Sevincimle endişelerim birbirine karıştı…
Mustafa Toygar
- 634
İktidarın direnç göstermesine rağmen Cumhuriyetin 100. yıl kutlamaları muhteşem geçti. 29 Ekim’de elbette ben de Anıtkabir’deydim. Daha Anıtkabir’in önündeki bulvarlar insan seliydi. Kalabalığa karışıp Anıtkabir’e ulaşmam iki saati buldu. Anıtkabir ve etrafındaki kalabalığın anlık olarak bir milyonun üstünde olduğunu söyleyebilirim. Sabahtan gece yarılarına kadar süren sirkülasyonu düşünecek olursak Anıtkabir’i ziyaret edenlerin kaç milyon olduğunu varın siz hesaplayın.
İstanbul Maltepe, Taksim, Bağdat Caddesi, Beşiktaş, Ankara Kızılay, Çiftlik, İzmir kordon ve tüm ilçeleri, Antalya, Adana, Eskişehir ve yurdun dört bir tarafında görülmemiş rekor katılımlı, coşkulu kutlamalar beni mest etti. Milyonların bu coşkulu kutlamaları ve Cumhuriyete ve Atatürk’e sahip çıkmaları harikaydı.
Üstelik bu kalabalıkların önderi, lideri yoktu çok doğal ve müthiş bir duygu birlikteliği vardı. Cumhur İttifakı’nı teşkil eden iktidar partilerinin bir gün önce yaptıkları Filistin mitingi gibi, iktidar imkânlarını kullanarak yapay, hormonlu kalabalıklar değildi.
Yine 29 Ekim Cumhuriyetin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde İstanbul Boğazı’nda yapılan bölüme Cumhurbaşkanı Erdoğan da katıldı. Boğazd’a Türk Donanması ve Hava Kuvvetlerimizin Türk Yıldızı savaş uçakları güzel bir gösteri yaptı. Bu gösterileri Cumhurbaşkanı ve komutanlar Vahdettin Köşkü’nden izlediler. Vahdettin konusunda uzun boylu tartışmaya girmeden sadece şu kadarlığını söyleyebilirim, Mustafa Kemal arkadaşları ile Kurtuluş Savaşı verirken son Padişah Vahdettin bir İngiliz gemisiyle ülkemizi terk ediyordu.
Neden Dolmabahçe Sarayı değil de Vahdettin Köşkü?
Her şeye rağmen özellikle Hava Kuvvetlerinin gösterileri esnasında, gösterileri takdim eden subayların kullandıkları ifadeler Atatürk’ün askerleri olduklarını ispatlarcasınaydı ki buna mutlu oldum.
Ayrıca muhalefet partilerini de Cumhuriyetin 100. yıl etkinliklerinde göremedim, belediyeler bundan müstesna tabii ki…
Bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir konuşması var ki hayretler içerisinde kaldım. O konuşmada 1923 ile 2023 yılının rakamlarla mukayesesi yapılıyor. Muhtemelen Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisiyle Atatürk’ü mukayese etmiş olabilir. Bu bir algı operasyonu olabilir ancak mercimek tanesi kadar beyni olanlar en azından benim anladığımı anlamışlardır.
1923, Atatürk’ün ve Cumhuriyetin Osmanlıdan aldığı büyük bir enkazdır. Bu hususta Sayın Erdoğan’a aynen katılıyorum. 100 yıldaki başarı ve kazanımlar Cumhuriyete yazar. Türkiye’yi Suriye, Irak gibi ülkelerle kıyaslamayacağım ancak İran gibi denk bir ülkeyle karşılaştırdığımızda cumhuriyetin önemini ve ne kadar değerli olduğunu anlamamıza yeterlidir.
Neticeten Türk Milletinin Cumhuriyetimize büyük bir coşkuyla sahip çıkmasına mutlu oldum ancak iktidarın ve muhalefet partilerinin aynı coşkuyla Cumhuriyetimize sahip çıktıklarını söyleyemeyiz bu da beni endişelendirdi.