..Ve Sultanahmet'in 400 yıllık kapısı geleceğe ilk günkü gibi taşınıyor

Sultan Ahmet Camii Osmanlı Padişahı Sultan I. Ahmet tarafından 1609-1617 yılları arasında İstanbul'daki tarihî yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa'ya yaptırılan eşsiz güzellikteki cami ve külliyedir. Kendi adıyla anılan semtte Ayasofya-ı Camii Kebir'in karşısında konumlandırılmış Sultan Ahmet Camii restorasyonu Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından planlanan şekli ile sürdürülüyor. 

  • 491

(AKAJANS) - Sultan Ahmet Camii; Osmanlı Padişahı Sultan I. Ahmet tarafından 1609-1617 yılları arasında İstanbul'daki tarihî yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa'ya yaptırılan eşsiz güzellikteki cami ve külliye olarak belleklerde her daim tazeliğini koruyor. 

Akajans'ın haberine göre, kendi adıyla anılan semtte Ayasofya-ı Camii Kebir’in karşısında konumlandırılmış Sultan Ahmet Camii restorasyonu Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından planlanan şekli ile sürdürülüyor. 

Sultanahmet Cami Koruma ve Restorasyon çalışmaları, 2017 yılı Temmuz ayında başlamış, cami ibadet ve ziyarete kapatılmadan planlanan çalışmalar etaplar halinde ilerledi ve sona doğru yaklaşmışıldı.

Nisan 2022 yılında biten ilk etap çalışmaları, Ağustos 2022 tarihinden itibaren ikinci etap çalışmaları olarak devam ediyor. 

Kapsamlı olarak ele alınan yapının minarelerinde, avlusunda ve harim içinde farklı ölçekte ihtiyaç duyulan tüm onarımlar, uzman ekipler ile detaylıca ele alındı.

Çalışmalar büyük ölçüde tamamlanarak yakın zamanda yapı içinde kurulan iskeleler sökülerek yapının ortaya çıkarılan tüm özgün unsurları tüm görkemi ile halkın kullanımına açılması planlanıyor.

Bu kapsamda restorasyona alınan 400 yıllık tarihi kapı da Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore ediliyor.

Osmanlı mimarisinin ihtişamlı, İstanbul’un simge eserlerinden olan Mimar Sedefkar Mehmet Ağa’nın eseri insanlığa armağanı Sultanahmet Camii’nin restore edilen eşsiz güzellikteki tarihi kapıları en yetkili isimden açıklama geldi.

Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy, “400 yıllık tarihiyle Mavi Camii olarak da bilinen Sultanahmet Camii kapılarının restorasyon ve konservasyonuna Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak devam ediyoruz.” açıklamasında bulundu.

Başarılı çalışmalarıyla göz dolduran Genel Burhan Ersoy, restorasyonu yakından takip ediyor.

 

“Evliya Çelebinin Babası Kuyumcu Zılli’den günümüze armağan…” 


Devam eden restorasyon hakkında Ersoy şunları kaydetti:

 “Cami revaklı avlusuna üç yönden bronz kapılar ile giriş yapılmaktadır. Kapılarda geometrik geçmeler dışında, ajurlu demir menteşe klapaları bile kazıma tekniği ile işlenmiştir. Ahşaptaki gibi serenlerle üç parçaya ayrılmış, her parça farklı geçmelerden oluşmuş, özellikle orta parça kakmalı gibi, bolca rumi desenle işlenmiştir."

 

Ersoy, "Bunların tamamı kazıma tekniği ile yapılmıştır. Tam ortasında, yine ahşap taç kapılarda görülen, yarım küre, üzeri geometrik geçme desenli göbek parçaları vardır. Üst parçalar kitabelidir. Bunlardan soldakinde, "Ey Muhammed müminleri müjdele" sağdakinde ise, "Allah'tan yardım ve yakın bir fetih" yazısı yer almaktadır. Yatay serenlere, beşer tane girift rumi rölyef ve kazımalı rozet uygulanmıştır. Bunlardan sol kanat, alt kotundaki üç tanesi, düşmüştür ve mil yuvaları görülmektedir. Düşey serenlere, kündekari parçalar üzerindeki gibi, yine kazıma tekniği ile geçme zencerek ve rumi örgülü tığ motifleri, ardışık olarak işlenmiştir. Göbek parçalarını, kabartmalı, döküm olduğunu tahmin ettiğimiz bronz çıtalar çerçevelemiştir. Bunların bir kısmı dökülmüştür. Müthiş bir sanat eseri olan kapı kanatlarını, diğer avlu yan kapıları gibi, ünlü vaka-i nüvistimiz Evliya Çelebi'nin babası, kuyumcu Zılli yapmıştır.” dedi.

Ersoy, 1616 yılından günümüze ilk altı minareli camii olma özelliği ile de ulaşan bu güzide eserin restorasyonunun da aynı titizlikle sürdürüldüğünü ve sona gelini bildirdi.

“Sultanahmet Yükselen altı minaresi ile Türkiye’nin gözbebeğidir”

Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy sözlerini şöyle tamamladı:

“1616 yılından günümüze ilk altı minareli camii olma özelliği ile de ulaşan bu güzide eserimizin restorasyonu da aynı titizlikle sürdürülmüş ve sona gelinmiştir.  İhtişamlı ve özellikli kapılarının yanı sıra genel olarak restorasyonun 2023’ün ilk çeyreğinde tamamlamış olacağız.” 

Bakmadan Geçme