Dr. Vehbi Kara

Kapitalizm döneminden sonra

Dr. Vehbi Kara

  • 705

 

Kapitalizm aleyhinde olan ve insanları bir çeşit esir haline getirdiğini ifade eden çeşitli görüşler vardır. Bunların arasında sosyalist ve komünist olduğu kadar liberal bakış açısına sahip insanlara da rastlamak mümkündür. “The two income trap” yani “iki gelir tuzağı” isimli kitabı ile Elizabeth Warren, kapitalizmin tüketicileri düşürdüğü tuzakla alakalı olarak ilginç tespitlerde bulunuyor. Kitabın tam başlığı “The Two İncome Trap: Why Middle-Class Mothers and Fathers are Going Broke” (orta gelirli aileler iki gelir tuzağı ile yıkılıyor) şeklinde.

Warren, kılı kırk yararak yaptığı araştırmalar ve analizler sonucunda kızıyla birlikte yazdığı bu kitabında, kadınların çalışma hayatına atılması ile birlikte ailelerin geçim sıkıntısına düştüğünü ifade ediyor.

Geçmişte ailede tek bir kişi, yani evin reisi konumundaki erkek, çalışırken bir yandan da tasarruf etmek mümkündü. Fakat günümüzde hem erkek hem de kadın çalıştığı halde negatif tasarruf, yani ailenin belini bir türlü doğrultamaması, durumu söz konusudur. Warren, bu paradoksal durumu incelediği kitabında asıl suçlu olarak gördüğü kapitalizmin insanların başına ne gibi sıkıntılar açtığını ABD özelinde dile getirmiş. Şimdilerde ABD Başkanlık seçimlerine hazırlanan Warren, Demokrat Senatörü ve Başkanlık adayları arasında yer alan Hillary Clinton’un rakiplerinden birisi olmuş durumda.

Bu kitapta geçen “tüketim hastalığı” konusu; “Kapitalizm Sonrası Dönem” teori ve çalışmaları ile çok yakından alakalıdır. Kapitalizmin tüketim alışkanlıklarını maniple ederek insanları bir çeşit “ücretli köle” haline getirdiği ve insanlığın bu tuzaktan kurtulabilmesini değerli hocalarımdan Doç Dr. Umut Omay; “Emeğin Kültür ve Maniplasyon Teorisi” kitabı ile çok güzel özetlemiş.

Bu çalışmalardan da ilham alarak  “Malikiyet ve Serbestiyet Devrini” doktora tez konusu olarak ele aldım ve bu sayede iktisat doktoru ünvanını almaya hak kazandım. Kapitalizm sonrası devir ile ilgili yazılan makale ve kitaplara bu çalışma ile katkı sunmaya çalışıyorum.

Kapitalizm’in çökeceğine inanmayan Japon asıllı Amerikalı araştırmacı Francis Fukuyama, “Tarihin Sonu ve Son İnsan” isimli kitabı ile bunu ispatlamaya girişmişti. Komünizm karşısında Batı’nın elde ettiği zaferi tarihin sonunun gelmesi ile ifade eden Fukuyama, bundan sonra başka bir devir gelmeyeceğini iddia etmiştir. Fakat Bediüzzaman ve Marx gibi bir çok aydın kapitalizmin son devir olmadığını bundan sonra başka dönemlerin geleceğini öngörmüşlerdir.

Ecir dönemi yani ücretli sistem kapitalizm sayesinde çok suiistimal edilmiş ve edilmektedir. Örneğin bir sermayedar, kendi yerinde oturup, bankalar vasıtasıyla bir günde bir milyon kazandığı halde; bir biçare amele (işçi) sabahtan akşama kadar, yeraltında madenlerde çalışıp ölmeyecek kadar bir ücret kazandığı çok defa dillendirilmiştir. İnsanlığın %80 gibi büyük bir oranda mutsuz olduğu ve gelir adaletinin bozulduğunu iddia ettiği kapitalist ekonomi anlayışının değişmesi insan onuru ve erdemi açısından önemli bir çalışma konusudur.

Tarihsel süreç içinde daima tekamül eden ve gelişerek günümüze gelen siyasi ve sosyal sistemler mevcut halden daha iyisini araştırmaya devam edecek insan haklarına azami derecede riayet eden yöntemleri bulmaya çalışacaktır. İnsan doğası bunu gerektirir. Marx’ın öngördüğü ilkel komünal dönem sırası ile kölelik ve feodal dönemleri getirmiş daha sonra ise kapitalist ve komünist sistemler ortaya çıkmıştır. Bu sistemlerin en gelişmişi ve insan onuruna daha uygun bir sosyal sistem ise “Malikiyet ve Serbestiyet” devri olarak ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Bu devir; mülkiyet haklarının önem kazandığı ve her konuda tam bir özgürlüğün yaşanacağı bir döneme tekabül etmektedir. Ücretli sistemin % 50’nin altına düştüğü anda bu dönemin geldiğini söyleyebiliriz. Halihazırda bu dönemden çok uzakta bulunuyoruz. Zira başta Batı ülkeleri olmak üzere ücretli sistem %90 oranında geçerlidir. Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ’ler) henüz büyük firmaların yerini alamamıştır. Kaldı ki küçük işletmelerin yaygınlaşıp çoğaldığı Malikiyet ve Serbestiyet dönemi, bu bakımdan hala çok uzakta olduğu görülmektedir.

Malikiyet ve Serbestiyet döneminden sonra dahi yaşanacak başka bir dönem vardır. Lakin bu çok ileri bir fütürist yaklaşım olup şimdilik bu konuya girmemeyi uygun görüyorum, vesselam… 

Yazarın Diğer Yazıları