Muammer Sabri

Lenin posteri, CIA aşkı ve ABD okulunun yıllıkları: Ankara'da soğuk savaş tiyatrosu

Muammer Sabri

  • 11

Sevgili okurlarım…
Ankara’nın Balgat’ında yıllarca herkesin burnunun dibinde bir “okul” varmış da biz ne bilmişiz! Öyle bildiğimiz kolejlerden değil ha… Amerikalıların “Trojans” dediği, yani bildiğiniz Truva Atı. Yahu isim bile bile isteye verilmiş, biz hâlâ saf saf “dostluk okulu” sanmışız.

Şimdi diyeceksiniz ki, “Bunu da nereden çıkardın?” Bakın işte tam da tecrübeli gazeteci Ahmet Köprülü, Tandoğan’daki bir galeride beyaz bir Chevrolet görüp dosyasını kurcalıyor, hop! Bir bakıyor, belgelerin ucu ABD ajan okuluna çıkıyor. Hani derler ya “Her ip bir çoraba çıkar” diye… Burada ip değil, resmen makaralar makaraları söküyor!

Evet; kitabın tam adı şöyle: “Trojans: Ankara'da ABD Ajan Okulu”

Kitapta anlatıldığı üzere bu Amerikan Okulu, 1957’de kurulmuş. Truman Doktrini, CENTO, JUSMMAT, TUSLOG… Ankara’yı küçük Pentagon’a çevirmişler. O okulda okuyanların adı da “Trojans” yani Truva Atları. Eh, mantıklı tabii: “Dostum, ben senin yanındayım” deyip içeriye girmişler, sonra gelsin darbe planları, gitsin antikomünizm operasyonları.

Şimdi sıkı durun… Kitapta öyle tespitler var ki: 1978’de Bush çifti (evet o Bush, Laura’yla birlikte) Ankara’da bu okulun mezuniyetine katılmış. Ama bize yıllarca “Türkiye’ye ilk kez 2004’te geldi” dediler. Yani koskoca Amerikan Başkanı’nın “ilk kez geliyorum” yalanına da inandık, afiyetle yuttuk.

Bir de işin Türk damarı var… Okulun yöneticileri arasında Albay Kamil Homriş diye bir isim. Sonradan Tapu Kadastro Lisesi’nde Fransızca öğretmeni olmuş. Hangi öğrencisi çıktı biliyor musunuz? Abdullah Öcalan! Yahu Ankara kulislerinde bile böyle hikâyeler anlatılsa kimse inanmaz.

Amerikan Okulu yıllıklarında başka bombalar da var: Öğrencilerin odasında Lenin posteri asılı mesela. Hani komünizme karşı mücadele için buradaydınız? Yoksa “her kesimden görünelim, kime lazım olursa kullanırız” taktiği miydi?

Sevgili okurlarım, Amerikalılar okula “Kale” adını vermiş. İçinde generaller, CIA’cılar, diplomatlar cirit atmış. Ankara’yı “Küçük Amerika” yapmışlar; fast food’undan yılbaşı balosuna kadar… Biz de sandık ki modernleşiyoruz. Meğer “kültürel işgal”miş adı.

Şimdi Ahmet Köprülü’nün Trojans kitabı bütün bunları belgeliyor. Tabii ki Washington’un “gizli hatıra defteri” açılacak değil ya… Ama işte bir beyaz Chevrolet’in dosyasından çıkan belgeler bile Ankara’nın göbeğinde nasıl bir Truva Atı gezindiğini göstermeye yetiyor.

Diyeceğim şu: Sevgili okurlarım, bu ülkenin kaderi bazen bir arabadan, bazen bir yıllıktan, bazen de bir posterden okunur. Bizim başımıza gelen de hep o “küçük ayrıntılar”. Ah Amerikalı dostlarımız, bize hamburger getirir gibi Truva Atı da getirmişler, biz hâlâ şaşkınız…

Yazarın Diğer Yazıları