Dr. Vehbi Kara

Pensilvanyalı Büyücünün Marifetleri

Dr. Vehbi Kara

  • 1785

Peygamberimiz (asm) ümmetini Deccalın fitnesinden ve tehlikesinden korumak için uyarılarda bulunmuştur. Sahih hadis kaynaklarında bu konuda oldukça geniş bahisler vardır. "Hz. Âdem’in yaratılışından itibaren kıyamete kadar geçen süre içerisinde Deccaldan daha büyük bir hadise (diğer bir rivayette daha büyük bir fitne) yoktur. (Müslim, Fiten: 126)
Deccal, Arapça bir kelimedir, "decl" kökünden gelir. Sözlüklerde verilen manaya göre Deccal, "yalancı, hilekâr; zihinleri, gönülleri, iyi ile kötüyü, hak ile bâtılı karıştıran, bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, bucak bucak her yeri dolaşan müfsid ve melun bir kişidir." Bir hadis-i şerifte, özellikle onun, "yalancı, dalâlete sürükleyici"(Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I-VI Kahire Baskısı, 1313, 5:372.6) özelliğine dikkat çekilmiştir.
Deccalın mahiyeti ise, sahih hadislerde bildirildiğine göre “âhir zamanda gelecek ve ümmete karanlık günler yaşatacak, şeâir-i İslâmiyeyi tahribe çalışacak dehşetli ve münafık bir şahıstır."(Alâeddin el-Müttekì bin Hüsameddin bin İsmail el-Hindî, Kenzü'l-Ummal, 11.125; Bursalı İsmail Hakkı, Ruhu'l-Beyan fî Tefsîri'l-Kur'ân, I-X, 8.197.)
Çoğu kere onun harikalıklarından bahsedilir. Bu arada yöneticiliğine de dikkat çekilir.(Müslim, Fiten: 125) Ayrıca insanlara sihir yaptığı (teshir ettiği) hadis yorumcusu İslam âlimleri tarafından ifade edilmiştir. Büyük Deccal, dinsizliği program edinip daha çok Hristiyanlığa savaş açarken, İslâm Deccalı Süfyan, Allah katında yegâne hak din olan İslam’a hem de açıkça savaş açmaktadır. Onun için de daha dehşetli görülmüştür,
İslam Deccalı ve diğer adıyla Süfyan’ın komitesi vardır. Bediüzzaman bu komitenin 4 büyük başı (dört rükün) olduğunu ifade eder. Bu komitenin ilk üçünü ismen tarif eden Bediüzzaman dördüncü rüknün muasırı olmamasından ötürü onun ismini değil genel özelliklerini tarif etmiştir. Bu komitenin ilk üçü yani Kamal, İsmet ve Fevzi olduğu konusunda Risale-i Nur talebeleri arasında hiçbir tereddüt yoktur. Dördüncü rükün ise 15 Temmuz 2016 darbesini yaptıran, sahte vaiz ve dünyanın en büyük yalancısı olan F. Gülen konusunda büyük oranda görüş birliği vardır.
Deccalın en büyük yardımcıları münafıklar, Yahudiler ve bidalara taraftar ulema-i su (kötülük yapan alimler) olacağı ifade edilmiştir. Deccal onların gafletinden istifade ederek ehl-i imanı dalalet vadilerine atar. Bu ifadelerden anlaşılacağı gibi deccalın fitnesi çok büyük olacak ve tüm dünyaya yayılacaktır.
İslam Deccalının münafıkane hareket edeceği, Müslüman gözüküp din adına dine en büyük zararı vererek “şeriat-ı Muhammediyeyi” tahrip edeceği ifade edilmektedir. Modernizm ve reform adına dine hizmet edip çağa uyduruyoruz bahanesi ile İslam ulemasının da Süfyan’a yardımcı olacağı rivayetlerden anlaşılmakta ve bu nevi ulema Hz. Ali gibi İslam muhakkikleri tarafından “Ulema-i Sû” yani dine zarar veren ve bidaları icat eden kötü âlimler olarak haber verilmektedir.
Hadisin rivayetinde “Süfyan büyük bir âlim olacak ve ilmi ile dalalete düşecek ve çok âlimler ona tabi olacaklardır” buyrulur. Onun ilmi elbette din ilmi olmayacaktır. Din ilmi olmuş olsaydı o zaman dalalete gitmez hidayete vesile olurdu. Bediüzzaman onun bilgisinin din bilgisi değil ayette geçen “kitap taşıyan eşek” olduğunu yani Kuran ilmini bildiği halde içselleştiremediğini söylemektedir. Yani ilmini her türlü kurnazlık, fitne ve inanları aldatma için kullanacağını ifade eder.
Bediüzzaman bu hadisi açıklarken şöyle der: “Başka padişahlar gibi ya kuvvet ve kudret veya kabile ve aşiret veya cesaret ve servet gibi vasıta-i saltanatı olmadığı halde, zekâvetiyle ve fenniyle ve siyasî ilmiyle o mevkii kazanır ve aklıyla çok âlimlerin akıllarını teshir eder, etrafında fetvacı yapar. Ve çok muallimleri kendine taraftar eder ve din derslerinden tecerrüt eden maarifi rehber edip tamimine şiddetle çalışır, demektir. (Şualar, s. 461)
Türkiye’de ve dünyada “Şeriat-ı Muhammediye'nin (a.s.m.) ebedi bir kısım ahkâmını nefis ve şeytanın desiseleriyle kaldırmaya çalışarak hayat-ı beşeriyenin maddi ve manevi rabıtalarını bozarak, serkeş ve sarhoş ve sersem nefisleri başıboş bırakarak hürmet ve merhamet gibi nurani zincirleri çözer; hevesat-ı müteaffine bataklığında birbirine saldırmak için cebri bir serbestiyet ve ayn-ı istibdat bir hürriyet vermek ile dehşetli bir anarşistliğe meydan açar” (Şualar, s. 592) denilmektedir. Evet 15 Temmuz Darbesi; halkın üzerine uçakla, top ve tankla yürüyen bu FETÖ terör örgütünü açığa çıkarmıştır. Bundan daha büyük anarşistlik yoktur.
Şimdi FETÖ örgütünün elebaşı olan Gülen’in çok fazla bilinmeyen bir özelliğinden de bahsedelim. Bu dehşetli şahıs büyücülük de yapmaktadır. Öyle ki “Kıtmir büyüsü” denilen bir efsunla insanları kendisine bağlamaktadır. Bunu bazen bir muskaya bazen 1 dolarlar üzerinde yapmakta olduğu yakın çevresinde bulunanlar tarafından dile getirilmektedir.
Büyücülük İslam dininde en büyük günahlardan bir tanesi olarak kabul edilmektedir. Hatta başta Peygamber Efendimize (asm) büyüler yapılmış Allah’ın izni ile bütün bu çabalar boşa çıkmıştır. Elbette dünyanın kezzabı olarak şöhret kazanmış olan Feto’nun böyle bir alçaklığı yapmaması düşünülemez. Dinini dünyaya satan bu adamdan başka bir şey beklemekte abes olurdu zaten. Şimdi bu büyücülük işini nasıl yaptığını bazı kaynaklardan istifade ettiğim bilgilerle paylaşayım:
Bir gazete Bülent Erandaç ve yazar Sadık Yalsızuçanlar, FETÖ'nün hainlik şebekesinin örgüt içerisinde dini nasıl kötüye kullandıklarına dair değerlendirmelerde bulunmuştu. FETÖ tehlikesini anlatan bu yazarlar, İlahiyat mezunlarının birçoğunun Altunizade'de eğitildiğinden bahsetmişlerdir.
Bu zavallıların beyinleri yıkanmış yetmedi büyücülüğe maruz kalmışlardı. Melih Gökçek'de bu konudan bahsetmiş fakat kamuoyunda bu dehşetli şahıs hakkında “bu kadarı da olmaz!” şeklinde bir algı olduğundan garip karşılanmıştı. Fakat bu dehşetli büyücülük halen yapılmaktadır. Yoksa hapislerde dahi fitneye devam eden akla gelmez yalanlarla kendilerini savunmaya çalışan FETÖ mensuplarının bu haline mantıklı bir cevap vermek zordur.
Öyle ki mahkemelerde itirafçı olarak konuşacaklarını söyleyen kişilerden bir kısmı fitneye devam ederek kendisini ve Feto’yu hala temize çıkarmaya çalışmakta olduğu görülmektedir. Ortalığı lağım çukuruna çevirdikleri halde pek uslanmayan bu insanların akıl dışı davranışlarını izah etmek son derece güçtür.
Evet, FETÖ örgütü ve Pensilvanyalı büyücü “hüddam” adı verilen parapsikolojik vasıtaları kullanmaktadır. Parapsikoloji yüz yılı aşkın süredir yapılan bilimsel araştırmalarla ortaya konulmuş psişik yeteneklere sahip insanları inceleyen bir bilim dalıdır. Halk aracında “cinci hocalar” adı verilen bu tür psişik yetenekleri olan kişilere çok rastlanmaktadır.
İşte Feto’nun elinde bu vasıtaları kullanan çok sayıda elemen vardır. Kendisini de bu konuda çok eğittiği oldukça güçlü yetenekleri olduğundan bahsedilmektedir. Aksi takdirde değişik kültür ve yaşam biçimine sahip insanları bir araya getirerek körü körüne yönetmenin başka bir yolunu bulmak güçtür.
Gülen'in tertip ettiği bir çeşit efsunlar vasıtası ile “hüddam” adı verilen hizmetçiler bir başka ifadeyle ifritler bulunmaktadır. Tarihte de çok örneği olan sihir, büyü ve hüddam kullanımı; Kur'an'da da geçmektedir. Fakat Hz. Süleyman Allah’ın rızası için hüddamları kullanırken Feto ve onun gibi büyücüler yuva yıkmak, insanların ocağını söndürmek için bunu yapmaktadırlar.
Metafizik güçler, arif insanlarda da bulunmaktadır. Fakat onlardan hiçbiri bunları dünyevi maksatlar için kullanmaz ve buna tenezzül etmezler. Bunların hepsinde Allah’ın izni ve iradesi bulunduğu için sınırı aşmamaya dikkat ederler. Mesela bu tür metafiziksel güçleri olanlar baktığında duvarın arkasını görebilir, niyet okuyabilir. Bir insana baktığında zihninden ne geçtiğini kısmen söyleyebilir. Fakat bu hüddamlar aynı zamanda çok tehlikelidir. İnsanın zihinsel faaliyetlerini çökertip delirtecek kadar fenalığa sebep olabilirler.
Hiçbir şüphe yok ki FETÖ elebaşı, cinleri hüddamları kullanarak memleketin yıkımı için çaba sarf etmektedir. Fakat kullandığı hüddamlar 15 Temmuz günü hiçbir işe yaramamış tam tersine Türkiye halkının inanılmaz bir biçimde ayağa kalkarak darbecileri susturmasına yol açmıştır. Allah’ın gözle görünmeyen çok cünudu yani askerleri vardır. İşte o gün FETÖ’nün ifritleri bağlanmış bunların hiçbir gücü kalmamıştır. Hareket eden tankların üstlüne atlayacak kadar iman ve cesaretle halkımız bunları mağlup etmiştir.
Bunu yapan bazı arif gayretli insanlar da vardır. Allah rızası için milyonların baş koyduğu bu din ve vatan uğruna, gözünü kırpmadan ölümün üstüne giden insanlara hangi ifrit karşı koyabilir ki. Netice de önlar da Allah’ın bir varlığı değil mi?
Tankları durduran ninelerimiz, dedelerimiz, gencecik çocuklardan bazıları, belki bir Fatiha ve 3 tane de namaz suresi biliyor. Fakat bu inançla yola çıktıkları vakit bütün efsunlanmış beyinler çözülüp karşılarında mağlup oldular. Yani iman ve inanç; her türlü fitneyi ve bozgunu Allah’ın izni ile yenecek bir güçtür.
Evet, Feto’nun Hüddamları ve büyüsü ile bunları okuyan veya taşıyanlar, robotlaşmaktadır. Beyinleri bir nevi uzaktan kumanda edilecek hale gelmiştir. Bunda inanılmayacak alay edilecek bir konu yoktur. Zira ABD'li istihbarat örgütleri, Rus, Alman ajanları yıllardır yapmakta ve başarılı sonuçlar da alabilmektedirler.
Hüddam denilen cismi olmayan yani maddi bir bedeni olmayan ateş ve enerji yüklü varlıkların bulunduğundan Müslümanlar şüphe duymazlar. Kuran’da cinler ve ruhani varlıklardan söz edilmektedir. Peygamber Efendimiz aynı zamanda cinlere de resul olarak gönderilmiştir. Ona iman eden sayısız cinler mevcuttur. Kızılötesi ve morötesi ışınlar arasında çok küçük bir dalga boyunu görebilen bir gözümüz var. Gözümüzün bunları görememesi olmadıklarına delil olmaz, vesselam…
 

Yazarın Diğer Yazıları