler izah edemez. Dünyda bu öfkeyi ifade edecek dil olduğunu sanmıyorum zira!! 

Yazarın Diğer Yazıları