31 Mart 2019 Yerel Seçimleri Üstüne - II -
Şinasi Şenşakrak
- 32658
Bir önceki yazımızda Ankara ve İstanbul’da Seçimi AKP’nin kaybetmediği, CHP’nin kazandığını ve bunun nasıl başarıldığı sorusuna cevap arayacağımızı söylemiştik. Ankara ve İstanbul’da henüz kesin sonuçlar açıklanmadı. Biz Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın kazandığını varsayan ilk sonuçları baz alacağız. Ancak söyleyeceklerimiz, Millet adaylarının aldığı oy oranı düşünülünce, kesin sonuçların seçim sonucunu değiştirmesi durumunda da geçerliliğini koruyacaktır.
Seçimin Kazananları
- Seçimin en büyük kazananı şüphesiz ki MHP ve Devlet Bahçeli. Hem bölünen partisinin oy oranlarını hem de kazandığı belediye sayısını artırdı. Hatta seçimde MHP’nin bağımsız girdiği yerlerdeki oy oranı artışı da, Türkiye genelinde MHP’nin oylarını artırdığına işaret etmekte. Elbette bu Cumhur’la yürüdüğü sürece böyle. Cumhur’dan bağımsız düşündüğümüzde parametreler değişeceği için, makul bir değerlendirme yapmak imkansız olacaktır.
- AKP 17 yıldır iktidarda olmasına rağmen bir metal yorgunluğu yaşamıyor. Hala birinci parti hala baskın kazanan. Üstelik de “ekonomik kriz”, üst üste gelen zamlar ve hayat pahalılığı altında gidilen seçimlerden bile galip çıkmış durumda. Muhalefetin ekonomik krize bir çözüm sunamaması ve kendini alternatif kabul ettirememesi de şüphesiz bunda temel etkenlerden. Tayyip Erdoğan ise tabanını ikna etme hususunda tam bir mahir. Gerek dış gerek iç mihrakları hedef aldığında bunu topluma kabul ettirebiliyor ve toplumu buna ikna edebiliyor. Zaten Cumhur’un 24 Haziran’da aldığı oy oranını koruyor olması da bunu gösteriyor.
- CHP yıllardır denediği “kendinden olmayan aday”la kazanma yöntemini en nihayetinde başardı. İstanbul ve Ankara adayları esasında CHP tabanından ziyade AKP tabanına hitap eden adaylar. Adayların seçim çalışmaları sürecinde gördüğümüz üzere, bu adaylar Millet’li olmaktan ziyade Cumhur’lu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzünden okunan moral bozukluğu ve CHP’lilerin seçim sonuçlarına sevinememesi de zaten bunun göstergesi. Bunun sonuçlarına III. yazımızda temas edeceğiz.
- Dindarlık seçimin tavır anlamındaki en büyük kazananı. Türk toplumunun dindar yapısını adayların karşı duramayacağı bir yere ulaşmış durumda. Kazanan adaylar daha dindar görünme çabasındaydı. Ekrem İmamoğlu’nun Yasin okuması, Mansur Yavaş’ın kazanmasına müteakip CHP’yi inleten tekbir sesleri bunu gösterdi.
Seçimin Kaybedenleri
- Seçimin en büyük kaybedeni İP oldu. Hiçbir belediye kazanamadıkları gibi oy oranları da beklentilerin altında kaldı. Hatta bazı istifalar duyuldu ve belki arkası da gelecek. Başlangıçta iktidar olma yolunda koydukların hedefin yakınında bile değiller. İlk başta kazandıkları sempati de Merak Akşener’in antipatik ve tutarsız söylemleri yüzünden dağıldı. Bunun İP açısından nasıl sonuçları olacağını yine III. yazımızda değerlendireceğiz.
- Seçimin diğer bir kaybedeni de HDP. Oluşturduğu antipati ve bu antipati neticesinde toplumda oluşan tepki sebebiyle hiçbir ittifakta kendine yer bulamadı. Kendileri her ne kadar kaybettikleri algısını yok etmek için aksi yönde algı çalışmaları yürütse, İstanbul ve Ankara’yı HDP oylarının kazandırdığını iddia etse de, kendi bölgelerinden aldıkları sonuçlar, bize Kürtlerin HDP’yesırt çevirdiğini söylüyor. Biz daha önce Cumhur’u oluşturanlardan biri olan MHP’nin, Kürt oylarını kaçırmayacağını söylemiştik. Bugün alınan sonuç bunu ispat etti. HDP teşkilatları üst kademenin oluşturmaya çalıştıkları algıya kapılırsa, bir diğer deyişle gerçeğin farkında olmazlarsa HDP’nin son seçimi bu olabilir.
- Kemalizm seçimin tavır anlamında en büyük kaybedeni oldu. Seçimin kazananlarının çizdiği profil de bunu doğrulamakta. CHP gördü ki artık klasik ideolojisi olan Kemalizm’den taviz vermek zorunda. Kazanmak istiyorsa bu ancak evvelce ötekileştirdiği “rakibine benzemekle” mümkün. Özelde Kemalizmin genelde bütün ideolojilerin akıbetini yine bir sonraki makalemizde ele alacağız.
Tüm bu kazançlar ve kayıplar ülkemiz için neler getirecek ve neler götürecek, bundan sonrasında ne olacak bir sonraki yazımızda ele alacağız…