Mustafa Toygar

Bayramlar Kaf Dağının ardında kaldı!...

Mustafa Toygar

  • 3366

 

         

 

          “Ana, bu bayram mı? . Aman çok ayıp 

           Çocukken gördüğüm bayramlar hani? 
           Mübarek elleri öpüp, koklayıp 
           Yüzüme sürdüğüm bayramlar hani? “

                                 Abdurrahim Karakoç

 

        Yarın Mübarek Kurban Bayramı, hangimizin kalbi heyecandan pır pır ediyor? Ya da kaçımız bu bayramı hakkıyla kutlayacağız?

        Boşuna uğraşmayın, internetten bulduğunuz; samimiyetsiz, kuru, içi boş süslü lafları, bir saniyede onlarca kişiye postalayarak bayram kutladığınızı zannediyorsanız, önce kendinizi kandırıyorsunuzdur. Elbette bu sözlerim bayramı unutanlara ve bayramı “holiday” olarak bilenlere

        Eski bayramların; güzelliğini, coşkusunu, heyecanını, mutluluğunu, manevi atmosferini çocuklarımıza nasıl anlatabiliriz ki? Bazı şeyler anlatılamaz, yaşanırsa kavranabilir.

        Anlatmaya kalkışsanız dahi, çocuklar sormayacak mı; “Madem eski bayramlar o kadar güzeldi de şimdi ne oldu? O güzellikleri niçin elimizden aldınız, bizi niçin bayramsız bıraktınız?”

        Şimdiki çocuklar şu kadarcığını bilsin, bizim çocukluğumuzda bir gün değil, bir hafta değil, bir yıl boyunca bayramın geleceği günü heyecanla beklerdik.

         Bu devirde aileleri çocuklar yönetiyor, ancak çocuklar o eski bayramları bilse, anne-babalarının tatile gitmesine asla izin vermezdi sanırım.

         Diyorlar ki, “dün çocuk olduğun için bayramlar sana hoş geliyordu” İyi de bugünkü çocuklar bayramın anlamını dahi bilmiyorlar. Üstelik büyükler için de en az çocuklar kadar önemlidir bayramlar.

        Ulaşım zordu, fakirlik çoktu ama bayramlarda aile hatta sülale büyüğünün bulunduğu yerde akrabalar toplanırdı.

        Ayrı köylerde, kasabalarda, şehirlerde olanlar bayramdan bayrama da olsa bir araya gelirdi. En uzak akrabalar dahi birbirini tanırdı.

        Büyükler; çocukları kendi evlatları gibi görür, sever, şefkat gösterirdi. Çocuklar da akraba büyüklerini kendi anne ve babası gibi görür saygıda kusur etmezlerdi. Geniş akrabalık bağları, başlı başına önemli bir sosyal işlev vazifesi görürdü.

        Belki de empati yapmayı unuttuk

        Ramazan Bayramında olan bir hadiseyi anlattı bir arkadaşım. “Bayramda dayımı ziyarete gittim. Dayım haliyle yaşlı ayrıca hasta yatıyordu. Üç oğlu var; bayramı fırsat bilerek bir oğlu Amerika’ya, diğerleri de Bodrum ve Marmaris’e gitmişler. Dayım çok zengin olduğu için, çocuklar babalarının paralarını babalarından uzaklaşmak için kullanıyorlar. Evet, dayımı hasta haliyle bayramda öylece bırakıp gitmişler.”

        Sorarım herkese, o dayı için bayramın anlamı ne ola ki?

Bizim baba tarafından sülalenin en büyüğü olarak bir tek halam hayattadır. Rabbim sağlık sıhhat versin, ancak rahatsızlığı çok ciddi. Halam bir yıldır Ankara’da kızının yanında kalıyor. Söylemek istediğim sülale o kadar geniş olmasına rağmen geçen bayramda telefonla aryanlar dahi çok fazla değildi. Hâlbuki ulaşımın ve maddi imkânların, çocukluğumuz dönemine göre onlarca kat artmasına rağmen yüzlerce akrabasından ziyaretine gelen olmaması neyin eksikliği olabilir.

        Ankara boşalmış, bizim site boşalmış, imkânı olan Ege ve Akdeniz kıyılarında tatilde, bayram olmuş “holiday.” Belki de bayram fakirlere güzel.

        Bu vesileyle; uzak yakın tüm akrabalarımın, dost ve kardeşlerimin, arkadaşlarımın ve de Türk İslam Âleminin aileleri ile bayramı, bayram gibi geçirmelerini tüm kalbi duygularımla temenni ediyorum.

        Rabbim Yüce Türk Milletini her türlü melanetten uzak tutsun inşallah. Mübarek Kurban Bayramı İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

 

 

        BAYRAMLAR KAF DAĞININ ARDINDA KALDI

       

        Anneler, babalar bayramda yol gözler,

        Evlatlar tatildedir, gönül eğler

        Bayramlar Kaf dağının ardında kaldı dostlar

        Çocuklar sorar, babalar “holiday” derler.

 

         Şimdiki çocuklara anlatamam bayramı

         Üç nesil bir arada geçen bayramı

         Arife gecesini, bayram sabahını

         Anlatamam sevgi, saygı dolu bayramı

                                                            Mustafa Toygar

 

Yazarın Diğer Yazıları