Şükrü Kanber

Adım adım Project Democracy...

Şükrü Kanber

  • 271

Askerî operasyonlar yapmadan, büyük paralar harcamadan bir ülke nasıl ele geçirilir sorusunun tam cevabı, Project Democracy’dir. Kimilerine hayal, komplo teorisi gibi gelecek bu bilgilerin teyidi için, yakın tarihteki iki Demir Perde ülkesi Yugoslavya ve Çekya’nın bölünme süreçlerine bakmasını tavsiye ederim. Keza Sovyetlerin parçalanmasına da…

14 Kasım tarihli “Joe Biden ve dış mihrak unsurları” başlıklı yazımızda ABD’nin sivil toplum yapılanmaları üzerinden ülkelerin gündemini belirlemek, darbe yapmak, yönlendirmek için nasıl bir finansal yol izlediğini anlatmıştık.

Resmi olarak başkanlığı onaylanan Joe Biden, adaylık sürecinde yaptığı bir açıklamada “Türkiye’deki muhalefetle iş birliği yaparak, Erdoğan’ın seçim yoluyla devrilmesi” gerektiğini belirtmişti.

Türkiye’de ‘Denge Denetleme Ağı’ adı altındaki bu amaca yönelik yapılanmayı yazımızda detaylandırmıştık.

Şimdi ise bu tip organizasyonların finanse edilme yöntemlerini ve adım adım hangi yolları izleyerek faaliyet gösterdiklerini anlatmaya çalışalım.

Finansör: ABD Hazine Bakanlığı…

 

Çatı kuruluş: NED, “National Endowment for Demokracy/Ulusal Demokrasi Fonu”

Sol görüşlü ülkeler için: NDI, “National Democracy Institute”

Sağ liberal ülkeler için: IRI, “International Republican Institute”

‘Demokrasi Projesi (Project Democracy)’, 1982 yılında Başkan Ronald Reagan’u sunulur ve tüm bu işi koordine etmekle görevlendirilen NED 1983 yılında kurulur.

Reagan herkesin bildiği gibi bir sinema aktörüydü kamera önünde önüne konulanı oynadığı gibi Beyaz Saray’da da önüne konulanı okuyan kullanışlı bir başkan olarak görev yaptı.

‘ABD’nin çıkarlarını korumak’ diye ambalajlanan ama aslında ulus devletleri zayıflatıp bugünlerde kurulmak istenen küresel dünya devletine giden yolun taşlarını döşeyecek bir amaca sahipti, Project Democracy’ye…

Bu operasyon seti hemen tüm dünya ülkelerini hedef alır.

Peki, bu sistem nasıl çalışır?

Hedef alınan ülke için siyasi, sosyal, dini temel eğilimler belirlenir ve sonra adım adım önceden belirlenmiş prosedür çerçevesinde operasyon başlar.

İşte madde madde, ulus devletlerin yıkımını amaçlayan Project Democracy:

1– Kamuoyu oluşturmak için elemanlar devşirilir. Gazeteci, yazar, bilim adamı, akademisyen vb. kişiler parlatılarak öne çıkarılır. Çeşitli yöntemlerle finanse edilen bu kişiler aracılığıyla ilgili ülke hakkındaki her türlü bilgi alınır, özgürlük başlığı altında pek çok konu hakkında yeniden yapılanma fikri aşılanır.

2– İnsan hakları, kadın ve çocuk hakları, demokrasi ve özgürlük temasını öne çıkaran sivil toplum örgütleri kurdurulur.

3– Televizyon, gazete, radyo, internet sitesi vb. yeni medya organları devreye sokulur. Kışkırtmalarla insan ihtilalleri üretecek süreçler hızlandırılır.

4– Medya mensupları devşirilir. Casuslarla iş görmek yerine devşirilmiş medya mensupları aracılığıyla yerinden bilgi edinmek için, içeride ve dışarıda eğitim programları düzenlenir.

5– Akademisyenler ele geçirilir. Bilimsel ve toplumsal konferanslar ve organizasyonlar çoğaltılır, mahalli “think tank” kurumları kurdurularak buralardaki çalışmalarla bu akademisyenler finanse edilip devşirilir.

6– İş adamı dernekleriyle sendikalar kurdurularak hem var olanlara hem de yeni kurulanlara danışmanlar aracılığıyla sızılır, kadrolar yönlendirilir.

7– Açık ve yarı gizil istihbarat çalışmaları yapılır, muhabir ağıyla açık ve yaygın istihbarat toplanır. Yerel medyayla kalıcı bağlar üretilir.

8– Etnik ayrılıklar kaşınır, öne çıkarılır ve derinleştirilir. Merkezi devlet-yerel yönetim tartışmaları alevlendirilir.

9– Kitleler bu ayrıştırmada taraf olması için yönlendirilirler.

10– Devlete güvenin sarsılması için her yöntem denenir. Yolsuzluk kampanyaları, yöneticilerin itibarsızlaştırılması, güvensizlik ve çaresizlik yaygınlaştırılarak devlet egemenliği zayıflatılır. Yolsuzluk ve hukuksuzluk algısı yükseltilerek topluma aşağılık kompleksi ve kuraldışı yaşama alışkanlığı yerleştirilir.

11– Ekonomi ele geçirilir. Borçlanma politikaları uygulanır, para piyasaları dışarıdan gelen etkiye açık hale getirilir, ülke varlıkları vur-kaç taktikleriyle ucuza kapatılarak ülke dışa bağımlı hale getirilir.

12– Merkezi devlete karşı güveni azaltıcı her türlü faaliyet yapılır. Kritik dönemlerde ekonomik kriz çıkartılır, umutsuzluğa kapılan yerel sanayici ve üreticilerle konferans, sempozyum adı altında doğrudan temas sağlanarak devlet mekanizmasıyla aralarındaki bağ zayıflatılır.

13– Bu ilişkilerden sonra iş adamları devşirilir. İş adamı dernekleriyle ilişki kurmak için bürolar oluşturulur, ulusal devletle ilişkileri düzenleyen kurallara isyan edip, serbest ekonomi adı altında küresel anlayışa doğru yönlendirilirler. “Serbest pazar” ekonomisi adı altında etkiye açık bir ekonomik düzen yerleştirilir.

14– Millî sanayi yıkılır. Milli üretim ve enerji politikaları dağıtılır. Çevreci örgütler, toplum ve devlet arasında çatışmayı köpürtecek şekilde desteklenir. Ulusal madenler, doğal yakıt üretim kaynakları devlet egemenlik alanının dışına çıkartılır.

15– Ordu millî kimliğinden koparılır. Güvenlik güçleri geleneksel eğitim ilkeleri yerine uluslararası kurumlar vasıtasıyla eğitilir. Orduyla halk arasında bağlar koparılır, cepheleşme oluşturulur, bağımsızlık yanlıları ordudan uzaklaştırılır, cezalandırılır ya da terfi oyunlarıyla etkisizleştirilir.

16– Yeni dünya düzenine inandırılmış liderler üretilir, öne çıkarılır. Aynı doktrini savunan yeni partiler kurulur, eskilerine adam yerleştirilir. Parti programları devletle hesaplaşmaya yönelik metinler olarak yazdırılır.

17– Toplumun devletine güvenini sarsmak için sık sık ekonomik krizler çıkarılır. Sürekli dalgalanan ekonomi modeliyle devletin elindeki para kaynakları, bankalar, devlet şirketleri kapatılır, yabancı şirketlerin egemenliğine geçer.

18– Üretim birimleri ele geçirilir. Güvensizlik ve kriz nedeniyle eli kolu bağlanan devletin ağır sanayi, enerji, iletişim ve stratejik kurumları özelleştirilme yoluyla satışa zorlanır, yok pahasına ele geçirilir. Bağımsızlığı pekiştirecek projeler, sivil toplum kuruluşları, ekonomik güç kullanılarak önlenir.

19– Belediye hizmetleri yabancılara devredilir. Yerel yönetimi güçlendirme projeleriyle merkezi hükümet bağı koparılırken hizmetlerin şirketlere devredilmesi sağlanır.

20– Ekonomik kriz bahanesiyle ordunun finansmanı kesilir, ordu zayıflatılır, ulusal sınırlar gevşetilir.

21– Devlet yönetimi kargaşayla ele geçirilir. Seçim darbesiyle egemen devlete yetiştirilmiş kişiler atanır. Devlet direnirse yaygın ve kitlesel gösteriler düzenlenir, toplumu ikna etmek için etnik çatışmalar çıkarılır. Etnik ve dini nedenlerle çıkan çatışmalarda ölümlü sonuçlar elde etmek için her tür şiddet yoluna başvurulur. Ayrılıklar derinleştirilir ve kalıcı hale getirilir.

 

22– Ülkede toplumu bir arada tutan tüm kültürel bağlar koparılır, yıkılır. “Çok kültürlülük” başlığı altında toplumun ortak değerlerine saldırılır. Dînî inanç ve gelenek hedef alınır, parçalanır ve toplumun ananevî akışı kesilir. Dini alanda yönetilebilir kurumlar kurulur, azınlıkların dini yapıları desteklenir ve din temelli problemlerin varlığı üretilerek toplumun dini temelli dayanışma ve bir arada yaşama refleksi yok edilir. Tarih, edebiyat, folklorik tüm değerlerin altı boşaltılır, küreselliği destekleyecek şekilde yeniden inşa edilir. Ülke içeriden karmaşaya sürüklenirken, komşu ülkeler de ülkeyle sorun çıkarması için teşvik edilirler.

Sonuç mu?

Ekonomik, etnik, kültürel, millî kimlik ve dini inanç açısından darmadağın edilmiş olan ülke ele geçirilir ve küresel hedefler uğruna emir askerî hâline getirilip tüm kaynakları sömürülür.

Bu arada BM ve NATO gibi uluslararası tüm kurumların yerel yapılarının, bu projenin gönüllü katılımcısı ve destekçisi olduğu da dikkate alınmalı.

Askerî operasyonlar yapmadan, büyük paralar harcamadan bir ülke nasıl ele geçirilir sorusunun tam cevabı, Project Democracy’dir.

Kimilerine hayal, komplo teorisi gibi gelecek bu bilgilerin teyidi için, yakın tarihteki iki Demir Perde ülkesi Yugoslavya ve Çekya’nın bölünme süreçlerine bakmasını tavsiye ederim. Keza Sovyetlerin parçalanmasına da…

Üstelik yukarıdaki maddeleri okurken Gezi’den 15 Temmuz’a, Marshall yardımından askeri darbelere Türkiye’nin yakın tarihindeki pek çok olay da gözlerinizin önünden geçmiştir...

(Bu yazı Gerçek Hayat dergisinde yayımlanmıştır)

Yazarın Diğer Yazıları