Dr. Vehbi Kara

Sovyetlerin Tornasından Geçmiş Denizciler

Dr. Vehbi Kara

  • 1734

Rusya’da özellikle Sovyet döneminde diğer dinler gibi İslâmiyet de unutturulmaya adeta yok edilmeye çalışılmıştır. Komünist sistem dinsiz bir millet yetiştirilmeye çalışmış maalesef bunda da büyük ölçüde başarılı olmuştur. Bu acı gerçek ile ne yazık ki bir keresinde tam mânâsı ile deniz ortasında yüz yüze geldim. Çalıştığım bir gemide inançsızlığın hangi boyutlara ulaştığı, müşahede ediliyordu.

Gemimizde neredeyse her milletten insan vardı. Gürcü, Rus, Lezgi, Azeri ve Hindistanlı gemiciler çok renkli bir görüntü oluşturuyordu. Gürcülerin bir kısmı Müslümandı. Lâkin sadece kâğıt üzerinde. Zira İslâmiyet ile ilgili neredeyse hiçbir şey bilmiyorlardı. Yaşayış olarak bir Müslüman ile Hıristiyan Gürcü arasında hemen hemen hiçbir fark yoktu. İsimlerinden dahi ayırt etmek mümkün olamıyordu.

Hindistan’da demirde yanaşmayı beklerken balıkçılar kalamar ve balık satmak için gemimize yaklaştılar. Hintli balıkçılar Müslümandı ve  yanlarına giden gemiciye ilk sordukları soru; "Müslüman mısınız?" oldu. Müslüman olan Gürcü denizci “evet” diye cevapladı. Çünkü Panama bayraklı olduğumuz için milliyetimizi fark etmeleri mümkün değildi. Dünya üzerinde ticaret gemilerinin en çok taşıdığı bayrak Panama’dır. Zira gemi sahipleri çeşitli vergi kolaylıkları nedeni ile bu bayrağı tercih ederler.

Gemide konuşulan dil öncelik sırasına göre, Türkçe, Rusça, Gürcüce, İngilizce idi. Lisan konusunda hiçbir sıkıntı olmuyordu. Zira denizciliğin standart hale gelmiş işleri ve sözcükleri vardı ve bunlarla ilgili 100-150 kelimeyi bilmek yeterliydi. Fakat kimyasal tanker olduğu için çalışma şartları çok ağır ve zorluydu. 

Lezgi olan başmühendisimiz ile Türkçe anlaşabiliyorduk ve sık sık sohbet ederdik. Zira onun eşi Azerbaycanlı olduğu için Türkçe’yi bir miktar konuşabiliyordu. Daha çok Rusça bilir ve konuşurdu.

Her yemekten sonra özellikle dinî konularda çok sorular soran başmühendisimiz bir gün öyle bir söz söyledi ki neredeyse içim parçalandı. Ben dedi, Sovyet döneminde okudum ve iki yüksekokul bitirdim. Bize din namına hiçbir şey öğretilmedi. Bu durumdan endişe eden annem bana dedi ki “Madem hiçbir şey bilmiyorsun hiç olmazsa yatmadan önce üç defa Bismillah de.” Sonra da şunu sordu. “Süvari Bey, Bismillah nedir?"

Yahu dedim duymuyor musun, her demir atışımızda “Bismillah funda”, her demir alışımızda “Bismillah vira” diyorum. "Evet, dedi. Dinî bir şey var, ama anlamının ne olduğunu bilmiyorum.

"Bismillah, Allah’ın ismiyle demektir," dedim. Biz Türk denizcileri işe başlarken Allah’ın ismi ile başlamayı gelenek haline getirmişizdir. Ona Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahü Ekber’in de, ne anlama geldiğini anlattım.

Bu anlattıklarım yaşı 60’ı geçmiş olan başmühendisimizin çok hoşuna gidiyordu. Her yemekten sonra bir iki saat sohbet etmeye başladık. Bana çeşitli sorular sormaya başladı. Sorduğu sorulardan Sovyet eğitim sisteminde, materyalizmin yani maddecilik akımının ne derece etkili olduğunu anlamıştım. Zira “ben gözümle görmediğim hiçbir şeye inanmam” diyordu.

Yahu “insanlar kızıl ve mor ötesi ışıklar arasındaki dalga boylarını görebilir, belirli frekanslar arasındaki sesleri duyabilir İki okul bitirdim diyorsun, sana bunları öğretmediler mi? Hâlbuki bana görmediğime inanmam diyorsun” deyince, “Ben, sadece bir Allah’ın varlığına inanıyorum, bunun haricindekileri bilmem” dedi.

İşte bu noktadan başlayarak Allah’a inanmanın ne derece önemli olduğunu ve Peygamber Efendimizin (asm) “Ben ve benden önceki peygamberlerin söylediği en yüce söz La ilahe İllallah’tır” sözünün önemini anlamaya ve anlatmaya başladım.

Evet, 70 senelik Marksist eğitim bir milleti işte bu hale getirmişti. Anne babalar hiçbir şey yapamıyor devletin sert ve acımasız tehditleri karşısında çaresiz kalıyorlardı. Hiç olmaz ise çocuklarına anlamını dahi tam olarak bilemedikleri besmeleyi öğretmişler.

Allah’a sonsuz şükürler olsun ki Sovyetler Birliği dağıldı ve bu komünist sistem çöktü. Lakin geriye dinsiz ve inançsız bir nesil kaldı. İşte Putin Rusya'sının hali de ortada. Bunları ıslah etmek hele hele materyalizmin çok güçlü olduğu bu asırda çok gayret etmeyi gerektiriyor. Allah bu uğurda çaba sarf eden bütün insanlardan razı olsun…

Yazarın Diğer Yazıları