Devran ve insan
Melih Sayın
- 5684
Her devrin ve yaşayışın kendisine göre bir insan tasarrufu vardır. Devir, zamanın oluşturduğu şartlara göre vücut bulan devranın tasavvur ettiği adamların yaşadığı zaman dilimidir diyebiliriz. Zira her çağın kendi realitelerinde şeklen ve manen bir takım biçimler vardır ve o dilimde ömür tüketen insanlar, içinde yaşadıkları devrin kendilerine sunduğu şekle bürünmek zorunda olup, bunun dışında kalmaya- kalabilmeye ne cesaret ederler ne de bu insanların bunu düşünmeye tahayyül kuvveti yeter.
İşte sıra dışı adam bu çizginin dışında kalan, hayal dünyasının peşinde olan, cesaretini rasyonel kullanabilen, devranın esaretinden kurtulabilen adamdır. Ki tarih boyunca ömrünü tüketip toprağa karışan milyarlarca insan içerisinde adını bırakan bu şahsiyetli sıra dışı insanlardır. Devrinde yadırganıp sonrasında ise kâh saygı ile kâh nefret ile yâdedilen bu tip insanlar az da olsa her daim olmuş, olagelmişlerdir.
Devrinin adamı sıradan adamdır. Kendisine biçilen gömlekten taşmayan, şahsına verilen vazifenin dışında bir işi kendine görev addetmeyen, bunu aklına dahi getiremeyen, muhayyilesi zayıf, karakteri ondan da zayıf adamdır. Ki bu klasik bir insandır. Doğar büyür, yer, içer, fırsatı olursa biraz gezer, şanslı olanı biraz aklını kullanıp biraz da düşünür, sonra yaşlanır hatıralarını anımsaya anımsaya ölür gider. Bir iz bırakmak gayesi güdüp de bunda muvaffak olamayanlar bile bu tip bir klasikten bu sahada üstün sayılabilirler. Zira herhangi bir davayı gaye edinmek herhangi bir aksiyona sebep olacak hamleyi yapamasa dahi insanı farklı kılar. İnsan hayvandan farkını ortaya koymak istiyorsa hayvanda olmayıp da kendinde olan organını yani aklını kullanmak zorundadır. Bunun en net yolu bu olsa da duygusal bir takım yolları da mevcuttur.
Sıra dışı adamların realist olanları daha çok muvaffak olmuşlardır tarih boyunca. Hayalperest çizgi dışı adam eline bir çekiç geçirdiği an Çin Seddini yıkmaya dahi teşebbüs edecektir. Netice başarısız olmaya mahkûm olduğundan mağlûp olacak lakin o bu mağlubiyetin müsebbibi olarak bir takım dışsal şartları sorumlu tutacak, onlara karşı yeni hamlelere girişip bir yerlerden muvaffakiyete giden bir yol açmaya gayret edecektir. O gayretinin çokluğunu muhayyilesinden almaktadır ki bu bitmeyen bir hazinedir. Şüphesiz doğru örneği bu tip insan oluşturmaz. Çünkü hayal dünyasının ve cesaretinin esaretinde olduğunun farkında olmadığından gerçekleri göremez ve her daim mağlubiyete mahkûm olur. Tarih bu tipler bakımından da zengindir.
Toplumun yahut sistemin kendisine dayattığı role bürünmeyi reddeden, hayallerinin peşinde koşarken gerçekçiliği de elden bırakmayan, cesaretini cahilce değil rasyonel bir şekilde kullanabilen, amaçlar edinebilen, aksiyoner yaşam tarzını pratikleştirebilen ve aklından maksimum faydalanabilen bireyler var mıdır ?
Tüm bu vasıfları bir bünyede toplayan adam var mıdır ? Varsa nerededir ? Bilmiyorum ama olmalıdır, lüzumludur ve zaruridir işte bundan eminim.