Hakkı Öznur: Dün Arap Lawrenceler, bugün Kürt Lawrenceler

Ortadoğu ve yakın politik tarih üzerine yaptığı çalışmalar, yayınladığı tarihi öneme sahip kitaplarla, Türkiye'nin en önemli araştırmacı yazarlarından biri olan, 'Ortadoğu'nun Cahşları' adlı çok önemli başucu, kaynak   kitabın  yazarı, araştırmacı yazar,   Hakkı Öznur'un, EKSEN Eğitim Sen Sendikasının ATO Congresium'da ' düzenlediği 'Türkiye'nin Millî Güvenlik Meselesi ve Sınırlarımız' konulu panelde yaptığı konuşmanın ikinci bölümünü yayımlıyoruz

  • 1148

Ortadoğu ve yakın politik tarih üzerine yaptığı çalışmalar, yayınladığı tarihi öneme sahip kitaplarla, Türkiye’nin en önemli araştırmacı yazarlarından biri olan, alanında otorite olarak kabul edilen, “Ortadoğu’nun Cahşları” adlı çok önemli başucu, kaynak   kitabın  yazarı, araştırmacı yazar,  Ülkücü  fikir ve siyaset adamı  Hakkı Öznur’un, EKSEN Eğitim Sen Sendikasının ATO Congresium’da “ düzenlediği “Türkiye'nin Millî Güvenlik Meselesi ve Sınırlarımız” konulu panelde yaptığı konuşmanın ikinci bölümü:

PKK/ PYD/ / YPG /SDG  YÖNETMENİ , BÖLÜCÜ ÖRGÜTLERİN HAMİSİ: BRETT  MC GURK

Irak’ın ABD tarafından işgal edildiği 2003 yılında Beyaz Saray’ın Bağdat’a ‘devlet başkanı’ olarak atadığı Paul Bremer’in yardımcılığı görevinde bulunan Brett McGurk, aradan geçen 16 yılda, bir cinayet şebekesinin liderine dönüşmüştür  2015 yılından itibaren sözde “DEAŞ’la mücadele” için Beyaz Saray Özel Temsilcisi olarak atanan McGurk, ABD’nin sömürge valisi olarak birçok suça imza attı. Halen terör koridorunun planlandığı bölgede bir numaralı isim olarak gösterilen McGurk, Suriye’de 2015 yılına dek 1500-2000 kişilik basit bir terör grubu olan PYD’yi adeta ‘orduya’ dönüştürdü. McGurk, PKK kontrolündeki bölgelerde teröristlere alan açmak için 13 bine yakın sivilin öldürülmesi emrini verdi. Bu sivillerin 4 bin 200’ü Rakka’da katledildi. ABD başkanları George Bush ve Barack Obama’nın ardından Donald Trump da bölgede McGurk ile çalışmaktan vazgeçmedi.

ABD'den Musul operasyonu açıklaması: Yakın zamanda başlıyoruz

Modern  Kürt  Lawrence   Mc Gurk Irak’ta göreve başladığı 2003 yılından itibaren Şiilerle Sünnileri birbirine düşürdü.  McGurk, ABD’nin Ortadoğu politikasını şekillendiren kariyerine 2004’te o dönem ABD’nin Bağdat Büyükelçisi olan John Negroponte’ye Irak Anayasası’nın yazımında danışmanlık yaparak başladı.

 Arapça ve Farsçayı çok iyi derecede bilmesi nedeniyle Arapları Osmanlı’ya karşı kışkırtan İngiliz casus Lawrence’a benzetiliyor

IRAK’TA MEZHEP  ÇATIŞMASI ÇIKARDI ŞİİLERİ VE SÜNNİLERİ BİRBİRİNE DÜŞÜRDÜ

 Irak’ta Sünnilerle Şiiler arasında bölünmeleri körükleyen McGurk, bu haliyle terör örgütü  IŞİD’e zemin hazırlayarak, bu örgütün Haziran 2014’te Musul’u ele geçirmesinin önünü açtı. McGurk,  IŞİD ’i bahane ederek bir diğer terör örgütü olan PKK/YPG’nin bölgede ağırlık kazanmasına tam destek verdi. PKK/YPG’nin en güçlü destekçilerinden oldu.

Ayn el-Arab’daki  IŞİD  tiyatrosunun ardından PKK/PYD’ye verilecek binlerce tırlık silah, cephane ve zırhlı araç konusunda Washington’u ikna eden McGurk tam Türkiye düşmanıdır. Mc Gurk, Suriye’de PKK-PYD’li teröristlerle Kuzey Irak’taki Peşmerge gücünü birleştirip ikisinden müteşekkil bir ordu kurmayı planlıyordu. Suriye ve Irak’ta yürüttüğü faaliyetler için sınırsız imkanlara sahip olan McGurk’a Washington yönetimi, örtülü ödenekte tahsis etmişti

 Irak ve Suriye’de olduğu kadar körfez ülkelerinde de faaliyet yürüten McGurk, saha faaliyetleri yanında peşmerge ve PKK’nın uluslararası meşruiyet kazanması amacıyla da diplomatik faaliyette yürütüyor. McGurk, Suriye’nin federal bölgelere ayrılması için de yoğun çaba harcamıştır.

Askeri eğitimler yanında Kandil ve Haseke’den seçilen 700 kişilik özel ekibe ‘ekonomi, devlet idaresi, uluslararası ilişkiler, mahalli yönetim’ ve benzeri konularda ders verilmesini de sağlayan McGurk’un tek hayali, sözde ‘Birleşik Kürdistan’. Bernard Henry Levy, Peter Galbraith, Bernard Kouchner ve Zalmay Halilzad ile sık sık buluşan McGurk, Irak anayasasının yazıldığı dönemde   Kürtler lehine birçok maddenin de anayasada yer almasını sağlamıştır

ORTADOĞU’NUN SNIRLARINI ÇİZEN KADIN CASUS :  GERTRUDE BELL

101  yıl önce  İngiliz Sömürgeler Bakanı Churchill’in yeni Ortadoğu için görevlendirdiği ve Irak, Suriye, Ürdün sınırlarını belirleyen Gertrude Bell’in yaptığı işi; günümüzde ABD’nin Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon yapıyor. İngiliz casuslar Osmanlı Devletinin dağılmasında ve Ortadoğu’da sınırların değişmesinde ve yeni devletçiklerin ortaya çıkmasında nasıl etkin bir rol oynadıysa  modern Kürt Lawrence’ler   Brett McGurk,  Henri Barkey,, David Phillip vb.  bölgede ikinci bir  İsrail  için çalışmaktalar. Terör rejimi   İsrail’in güvenliğini sağlayacak kukla bir  kukla devleti  kurulması için harıl harıl çalışıyorlar bir  taraftan Barzanilerle öte  taraftan PKK/ PYD ile temaslarını ilişkilerini devam ettiriyorlar.

100 yıl önce Arap çöllerinde Osmanlı'yı yıkmaya çalışan İngiliz ajanlar vardı, bunlar bugün de var   İngiliz , Amerikalı İsrailli  casuslar bölgede ve sınırlarımızda cirit atıyorlar Thomas Edward Lawrence,. Arap Ayaklanmasında, Birleşik Krallık irtibat subayı olarak aldığı görev nedeniyle Arabistanlı Lawrence lakabıyla tanındı

Lawrence,  bugünkü sınırlarımızda kalan Karkamış’ta, Kuzey Suriye’de muhtelif kazılarda çalıştı.  Hocası, Irak ve Suriye sınırlarını çizen  “Gertrude Bell idi. 

İngiltere’nin Sömürgelerden Sorumlu Devlet Bakanı Winston Churchill'in 1914 yılında, Kahire'deki Britanya Arap Bürosu'nda görevlendirdiği ve  Ortadoğu'nun siyasi düzeninin rotasını belirlemede önemli bir rol oynamış İngiliz seyyah, tarihçi ve arkeolog Gertrude Belll; nam-ı diğer " Çöl kraliçesi” “Çölün Kızı" ve "Irak'ın Taçsız Kraliçesi"  100 yıldır devam eden kaos ortamının mimarıdır. Denilebilir ki İngiliz politikalarına en büyük hizmeti vererek Osmanlı’nın Orta Doğu topraklarından atılmasını sağlayan kadındır Bell.

1918 sonlarından itibaren “İkinci Lawrens” olarak adlandırılan Edward Williams Charles Noel isimli İngiliz istihbarat subayı (ajanı) “İngiliz Himayesinde” Birleşik Kürdistan kurulması için görevlendirilmişti.  Gertrude Bell isimli İngiliz arkeolog  Irak ve Suriye’nin sınırlarını cetvelle çizen kadındır.

 

101   YIL  ÖNCE  HÂZUKAT WİNSTON (  WİNSTON  CHURCHİLL)  HIÇKIRIĞI

1921 yılında  İngiliz Dışişleri  İngiliz istihbaratı Kahire'de bir masanın etrafına oturdular, ellerine birer cetvel aldılar, bu bölgede sancısı bugüne kadar devam edecek sınırları çizdiler Hatta o çizilen  sınırlara  'Churchill'in hıçkırığı” adı verilmiştir.

'Churchill’in Hıçkırığı', tarih literatürüne girmiş bir rivayettir. Rivayet odur ki; Ürdün ile Suudi Arabistan arasındaki sınırın Amman’a yönelen bir girinti oluşturan zikzaklı kısmı, mükellef bir yemek sonrası bu işle ilgilenen İngiliz devlet adamı Winston Churchill’in bir hıçkırığının sonucu oluşmuştur. Churchill, haritayı çizerken hıçkırmış, zikzak bu şekilde oluşmuş ve harita o haliyle belirlenmiştir. Literatüre “Churchill’in hıçkırığı” diye geçen olayın gerçeklik payı tartışmalı olmakla beraber, işaret ettiği algının, bölgenin dünü kadar bugününe de etkisi büyük olmuştur.

Hakkı Öznur: Dün Arap Lawrenceler, bugün Kürt Lawrenceler

 Bunu bir tarafa bıraksak bile, hatıralarına geçen itirafı bir tarafa bırakamayız. Şöyle diyor:

“Ürdün’ü bir Pazar günü, tek kalem hareketiyle ben kurdum!” 

 1921 yılından  96  yıl  sonra   2017   yılında  gazetelerde  bir  fotoğraf yayınlandı.   Fotoğrafta,  I-KDP  lideri Mesud Barzani ve bölge yönetiminin dışişleri bakanı sıfatını taşıyan  Falah Mustafa ile İngiltere dışişleri bakanlığının Ortadoğu ve Afrika’dan sorumlu devlet bakanı 

Martin Ellwood ve İngiltere’nin Bağdat büyükelçisi Frank Baker bir harita üzerinde çalışırken görülüyor

Yıl 1921. Winston Churchill.. Kahire’de.. İngiliz yönetiminin karargâh olarak kullandığı otelde.. elinde cetvel.. önüne Ortadoğu haritasını açmış.. yeni ülkelerin sınırlarını çiziyor…

Aradan  geçen   102  yıl  sonra BOP   projesi   doğrultusunda  Ortadoğu’da    haritalar ,sınırlar yeniden çiziliyor   Ortadoğu şimdi de   Amerika Birleşik Devletleri’nin petrol çıkarları için kanamaya devam ediyor.

İngilliz  casuslar Bell’in, Lawrence’lerin,  yerini  Amerikalı   CIA mensupları , istasyon şefleri   Perle’ler,   Henze’ler ,  Galbrait’lar, Rubin’ler , Barkey’ler,  Gruck’lar,  Phillip’sler  almıştır.

KÜRESEL  EMPERYALİST PROJE  “BOP” İLE ORTADOĞUDA SINIRLAR YENİDEN ÇİZİLMEK İSTENİYOR

Büyük Ortadoğu Projesi; Amerika’nın Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme projesi olarak da bilinir.  2005 – 2009 yılları arasında ABD Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Condoleezza Rice, Washington Post gazetesinin 7. Ağustos.2003 tarihli sayısında yayınlanan “Transforming The Middle East–Ortadoğu’yu Dönüştürmek” başlıklı yazısında aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Fas’tan Basra Körfezi’ne kadar uzanan coğrafyada 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini vurgulamıştır.

Ekim 2003’te ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı  Marc Grosman tarafından, daha sonra 2004 başlangıcında Davos’ta ABD Başkan Yardımcısı İsrail muhibi  ve Neoconlardan biri olan  Dick Cheney tarafından dile getirilen Büyük Ortadoğu Projesi’nin amaçları kaba hatlarıyla şöyledir:

•          Terör  rejimi İsrail’in varlığını korumak,

•          ABD’ye muhalif yönetimleri ve unsurları etkisizleştirmek,

•          ABD ulusal çıkarlarının Ortadoğu’da korunması,

•          Siyonist İsrail’in güvenliği için Irak ve Suriye Kürtlerini kapsayan İkinci İsrail’in kurulması.

Condoleezza Rice, ABD Dışişleri Bakanı olmadan önce Washington’da 20. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapıyordu. Condoleezza Rice’ın Danışman iken söylediği “22 ülkenin sınırları ve rejimi değişecek” demeci küresel emperyalist proje Büyük Ortadoğu Projesi’nin ilanıydı. Amerika, BOP projesini Ortadoğu ülkelerinde yoğun olarak yaşayan Kürtler üzerine kurmuştu. CIA'nın paralel kuruluşlarından Atlantik Konseyi’nin “Açılım” ve “Kürt raporları” BOP teorisyenleri ve CIA’nın Ortadoğu masasında görevli istasyon şefleri tarafından hazırlanıyordu.

Irak'ın işgali ve birçok katliamda imzası bulunan Rice' uluslararası hukuk açısından bir savaş suçlusudur.

‘Orta Doğu ’da sınırlar yeniden belirlenmeli’ diyen  Rice    ABD Dışişleri Bakanlığı’na atanmış  yurt dışı ilk ziyaretlerden birini Türkiye’ye gerçekleştirmişti - 5-6 Şubat 2005’de Ankara’da Rice-Gül görüşmelerinde, iki ülke arasında “stratejik ortaklık” siyasi literatüre girmişti.  BOP projesi doğrultusunda  ABD ve  ortakları  Sınırlarımızın  dibinde  terör koridoru oluşturmaya çalışıyorlar. Sınırlarımızda bir terör koridoru açılmasına asla müsaade edemeyiz

ABD, İNGİLİZ, ALMAN ELÇİLERİ DE  PKK ÇİZGİSİNDEKİ  HDP VB. PARTİ VE ÖRGÜTLERLE GÖRÜŞÜYOR VE DESTEK VERİYORLAR

Sınırlarımızın dışında modern Kürt Lawrenceler çalışırken  öte yandan  ABD, AB elçileri, konsoloslar, ateşeler Güneydoğu ve Doğu Anadolu’yu geziyor  HDP ve bölücü örgüt ve çevrelerle görüşmelere devam ediyorlar.  Amerika’nın, Almanya’nın, İngiltere’nin Ankara elçileri  Diyarbakır’ı mesken tutmuşlardır. Ajan diplomatlar Hakkâri’de, Van’da, Batman’da, Diyarbakır’da Gaziantep’te, Ağrı’da PKK uzantısı yapılarla otellerde kapalı kapılar ardında gizli ve karanlık toplantılar yapıyorlar..

ABD, AB elçileri  ajan diplomatlar “sömürge valisi” gibi topraklarımızda geziyorlar.  ABD ve AB ülkelerinin diplomatlarının yaptığı ziyaretler turistik ziyaret değil ajan faaliyetlerdir.  

Türkiye’de  42  yılda görev yapan James W. Spain, Robert Strausz Hupe, Morton Isac Abramowitz, Marc Grosman, Marc Robert Parris, Robert Pearson, Eric Edelman, Ross Wilson, James Jeffrey,  Francis Ricciardone, John R. Bass, Philip Kosnett,  David M Satterfield , , Jeff Flake  gibi ABD elçileri,  Washington’dan aldıkları talimatla askeri darbeleri, demokrasi dışı arayışları desteklemişler etnik ve mezhep temelli çatışmalar çıkması için yoğun çalışmalar yürütmüşlerdir.

Paul Henze, Peter Galbrait, Graham E. Fuller, Alan Makovsky, Michael Rubin, Richard Perle, Henri Barkey, David Phillips  gibi birçok karanlık CIA elemanları Türkiye üzerinde karanlık çalışmalar yapmışlar, Türkiye’ye gelerek ülkemizi karıştırmaya çalışmışlar her türlü beşinci kol gruplara destek vermiştir. Bu ajanların bir çoğu ABD nin Ortadoğu’daki istasyon şefliğini de yapmışlardır.

Hakkı Öznur: Dün Arap Lawrenceler, bugün Kürt Lawrenceler

Hakkı Öznur, Ankara Kitap Fuarı'nda kitaplarını imzalarken.

 

AJAN DİPLOMATLAR   KOVULMALI,   ÜLKELERİNE   POSTALANMALIDIR

ABD elçileri, konsolosları HDP/DTK vb. bölücü yapılarla içli dışlıdır. Türkiye'de sömürge müfettişleri görmek istemiyoruz! Şunu herkesin iyi bilmesi lazım; ABD ve AB ülkelerinin diplomatlarının güneydoğuya yaptığı ziyaretler turistik ziyaret değil ajan faaliyetlerdir. ABD elçileri “sömürge valisi” gibi hareket ediyor. Türkiye’yi ABD’ye bağlı sömürge bir ülke olarak görüyor. Sık sık Türkiye’nin içişlerine müdahale ediyor.

    ABD, AB elçileri  Ankara’dan şunu istiyor:

 -Suriye'ye, Irak’a karışma. PYD'yi, YPG'yi hedef alıp, bizim Kürt koridoru işimizi bozma.

- Barzani ile uğraşma. PKK destekçisi belediyelere kayyum atama. HDP ile yeniden masaya otur.

-Oslo ve Dolmabahçe görüşmelerine uygun hareket et. Kandile heyet gönder, Öcalan’ı baş müzakereci olarak kabul et

Bütün bu ajan/ diplomatlar Türkiye’nin iç savaşa sürüklenmesi bölünmesi parçalanması için kendilerine verilen direktifleri yerine getirmeye çalışmışlardır.  Ülkemizi bir müstemleke / sömürge ülkesi ve kendini de bir “Müstemleke Genel Valisi” sanan ve ülkemizin içişlerine karışan Türkiye’de görevli bütün ajan/ diplomatlar derhal ülkemizi terk etmeli; “gohome! denmelidir.

TERÖR ÖRGÜTÜ PKK’NIN TEMSİLCİSİ,   ABD   ÖZEL TEMSİLCİSİNE TEŞEKKÜR PLAKETİ VERMİŞTİR

ABD  ve Batılı ülkelerin elçileri, konsolosları, ateşeleri  PKK uzantısı  parti örgüt ve çevrelerle görüşmeye devam ederken  ABD hükümetinden üst düzey bir heyet’te  PYD’nin hakim olduğu bölgeyi, 2016 başında ziyaret ederek terör örgütü PYD ile görüşmüştür.  Kobani’ye giden McGurk, PYD Eş Genel Başkanı Salih Müslim ile de görüşmüştür. ABD Özel Temsilcisi Brett McGurk, İngiliz ve Fransız diplomatlar, Ayn el-Arab (Kobani) PYD'nin silahlı gücü olan YPG'nin başını çektiği   DSG üyeleri ile görüşmüşler, resim çektirip poz vermişlerdir.

Brett McGurk, Cezire ve Kobani’ye giderek, PYD’nin Cezire Başbakanı dediği Akram Hasso gibi uşaklarla, hem de PYD’ye bağlı silahlı yapılanma, YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri   adlı   terör  yapılanması ile bir araya gelmiştir.  PKK’nın üst düzey isimlerinden olan, Ayn el-Arab (Kobani) savaşının ardından PYD’nin silahlı kolu YPG’de lider pozisyonda olan Polat Can ile görüşmüştür. Ayn El Arap’ın (Kobani) DEAŞ’tan alınarak PKK/YPG’nin işgaline girmesinin yıldönümü olan 1 Şubat 2016’da McGurk’ün terör örgütünün sözcülerinden Polat Can’ın elinden plaket aldığı fotoğrafları yayımlandı.  

Terör örgütlerinin adeta sevk ve idaresini yapıyor. PKK/YPG/PYD’nin adeta yönetmeni durumundadır.

McGurk’un   görev   yaptığı  dönemde  PYD’lilerle görüşmesi, bölgeye bir mesajdır. Türkiye’nin gözleri önünde terör örgütüne küresel desteklerini ilan etmişlerdir.

ABD   başkanı  Obama’nın  özel temsilcisi McGurk’a PYD terör örgütü, teşekkür plaketi vermiştir. Plaketin üzerinde Kürtçe “YPG Genel Komutanlığı size teşekkür eder” ibareleri yer alıyordu. Bu arada Brett McGurk adlı Türk düşmanı, kendi kişisel sosyal medya hesabından PYD görüşmeleri ilgili fotoğrafları “saygılarımla” notu ile de paylaşmıştı.

ABD özel temsilcisi, PKK/PYD’nin hakim olduğu alanlara giderek bir kez daha ABD olarak silah desteklerinin devam edeceğini açıkça PYD yöneticilerine ifade etmiştir.

Küresel koalisyon özel temsilcisi Brett McGurk de Twitter hesabından ziyareti savunmuş, “Dost olarak gördüğümüz PYD ile görüşmekten asla kaçınmayız” demiştir. NATO Müttefik Harekat Komutanı Orgeneral Curtis M. Scaparrotti, “PYD, terör örgütü değildir” demiştir.

Türkiye’nin tepkisine rağmen McGurk, terör örgütünün kontrolündeki bölgeye gitti ve desteğini yineledi. McGurk Mayıs 2017’de Rakka’nın kuzeyindeki PKK/YPG noktalarını ziyaret ederek, aralarında Şahin Cilo, Aldar Halil, Enver Müslim’nin de olduğu terör örgütü elebaşlarıyla poz verdi

McGurk ve  ABD Kara Kuvvetleri komutanı Kobani’ye gidiyorlar, PYD’lilerle görüşüyorlar. ABD ve NATO Türkiye’nin gözleri önünde terör örgütüne küresel desteğini sürdürüyorlardı  Terör örgütünün silahlanmasına ve işgallerine yardımcı olmasıyla birlikte, çeşitli isimler altında siyasi bir kılıfa bürünmesi için çabaladı.Hakkı Öznur: Dün Arap Lawrenceler, bugün Kürt Lawrenceler

McGurk’ün Suriye’yi bölme projesi kapsamında Ekim 2015’te ana bileşenini PKK/YPG’nin oluşturduğu “Suriye Demokratik Güçleri” (SDG) kuruldu. Bu tarihten sonra başta McGurk olmak üzere Amerikalı yetkililer, IŞİD  ile mücadelede SDG’ye destek verdikleri yönünde açıklamalar yaptı. Ancak Türkiye’nin Suriye’de terör örgütlerine karşı başlattığı Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtları McGurk’ün Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru kurma hayallerini boşa çıkardı.

TERÖR  ÖRGÜTÜ YPG/ SDG   MENSUPLARI  ABD ÖZEL TEMSİLCİSİ VE  AMERİKALI ASKERLERLE  BAŞBAŞA  ABD  ÜSSÜNDE  GÖRÜŞÜYORLAR

PYD/YPG lider kadroları, 2015-2018 yılları arasında ABD’nin IŞİD ile mücadeledeki özel temsilcisi Brett McGurk ile birçok kez bir araya gelmiştir.  Brett H. McGurk’un Amerika Birleşik Devletleri bünyesinde son resmi görevi; IŞİD'le Mücadele Küresel Koalisyonu'nun özel başkanlık elçisi olarak üstlendiği görevdi. Bu pozisyona Ekim 2015'te dönemin ABD Başkanı Barack Obama tarafından atanmıştı.

Trump yönetimi tarafından 2018 yılına kadar bu görevde tutuldu. McGurk’un, Şubat 2019 ortasına kadar görevini sürdürmesi planlanmaktaydı. Lakin, Trump'ın Suriye'den Amerikan askerlerini çekme kararı almasının ardından 2018 Aralık ayında görevinden istifa etmiştir.

Ocak 2021'de, ABD Başkanı Joe Biden, Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Güvenlik Konseyi'nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü olarak, McGurk'u görevlendirmiştir. Washington yönetiminin bölgede temas kurduğu bir aktör haline gelen Mazlum Kobani, direk CIA ile bağlantılı hale gelmiştir. ABD/NATO, sözde IŞİD ile mücadele adı altında terör örgütü YPG’ye binlerce tırlık silah ve mühimmat göndermiştir.

Suriye Demokratik Güçleri’nin Washington temsilcisi olan Sinem Muhammed, CIA ile beraber çalışıyor. Sinem Muhammed, daha önce Avrupa’daki YPG temsilcisi olduğundan Washington’da da tanınıyor. Kürt lobisi ile beraber Amerika’da PYD/YPG lehine lobi çalışmaları yürütüyor.

ABD ELÇİLERİ, İSTİHBARAT GÖREVLİLERİ, ASKERLERİ, ALAYI SURİYE’NİN KUZEYİNİ YOL ETTİLER

ABD elçileri, istihbarat mensupları gibi Pentagon’da görev yapan Amerikalı subaylar da Suriye’nin kuzeyini yol etmişlerdir. ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Kenneth McKenzie ve ABD'li General Paul Calvet, ABD yönetiminin, siyasi meşruiyet kazandırmak için 'general' sıfatı verdiği 'Mazlum Kobani', 'Şahin Cilo' kod adlarıyla anılan teröristbaşı Ferhat Abdi Şahin ile Suriye’nin kuzeyinde görüşmüştür.

Donald Trump döneminde ABD’nin Suriye’de görev yapan en üst düzey bürokratı olan, terör örgütü PKK ile Barzani’nin birleşmesi için görüşmeleri organize eden eski Büyükelçi William Roebuck, ABD kanalı CBSNEWS’ye 1 Nisan 2021’de yaptığı açıklamada Suriye’de görevinin ‘yerel ortak’ dediği PKK/YPG ile ilişkileri sağlamak olduğunu söylemiştir. Teröristlerle düzenli olarak bir araya geldiğini aktaran Roebuck, “Bazen her gün buluşurdum. Duruma göre bazen General Mazlum’la (terörist Ferhat Abdi Şahin’den bahsediyor) günde birkaç kez görüştüm” demiştir.

Roebuck, PKK/SDG’li teröristlere de övgüler yağdırmıştır. Eski büyükelçi, “Konuştuğum ABD Özel Kuvvetleri mensupları, eğitip donattıkları en iyi grup olduklarını söylüyor. Onlar güvenliğimizin bel kemiğiydi. Harika ortaklardı. Ordumuzla sorunsuz çalıştılar.” diye konuşmuştur.

PKK’nın  siyasi talepleri ve meşruiyet arayışları olduğunu, bunun için de ABD ile ilişkiyi sürdürmek istediklerini vurgulayan Roebuck, “SDG ile ilişkilerimiz çok iyi gidiyor. General Mazlum ile inanılmaz derecede zorlu toplantılar yaptım. Büyükelçi Jeffrey de Mazlum ile bazı zorlu toplantılar yaptı.” Diyordu.

ABD’li temsilci, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’nı da eleştiriyordu  Terörist Ferhat Abdi Şahin’den “General” diye söz eden Roebuck, Barış Pınarı Harekatı’nın da ABD ile PKK arasında gerilime neden olduğunu söylemişti.

             KÜRESEL  EMPERYALİST ABD’NİN  ÖZEL KUVVETLERİ KOLLARINA, YPG TERÖR ÖRGÜTÜNÜN APOLETLERİNİ TAKMIŞTIR

Kuzey Suriye’ye konuşlandırılan ABD özel kuvvetlerinin kollarına YPG ve örgütün kadın kolu YPJ apoletlerini takması Washington’un örgüte olan desteğini bir kez daha göstermiştir.

YPG, hakim olduğu alanlara “ABD bayrağı” asarak kendini koruma altına almaya çalışıyor. ABD ise bu duruma karşı çıkmadığı gibi normal karşılıyor, “asabilirler” diyor, “Onlar bizim müttefikimiz” diyor.

ABD, “Biz YPG'yi terörist örgüt olarak görmüyoruz ve kendilerini desteklemeyi sürdüreceğiz” diyor. ABD, PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'nin askeri kanadı YPG'yi terörist örgüt olarak görmediklerini ve YPG'yi desteklemeyi sürdüreceklerini ifade ediyorlar.

ABD’nin Irak ve Suriye ile ilgili  özel temsilcileri “PYD ise bizim hukukumuzda farklı bir statüye sahip. Bizim için PYD, bir terör örgütü değildir” demeye devam ediyorlar.

Terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı YPG mensupları, Rakka meydanında, PKK elebaşı Öcalan’ın posterini asmış, meydandaki törende konuşma yapan bir YPG militanı ise Rakka’nın alınmasını Öcalan’a adamıştı.

Pentagon sözcüsü White, ABD Genelkurmay Başkanlığı Sözcüsü Korgeneral Frank McKenzie ile 20 Ekim 2017 günü Pentagon'da basın toplantısı düzenlemiş Abdullah Öcalan'ın posterinin Rakka'daki meydana asılmasına ilişkin soruya, “DSG ile çalışıyoruz” cevabını vermişti .

Toplantıda, sözcü White "Rakka, ABD halkından toplanan milyonlarca dolarlık vergiler ve yerel güçleri eğiten ABD kuvvetlerinin yardımlarıyla kurtarıldı.” demiştir.

KAHRAMAN ORDUMUZUN OPERASYONLARINDAN ABD/NATO , RUSYA ,İRAN VE ESAD REJİMİ  RAHATSIZ OLMUŞTUR

Güvenlik güçlerimiz  PKK’nın Suriye kolu olan YPG/SDG’ye darbe vurmak için 9 Ekim 2019 günü “Barış Pınarı Hareketi” adı verilen bir askeri hareket başlatmış ve Suriye topraklarına haklı gerekçelerle girmiştir. Büyük hareket 17 Ekim 2019 günü ABD ile Ankara’da yapılan mutabakat ve yine 22 Ekim 2019 günü Rusya’nın Soçi şehrinde yapılan Türkiye-Rusya arasındaki mutabakatla sonlandırılmıştır.

CNN International kanalına demeç veren Amerika’nın eski Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü , Türkiye düşmanı John Kirby, açıklamasında, “Amerika, Suriye Demokratik Güçleri’ne ve Kürtlere verdiği silahları geri alamaz.” dedi.

Amerika’nın SDG’ye ihtiyacı olduğunu ve bu sebeple Kürtleri desteklemeye devam edeceğini belirten Kirby,  Türkiye2nin askeri operasyonlarını durdurmasını istiyordu

Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, ABD Dışişleri Sözcüsü Heather Ann Nauert, Türk devletinin Afrin operasyonuna karşı çıkmış, “Türkiye’yi böyle bir adım atmamaya çağırıyoruz.” demişlerdir.

Türkiye’nin 2016 yılında düzenlediği Fırat Kalkanı Harekatı, sadece sınırın Suriye tarafındaki IŞİD varlığını sonlandırmakla kalmadı, aynı zamanda Afrin ve Kobani arasında bir tampon bölge oluşturarak, Kürtlerin Suriye’de Türkiye sınırı boyunca uzanan bir koridor oluşturmasını engelledi.

Siirt'te terör örgütü PKK'ya darbe

Afrin, yarım milyon insanın yaşadığı büyük bir yer. Halep vilayetinin nüfus ve alan itibariyle en büyük ilçelerinden. Hatay-Kilis vilayetlerimize komşu. Amanos Dağları’nın bir bölümü, bu coğrafyada. Türk Silahlı Kuvvetleri’nce "Zeytin Dalı Harekatı"yla gündeme gelen Afrin, misakımilli toprağıdır.

Türkiye güvenliğini teminat altına almak için Amerika’nın tehditleriyle mücadele etmek mecburiyetinde olduğu gibi Rusya’nın tehditleriyle de mücadele etmek mecburiyetindedir.

KÜSTAH MEKTUP

Türkiye’nin terör unsurlarına yönelik 9 Ekim 2019 günü başlattığı “Barış Pınarı Harekatı” günü ABD Başkanı Donald Trump Cumhurbaşkanı Erdoğan’a küstahça bir mektup göndermişti. Mektupta ABD Başkanı, Erdoğan’a Suriye konusunda PKK yandaşı “Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile görüş, sert bir adam, aptallık etme!” diyor. Bu küstahlık, eski ABD Başkanı Lyndon B. Johnson tarafından Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini önlemek adına 1964’te dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ye yazılan mektuba benziyor.

Trump, 2024 Başkanlık seçimlerinde aday olabileceği sinyalini verdi

Donald Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı 9 Ekim 2019 tarihli küstah mektupla Erdoğan’ın şahsında Türkiye Cumhuriyeti devletini aşağılamaya çalışmıştır. Bu mektup, Trump’ın nasıl bir dengesiz ve karaktersiz olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

ABD Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği mektupta, Erdoğan’a YPG’li terörist (Mazlum Kobani- Mazlum Abdi) kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile görüşmesi tavsiyesinde de bulunmuştur. Trump’ın, “General Mazlum” olarak bahsettiği, terörist başı Öcalan'ın manevi oğlu olarak biliniyor.

Trump’ın söz konusu mektup ile Erdoğan’ın teröristlerle müzakere etmesi için aracı olmaya çalıştığı ortaya çıkmıştır. ABD Başkanı dengesiz Trump, mektupta terörizme destek çıkmış, “General Mazlum sizinle müzakere etmek istiyor ve daha önce vermedikleri bazı ödünleri vermeye niyeti olduğunu söylüyor” ifadelerine kullanarak terör örgütünün Suriye’deki şefini himaye etmeye kalkmıştır.

Küresel haydut Trump, “General Mazlum ile konuşmamdan büyük keyif aldım. O, yaptıklarımızdan dolayı bizi takdir etti, ben de Kürtlerin yaptıklarını takdir ettim. Belki de Kürtlerin petrol bölgelerine yönelme zamanı gelmiştir” şeklinde konuşarak terörist, ko adı   Mazlum  Abdi / Mazlum şahin olan Ferhat Abdi Şahin’e bir kez daha sahip çıkmıştır.

ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’nin operasyonunu durdurduğu için kendisine teşekkür eden terör örgütü SDP/DSG yetkilisi terörist Ferhat Abdi Şahin “Nazik sözleriniz ve cesaretiniz izin teşekkür ederim General Mazlum. Lütfen içten dileklerimi Kürt halkına iletin. En yakın zamanda görüşmek için sabırsızlanıyorum” demiştir.

TERÖR ÖRGÜTÜ, PATRONLARI ABD’NİN   BAŞKANI TRUMP’A TEŞEKKÜR ETMİŞTİR

Stratejik maşa SDG’nin  sözcüsü Mustafa Bali de Ferhat Abdi Şahin’in “ABD Başkanı Trump’la biraz önce konuştum ve ona Türkiye'nin ateşkes ihlallerinden bahsettim. Bu ateşkes onun büyük çabaları olmasa mümkün olmazdı. Başkan Trump’a bitmez tükenmez çabalarıyla Türkiye'nin ve cihatçı örgütlerin halkımıza yönelik acımasız saldırılarını durdurduğu için teşekkür ederiz” sözlerini sosyal medyadan paylaşmıştır.

ABD’li senatörlerin daveti üzerine Washington’da bulunan PKK yandaşı Suriye Demokratik Meclisi (SDM) Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ahmed, aralarında Chris Van Hollen ve Lindsey Graham’ın da bulunduğu bir grup senatörle 21 Ekim 2019 günü bir araya geldi.

Görüşmeye dair twitter hesabından açıklama yapan senatör Chris Van Hollen, terör şeflerinden Ahmed’i “Suriye Kürtlerinin en üst düzey siyasi temsilcisi” olarak nitelendirdi.

Söz konusu terörist bir gün ABD Başkanı’nın mektubunda yer alıyor, başka bir gün Senatör Graham’ın açıklamalarında. Terörist Ferhat Abdi Şahin ile telefonda görüştüğünü açıklayan diğer bir isim de İsrail yanlısı Evangelist Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham oldu. Graham “Türk ordusuna işgalci ve etnik temizlik yapıyor” iftirasında bulunmuştur.

Twitter hesabından açıklama yapan terör örgütünün hamisi Siyonist Graham, “General Mazlum’un kaygılarını paylaşıyorum. Ona, kongrenin süreci dikkatle izlediğini ve Kürtlerin çekmekte olduğu acıları anladığımı söyledim...” diye yazdı.

Dengesiz Trump’ın mektubunda general dediği (Mazlum Kobani- Şahin Cilo) kod adlı Ferhat Abdi Şahin adlı teröristtir. Ferhat Abdi Şahin, PKK terör örgütünün Suriye’deki önemli isimlerindendir.

1967 doğumlu olan Şahin, PKK'nın kurulmasından kısa bir süre sonra 1990 senesinde örgüte katılmış bir isim. Terör örgütü PKK’nın Hakkari’nin kırsalında düzenlediği çok sayıda kanlı saldırının da baş faili. Terörist Şahin Cilo, 28 Ekim 2015’ten beri İçişleri Bakanlığı’nın yayınlanan en çok aranan teröristler listesinin kırmızı kategorisinde dokuzuncu sırasında yer alıyor.

Barış Pınarı Harekatı ile köşeye sıkışan terör örgütü PKK/YPG’nin elebaşlarından “terörist Ferhat Abdi Şahin ABD Başkanı Donald Trump ile de görüşmüştür.   Bu terörist  daha önce de Birleşmiş Milletler ile masaya oturmuş, bir anlaşma imzalamıştı.

Gerçek ismi Ferhat Abdi Şahin olan ve Şahin Cilo veya Mazlum Kobani gibi farklı kod adları bulunan örgüt lideri, PKK’nın üst düzey liderlerinden biri.  PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Suriye karargâhında idari işler sorumlusu olarak başlayan Şahin, 1996’da örgütün Hakkari’nin Şemdinli ilçesi sorumlusu, 1997 ile 2003 yılları arasında da Avrupa sorumlularından biri oldu. 2003 yılında Mahmur Kampı’na dönen Şahin, burada bir sene faaliyet gösterdi ve sonrasında Suriye rejimi tarafından beş kez hapse atıldı. PKK MK üyesi Cemil Bayık’a bağlı olarak uzun sure çalışan Şahin, daha sonra Murat Karayılan’a bağlı olarak çalışmalar yürütmüştür.

  MAZLUM KOBANİ AKTÜTÜN’DE 17 VATAN EVLADININ ŞEHİT EDİLDİĞİ KATLİAMDA BİZZAT YER ALDI

Örgütün Hakkari/Şemdinli sorumlusu olan Abdi, sorumlu olduğu dönemde PKK MK üyesi Osman Öcalan’a bağlı olarak Hakkari’de    örgütün kanlı eylemlerini yönetti Abdi, teröristbaşı Bahoz Erdal’dan sonra, Murat Karayılan’dan önce terör örgütünün yapılarından olan  HPG’nin elebaşı oldu. Abdi’nin sorumlu olduğu dönemde de çok kanlı saldırılar düzenlendi.

3 Ekim 2008 günü aralarında Ferhat Abdi Şahin (Mazlum Kobani) bulunduğu 350 PKK’lı ağır silahlarla Şemdinli Aktütün Karakolu’na saldırmış 17 askerimizi şehit etmişti. 2009-2011 arasında PKK’nın bir diğer kolu olan Halk Savunma Güçleri’nden (HPG) sorumlu oldu.

7 Aralık 2009’da Tokat-Reşadiye’de 7 askerimiz 19 Haziran 2010’da Hakkari-Şemdinli’deki Gediktepe üs bölgesinde 11 askerimiz 17 Ağustos 2011’de Hakkari-Çukurca’da 11 askerimiz ve 1 köy korucusu, 14 Temmuz 2011’de Diyarbakır-Silvan'da 13 askerimiz 18 Ekim 2011'de Hakkari-Çukurca'da 26 askerimiz  şehit düştü.

2009-2012 arasında ise Murat Karayılan’a bağlı olan HPG Özel Kuvvetler sorumluluğunu üstlendi. Mazlum Kobani, YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) Ekim 2015’te kurdu ve başına geçti.

PKK lideri  teröristbaşı  Abdullah Öcalan terörist, Kobani için ''manevi oğlum'' tanımlaması yapmıştır.

2011 yılında Suriye iç savaşının başlaması ile bölgeye geçen Şahin burada IŞİD’e karşı ittifak kurulması çalışmalarında önemli rol oynadı ve YPG temsilcisi olarak İranlılar ve Amerikalılar ile görüşmeleri yürüttü. 2014’te ABD ile ittifak kurulmasını sağlayan Şahin, o tarihten itibaren Washington’ın gerektiğinde bölgede ilk temas kurduğu kişilerden biri haline geldi. PKK şeflerinden Murat Karayılan tarafından yönlendirilen  Mazlum Kobani , İsrail gizli servisi Mossad ile de bölgede görüşmeler yapmaktadır.

2017 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri Irak’taki Sincar Dağları ve Suriye'nin kuzeydoğusunda yer alan Ayn al Arab Karaçok Dağı’nda PKK hedeflerini bombaladıktan sonra ABD Özel Harekat subaylarının ekibi bölgeyi ziyaret etti ve incelemelerde bulundu. Bu inceleme ekibinde   Kobani de yer aldı.

Hakkı Öznur: Dün Arap Lawrenceler, bugün Kürt Lawrenceler

SDG ile emrinde binlerce örgüt elemanı olan  Kobani  ABD'den aldığı mühimmat ve teçhizat desteği ile bölgede ciddi güç elde etti. 2018’de ABD Savunma Bakanlığı sözcüsü Albay Robert Manning, gerçekleştirdiği bir basın toplantısında “IŞİD’den kurtarılan bölgelerde General Mazlum’u ve Suriyeli yerel güvenlik güçlerini desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullanmıştır.  

KÜRESEL TERÖRİST ABD’NİN  ESKİ  BAŞKANI, TERÖRİST FERHAT ABDİ ŞAHİN İÇİN “GENERAL MAZLUM” İFADESİNİ KULLANMIŞTIR

Terör  örgütünün şeflerinden  Kobani, Türkiye’nin başlattığı 9 Ekim Barış Pınarı Harekatı sonrası ABD Başkanı Donald Trump ile üç kez telefon görüşmesi yaptı.  Rusya-Türkiye arasında imzalanan Soçi Mutabakatı sonrası  Trump, doğrudan Kobani'nin twitter hesabını da eklediği mesajında, Kobani ile telefonda  görüştüğünü, bundan çok memnun olduğunu belirtti ve terörist  Kobani'ye teşekkür etti.     Donald Trump, “General Mazlum” olarak hitap  ettiği ve “Yakında sizi görmek için sabırsızlanıyorum” diyerek bu teröristi  Beyaz Saray’a davet etmişti. 

ABD Başkanı Trump, Kobani ile yaptığı görüşmeden sonra sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “General Mazlum, nazik sözleriniz ve cesaretiniz için teşekkür ederim. En içten saygılarımı lütfen Kürt halkına iletin. Sizi yakın bir zamanda görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. 23 Ekim 2019” ifadelerini kullanmıştı.

ABD’nin Orta Doğu masasıyla çalışan ve Centcom ile çok yakın ilişkisi olan ABD’li generallerin ve diplomatların büyük desteğini hep gören Ferhat Abdi Şahin, ABD’li şirketler ile petrol anlaşması yapıyordu.

Amerika Merkez Kuvvetleri (CENTOM) Komutanı Orgeneral Joseph Votel de    Şubat  2019 da  Kobani’ye giderek, Amerikan özel kuvvetlerinin PYD militanlarını eğittiği terör kamplarını ziyaret etmiştir. Votel, yalnızca bölgedeki Amerikan askerleriyle değil, PYD’nin içinde yer aldığı Amerikan uşağı ‘Suriye Demokratik Güçleri’ adlı yapının temsilcileriyle  ABD ye ait bir hava üssünde görüşmüştür Terörist PYD/ SDG   şefleri  Amerika’dan daha fazla silah ve cephane yardımı talep etmiştir.

 Mazlum Kobani   ABD'nin Orta Doğu'dan Sorumlu Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın

(CENTCOM) yeni komutanı Michael Erik Kurilla ile 20 Temmuz 2022 günü Kamışlı’da görüşmüştür.

Kobani, Kurilla ile görüştüğünü resmi twitter hesabı üzerinden  şu sözlerle duyurmuştur .

“CENTCOM komutanı Kurilla’yı kabul etmekten onur duyduk”

Bu karanlık görüşme medyada da haber olmuştu. DSG elebaşısı Türkiye’nin Suriye’ye yönelik operasyonlarından rahatsız olduklarını iletiyordu. Kurilla da “operasyonlara ABD’nin de karşı olduğunu” söylüyordu.

2004 yılından bu yana PKK ve peşmerge ile temas halinde olan Kurilla, Şubat ayında ABD Kongresi’ndeki bir oturumda, "Kürt meslektaşlarımla çalıştım, onlar bana güvenilir ve yetenekli olduklarını kanıtladı. Onlarla en son 2014'te IŞİD’e karşı savaşta birlikte çalıştım. Onlar inanılmaz derecede, yetenekli güvenilir bir ortak” demişti.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen SİHA saldırısında 22 Temmuz 2022 günü etkisiz hale getirilen Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutan Yardımcısı   terörist Salwa Yusuf için başsağlığı mesajı paylaştı.

Hakkı Öznur: Dün Arap Lawrenceler, bugün Kürt Lawrenceler

CENTCOM’un Türkçe resmi twitter hesabından yayınlanan taziye mesajında, şu ifadelere yer verildi: “CENTCOM, 3 SDG savaşçısının ailelerine, Kuzeydoğu Suriye'deki insanlara ve SDG ortaklarımıza başsağlığı diliyor.”

TÜRKİYE DÜŞMANI ABD   BAŞKANI   BİDEN :    KÜRT  MÜTTEFİKLERİMİZ ASLA YALNIZ DEĞİLDİR PYD/SDG’YE DESTEĞİMİZ  DEVAM EDECEK

Terör örgütü PKK, tarihinin en zor günlerini yaşıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, art arda yaptığı operasyonlar sonucunda örgütü iyice güçsüz hale getirdi. Mazlum Kobani, The Times gazetesine verdiği demeçte, ABD Başkanı Joe Biden’in Suriye’de kendilerini terk etmeyeceklerine dair söz verdiğini söylüyordu.

Biden: 'Usame Bin Ladin'i bulup öldürmek 10 yıl sürdü ama başardık'

Mazlum Kobani, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie’nin Afganistan'da olanların aksine; güvence vermek ve Biden’in sözlerini aktarmak için kendisini ziyaret ettiği bilgisini paylaştı. Kobani, ABD Dışişleri Bakanlığı Orta Doğu'dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Joey Hood ile de görüşmüştür.

Söz konusu ziyarete ilişkin Mazlum Kobani, ABD'li heyet ile yapıcı bir toplantının yapıldığını belirterek "Uluslararası koalisyon güçlerinin istikrarı desteklemek ve özerk yönetimi güçlendirmek için bölgede kalacağı vurgulandı" ifadelerini kullanmıştı. ABD’nin PKK/PYD’nin hakim olduğu alanlarda 1500’e yakın askeri var. Britanya’ya bağlı bir özel harekat birliği de bulunuyor.

 Terör örgütü PKK ve Suriye'deki uzantısı YPG'ye desteğini gizlemeyen Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Suriye’deki YPG’li teröristlere ziyaretlerini sürdürüyor. Washington’un Suriye’de sahaya sürdüğü ajan/diplomatlar, terör örgütü PKK ilişkilerini daha da derinleştiriyor. Özellikle ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Joel Rayburn’un yardımcısı David Brownstein, ABD’nin PKK özel temsilcisine dönüştü.  Suriye’ye adımını atar atmaz, Türkiye’nin kırmızı bültenle aradığı teröristbaşı Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin’le bir araya geldi. 15 Kasım 2020’de gerçekleşen görüşmede karşılıklı hediyeleşme merasiminin ardından açıklama yapan terörist Şahin’le “Brownstein ile ortak bir gelecek vizyonunu paylaştıklarını” söyledi.

Türkiye’nin kırmızı listede aradığı PKK’lılarla samimi pozlar verip tüm örgüt etkinliklerine katıldı. David Brownstein, Kasım 2020'de William Roebuck'ın yerine gelmişti. 2021 yılında da ziyaretlerine devam eden Brownstein, 10 Mart’ta ‘yüksek profilli’ diye nitelenen bir heyetle Kamışlı’ya giderek  PKK/YPG’nin sözde Dış İlişkiler Ofisi Eş Başkanı Abdülkerim Ömer’le bir araya gelmişlerdir. 

PKK/PYD’nin uzantısı konumundaki sözde ‘sivil konsey’ iş birliği ile yapılan bazı tesislerin açılış törenine katıldı. Burada PKK’lı teröristlerle tiyatro izleyen Brownstein,  daha sonra hastanede yatan   yaralı PKK’lı teröristleri ziyaret ediyordu.

 21 Mart 2021 günü elebaşı Ferhat Abdi Şahin (Mazlum Kobani) ile Nevruz ateşini yakan Brownstein, sadece Mart ayında PKK’lılarla sayısız görüşme yaptı. Kamışlı’da YPG’nin sözde Dış İlişkiler Ofisi Eş Başkanı Abdülkerim Ömer, Deyrizor’da da PKK uzantısı “sivil konsey” ile bir araya geldi.

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi David Brownstein terör örgütü YPG/PKK'nın ABD'deki ofisini ziyaret etti. Görüşmeyi PKK'nın sözde ABD Temsilcisi Sinam Mohamad sosyal medya hesabından duyurdu.

ABD Suriye Özel Temsilcisi David Brownstein, terör örgütü YPG/PKK'nın ABD'deki ofisine 19 Ekim 2021 günü ziyarette bulunmayı da ihmal etmiyordu. Terör örgütü PKK’nın sözde ABD Temsilcisi Mohamad, “Müttefikimiz ABD ile iş birliğimiz devam edecek mesajı verdi” diyordu. Açıklama aynen şöyleydi:

“Bugün ABD'nin Suriye Özel Temsilci Yardımcısı David Brownstein'ı ofisimizde ağırlamaktan memnuniyet duyduk. Mükemmel, verimli bir toplantıydı. Suriye Demokratik Konseyi, Suriye'de barış, istikrar ve demokrasiyi sağlamak için ABD'li müttefiklerimizle birlikte çalışmaya devam edecek”

ABD VE BATILI ÜLKELERİN ASKERLERİ PKK/PYD MİLİTANLARINA TANK, ATEŞLİ SİLAHLAR , MAYIN-BOMBA EĞİTİMİ VERİYOR

PYD'nin kontrolündeki bölgelere konuşlanan ABD özel kuvvetleri, buradaki PYD'li teröristlere kurdukları kamplarda, sabotaj, bomba yapımı gibi eğitimler veriyor.  Suriye'de görevlendirilen ABD Özel Kuvvet askerleri, sabotaj ve bomba yapımı konusunda uzman askerlerden oluşmaktadır. CIA, Mossad, YPG militanlarına terör eğitimi ve patlayıcılar konusunda eğitim vermektedir.

ABD Özel Kuvvetleri, bomba ve sabotaj eğitimini ilk olarak Irak’ın kuzeyinde CIA peşmergelerine verdi. Pentagon, Alman, İsrail istihbarat görevlileri, PKK ve PYD’ye yıllardır şehir savaşı, patlayıcılar, pusu ve yol tuzak eğitimleri vermektedir.  Menbiç ve Ebu Galgal'da oluşturulan kamplarda PKK/PYD'li teröristlere ABD'li subaylar eğitim veriyor. Bir albay ve 7 askeri uzman tarafından verilen dersler, 'taktik-strateji, füze, tank ve ateşli silahlar' başlıklarından oluşuyor.

ABD ve Avrupa ülkelerinin PYD’ye verdiği ağır silahlar, hendek çatışmalarından 8 ay önce Türkiye’ye sokulmuştur. YPG’ye verilen ABD silahları, sınırdan geçirilerek, PKK’nın Türkiye’deki birimlerine verildi. Askerlerimizi, polislerimizi mayınlı tuzaklar kurarak şehit eden terör örgütü militanlarına Alman, İsrail, İngiliz ve CIA elemanları, Suriye’de ve Irak’ın kuzeyinde eğitim vermiştir.

 Kamışlı, Haseke , Rakka,  Menbiç, PKK ve PYD’ye destek veren yabancı istihbarat servisleriyle dolu. Örtülü operasyon kapasitesine sahip CIA ve ABD   özel kuvvetleri  Suriye ve komşu ülkelerde örtülü operasyon yürütüyor. CIA başta olmak üzere bazı Batılı ülkelerin istihbarat servisleri, PKK/PYD’ye eğitim veriyor, silahlandırıyor. 

Hakkı Öznur: Dün Arap Lawrenceler, bugün Kürt Lawrenceler

ABD, PKK’yı eğitiyor ve ordu kurmaya çalışıyor.   Pentagon yetkilileri 2018 başında  PYD/PKK'nın paravanı SDG'den oluşan 30 bin kişiyi bulacak “Sınır Güvenlik Gücü” kuracaklarını açıklamıştı. ABD, Suriye’nin kuzeyinde PYD’ye ordu kurmaya çalışıyor. Pentagon-CIA, programlarıyla "sınır muhafızları" adı altında büyütülen yapıya terör örgütü "Kuzey Ordusu" adını veriyor. "Kuzey" ifadesinin, sözde ordunun gelecekte Esad rejimi ile müzakere edilecek muhtemel bir özerk yönetimde korunabilmesi için özellikle seçilmiştir.

ABD Özel Kuvvetleri ile çalışan ve ortak operasyonlar yürüten ekipler. CIA ve Pentagon, yeni oluşum için PYD/PKK'ya son teknoloji telsiz, dinleme istasyonu ve sinyal istihbarat ekipmanları transfer ediyor. Ekipmanların eğitimi yine ABD’li uzmanlar tarafından veriliyor.

"Kuzey Ordusu", terör örgütü için düzenli orduya geçiş yolunda atılan son adımı teşkil ediyor. Amerikalıların Doğu Halep ve Güney Haseki'de eğittiği "Kuzey Ordusu" gücü, ilk etapta örgütün işgal ettiği ancak rejim ile sınır hattında yer alan  bölgelerde oluşmuştur.

 Pentagon, CIA ve Kandil kadrolarının ortaklaşa eğittiği teröristler, rejim kontrolündeki toprakları kullanarak ülkenin doğusundan Türkiye sınırındaki  yerlere sevk ediliyor. PYD hakimiyetindeki  bölgelere ABD ve koalisyon güçleri, uçaklarla silah ve cephane indirmeye devam ediyor.

ABD, YPG'ye 40-50 bin kişilik bir orduyu donatacak silah-mühimmat desteği sağladı.  ABD’nin kara gücü olan PKK/PYD, Türkiye’yi bölgesel bir savaşa çekmeye çalışıyor.  Bombalı araçla intihar eylemcileri yoluyla gerçekleştirilecek eylemlerin planlanması, hazırlığı bu bölgeden yapılıyor. .

 PKK, PYD vb. terör örgütleri küresel aktörlerden aldıkları cesaretle Türkiye’ye saldırmaktalar.

YPG, PKK’nın, Esad’ın aparatıdır. PYD, Kandil’e bağlıdır.

PYD=PKK’dır. PKK’dan ayrı bir yapı değildir. ABD, AB uşağı terör örgütü PYD ile yapılan görüşmelerin Türkiye’ye nasıl zarar verdiği ortadadır.  PKK ve PYD, ABD’nin, NATO’nun, terör rejimi İsrail’in Orta Doğu’daki piyonudur.  HDP-PYD ilişkisi açıktır PKK yandaşı HDP’liler birçok yerde, “Sırtımızı YPG'ye, YPJ'ye, PYD'ye dayadık,” demişlerdir.

IRAK’IN VE SURİYE’NİN KUZEYİNDE BARINAN TERÖR ÖRGÜTLERİNE YÖNELİK OPERASYONLAR DEVAM ETMELİDİR

 “Fırat Kalkanı”, “Zeytin Dalı”, “Barış Pınarı” harekatlarında olduğu gibi İdlib'de de önceliğimiz Türkiye’nin milli güvenliğidir.  Kahraman ordumuz güvenlik güçlerimiz, milli güvenliğimizi tehdit eden PKK terör örgütüne karşı da Irak’ın kuzeyinde  operasyonlar  yapmaya da haklı olarak devam etmektedir.

Pençe Kilit operasyonunda 3 asker şehit: Akar ve komutanlar sınır hattına gidiyor

. Pençe operasyonları, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyinde  PKK'ya karşı başlattığı sınır ötesi harekat olan Kararlılık Harekatı'nın devamı olan operasyonlardır.

Pençe Operasyonu, Pençe-2 Operasyonu, Pençe-3 Operasyonu ve Pençe-Kaplan Operasyonu olarak dört aşamada devam etmiştir.  Ardından Pençe-Yıldırım, Pençe-Şimşek operasyonları yapılmıştır. Yine devam eden son “Pençe Kilit Operasyonu”, bunların devamıdır. Pençe-Kilit Operasyonu, 18 Nisan 2022 gecesi Metina, Zap ve Avaşin-Basyan bölgelerindeki terörist hedeflerine yönelik olarak başladı ve devam ediyor.

“Fırat Kalkanı”, “Zeytin Dalı”, “Barış Pınarı” harekâtlarında olduğu gibi önceliğimiz Türkiye’nin milli güvenliğidir. Türkiye Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarıyla temin ettiği güvenli ceplerden geriye doğru asla dönmemelidir.

Atlantik’in ötesinden gelen ABD, Suriye’yi Doğu Akdeniz’e açılan kapı olarak gören Rusya ve Esad rejimimin destekçisi İran ve İran kontrolündeki Bağdat rejimi, Türk ordusunun haklı olarak uluslararası hukuka uygun olarak yaptığı tek emeli milli güvenliğimizi tehdit eden terör örgütlerini etkisiz hale getirmesinden rahatsız olup bu operasyonları engellemeye çalışıyorlar.

Bakmadan Geçme