II. Dünya Savaşı'ndan sonra bir ilk: Gazze'de Siyonizm imzalı kitlesel sürgün
BM'ye göre Gazze'de nüfusun yaklaşık yüzde 90'ı iki yıldır süren İsrail saldırıları nedeniyle evlerini terk etti. Uzmanlar, yoğun nüfuslu ve güvenli sığınak bulunmayan bölgede yaşanan kitlesel yer değiştirmeyi 'İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana eşi görülmemiş' olarak tanımlıyor.
Gazze’de on binlerce Filistinli, devam eden İsrail operasyonları nedeniyle defalarca evlerini terk etmek zorunda kaldı. Uzmanlar bu durumu modern tarihte eşi görülmemiş bir insani kriz olarak nitelendiriyor. BBC'nin konuya ilişkin ayrıntılı haberini sizler için özetledik.
Birleşmiş Milletler’e göre, Gazze’deki 2,1 milyon kişinin yaklaşık yüzde 90’ı son iki yıldaki çatışmalar nedeniyle yerinden edildi. Yoğun nüfuslu kıyı şeridinde güvenli sığınakların sınırlı olması ve tekrar eden yer değiştirmeler, tarihçiler ve uluslararası hukuk uzmanları tarafından “İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana görülmemiş” bir durum olarak değerlendiriliyor.
İsrail yetkilileri, sivilleri koruma ve Hamas’ı hedef alma gerekçesiyle belirli bölgelerin boşaltılmasını defalarca bildirdi. Ancak bazı insan hakları kuruluşları, bu uygulamaları zorla yerinden etme olarak tanımlıyor.
Danimarka Mülteci Konseyi’nin 2024 araştırmasına göre, Gazze’deki aileler savaş süresince ortalama altı kez taşındı; bazı aileler 19 kez yer değiştirmek zorunda kaldı. Son operasyonlar, yüz binlerce kişinin tekrar göç etmesine yol açtı.
Hemşire Soha Musleh, iki çocuğuyla defalarca farklı yerlere taşınmak zorunda kaldı. “Bazen yanınıza alabildiğiniz tek şey hayatınızdır,” dedi.
Oxford Üniversitesi’nden Profesör Dawn Chatty, yerinden edilmenin hem ölçek hem koşullar açısından eşi görülmemiş olduğunu belirtti: “Gazze’de insanların gidecek yeri yok. Bir güvensiz yerden diğerine kaçmak zorunda kalıyorlar.”
İsrail ordusu, tahliye uyarılarının sivilleri korumak amacıyla yapıldığını ve uluslararası hukuka uygun olduğunu açıkladı. Ancak uydu görüntüleri, “insani bölge” ilan edilen alanlarda çadırların sık sık kurulduğunu ve kaldırıldığını gösteriyor.
Gazze’nin kuzey şehirleri, çatışmanın ilk dört ayında nüfusun üçte birini kaybetti; Rafah gibi güney bölgeleri geçici olarak dört kat fazla insan barındırdı. BM’ye göre, sadece 9 km x 5 km’lik bir alan büyük ölçüde boş kaldı, bazı kısımları ise molozlarla kaplı.
Yardım kuruluşları, aşırı kalabalık nedeniyle kişi başına düşen alanın 0,5 metrekareye kadar düştüğünü, yardımın yetişmekte zorlandığını belirtiyor. İsrail yetkilileri ise gıda ve barınma yardımlarının arttığını bildiriyor.
Bu yerinden edilme, 1948’de yaklaşık 750 bin Filistinlinin evlerini terk etmek zorunda kaldığı “Nakba” ile karşılaştırılıyor. Filistin Diplomatik Misyonu Başkanı Husam Zomlot, günümüzdeki yerinden edilmeyi “planlı” olarak nitelendiriyor ve “Gazzelilerin dönecek yeri kalmadı” dedi.
Uluslararası insan hakları örgütleri ve BM, tekrar eden zorla yerinden etmelerin savaş suçu olabileceğini belirtiyor. İsrail, iddiaları reddediyor ve tahliyelerin geçici, sivilleri korumaya yönelik ve uluslararası hukuka uygun olduğunu savunuyor.
7 Ekim 2023’ten bu yana süren operasyonlarda, Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre 66 binden fazla kişi öldü, yaklaşık 170 bin kişi yaralandı ve evlerin yüzde 92’si hasar gördü veya yıkıldı.
Soha Musleh ve ailesi, Nuseyrat’ta tek odalı hasarlı bir dairede yaşıyor. “Orada yaşıyoruz ve idare ediyoruz. Sonuçta çadırdan iyidir” diyor.
Bakmadan Geçme





