Hayat Uyku Gibidir Rüya Gibi Geçer Gider
Dr. Vehbi Kara
- 748
Al-i İmran Sûresinin 173. ayeti mealen şu şekildedir: “Onlar öyle kimselerdir ki, insanlar onlara ‘Düşman size karşı büyük bir kuvvet topladı; onlardan korkun’ dedikleri zaman, onların imanı ziyadeleşti ve ‘Allah bize yeter, O ne güzel vekildir’ dediler.”
Büyüklerimizden sık sık “Hasbünallâhü ve ni’me’l-vekil” sözünü işitiriz. İşte âyetin son kısmındaki bu cümle çok önemlidir. Zira zaman su gibi akıp geçiyor. Bir de bakmışız ki ömrümüzün çoğu geçip gitmiş. Rüya görmeye benzeyen bu hayatın manasını anlamaya çalışmak gerekir.
Asıl hayat sonsuzluk ülkesindeki hayattır. Ahirette dünya hayatı bir rüya gibi görünecektir. Ne olduğunu anlamadan bir de bakmışız ki bitip tükenmiş. O halde bu kısa dünya hayatını boş işlerle ve günah kazanmaya sebep olacak davranışlarla değil; ibadet ve Allah’ın rızasını kazanacak işlerle geçirmek gerekir.
İşte önümüzdeki Ramazan ayı büyük bir fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmeli belki bir daha elimize geçmeyecek bu sayılı günlerin kıymetini bilmeliyiz. Bu ayda tutulan oruç gibi en önemli ibadetlerden bir tanesi Kuran okumaktır. Zira ayette de geçtiği üzere, Kuran Ramazan ayında nazil olmuş yani indirilmiştir. Her zaman okunduğunda her harfinin 10 sevap kazandırdığı Kuran-ı Mücizül Beyan bu ayda okunduğu takdirde çok daha fazla ecir ve mükafata sebep olmaktadır.
İyi de Kuran-ı okumak neye yarar, önemli olan onun emirlerine uygun hareket etmektir diyenlerin sözüne kulak asmayın. Elbette Kuran her konuda birinci rehberimizdir. Lakin okunduğu zaman ruhumuz gıdasını aldığı gibi gözümüzle göremediğimiz nice güzel işlere de vesile olur. Özellikle Ramazan ayında yemeden içmeden ayrı durarak adeta bir melek şeklini alan insana Kuran okumak pek güzel yaraşır.
Bediüzzaman, zamanın süratle akmasını şöyle ifade ediyor: “Eyvah! Aldandık. Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat, bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi, bir rüzgâr gibi uçar gider.” İşte elimizden uçup gitmeden evvel bu bir aylık kıymetli günleri güzelce değerlendirmeli dilimizi Kuran’dan ve güzel sözlerden ayırmamalıyız. Kuran okuyan bir dil hiç gıybet eder mi? Kötü söz ve gıybetten uzak durmalı bunları yapan insanlardan yakamızı kurtarıp alnımızı bir seccadeye koyarak dua ve ibadet etmeliyiz.
Madem hayat rüya gibi rüzgâr gibi hızlı bir şekilde geçiyor, o halde geçen ömür dakikalarının kıymetini bilmek zorunluluğu vardır. Çünkü tekrar elimize geçmeyecek.
Gemide çalışırken arkadaşlarıma “Aman canınızın kıymetini bilin, çalışırken elinizi kolunuzu dikkatli kullanın, bizim mesleğimiz denizcilik çok ağır bir meslektir. Ölümcül yaralanmalar çok sık meydana gelir. Bu hayatı tekrar bize vermeyecekler. Bilgisayar oyunları gibi düşünürseniz “sadece bir can” hakkımız var. Ona göre hareket edin” der dururdum.
Allah’a çok şükür başımıza büyük kazalar belalar gelse de birlikte çalıştığım denizci arkadaşlarımdan ağır yaralanma ve ölüm gibi musibetleri yaşamadım. Hatta Hint okyanusunda fırtınada kaptanı olduğum gemi ikiye bölünerek battı. Rabbime sonsuz şükürler olsun ki bütün personelimle birlikte sağ salim kurtulup sahil-i selamete çıktık. Bir gemi kaptanının gemi kaybetmesi kadar kötü bir şey yoktur. Allah hiçbir kaptana bu acıyı yaşatmasın. İşte bu üzücü kazadan daha kötü olan bir şey vardır ki o da imansızlıktır. Dünyanın yok olup gideceğini, hiçlik kuyusunda boğulup bir daha dirilmeyeceğini düşünen bir insana bundan daha büyük bir azap verilemez.
Şeytanın en büyük derdi işte budur. Yani insana yok olup gideceğini fısıldayarak hem dünyasını hem de sonsuzluk ülkesi ahiretteki hayatını karartmak onun en önemli işidir. Bundan adı üstünde Şeytancasına bir tat almaktadır.
İyi de Şeytanın maskarası olmaya ne gerek var. Bırakalım kendi azabı ile yanıp kül olsun. Bu kısa dünya hayatının kıymetini bilip elimizden dilimizden ve dualarımızdan geldiği kadar hayır hasenatta bulunalım. Belki yaptığımız iyilikler başkalarına göre küçük kalabilir lakin önemli olan niyetimizdir. Ettehiyyatü duasını okurken nasıl ki bütün canlıların ibadetlerini arkamıza alıp onların misli ile Rabbimize yalvarıyoruz işte niyetimiz bizim en büyük silahımızdır. Allah rızasını kazanmak için elimizdeki en güçlü şey bu niyetle yapılan dualardır.
Bütün ehli İslamın ramazan ayını tebrik eder; sonsuzluk ülkesinde hepimize cenneti ve Cemalullahı kazandırmayı nasip etmesini dilerim…