Dr. Vehbi Kara

Re'sen Emekli Askerler Hala Hak Arıyor(1)

Dr. Vehbi Kara

  • 696

Yazının başlığına bakıp sakın gerçekten de “emekli” olan askerler diye düşünmeyin. Bunlar basbayağı 28 Şubat 1997 tarihinde ordudan atılan askerler. Suçları ise evlere şenlik; gözünün üstünde kaşın var misali “eşlerinin başörtülü” olması. Sayıları 2 binden fazla bu mağdur askerlerin problemleri ile, ne yazık ki kimse ilgilenmiyor. Hiç olmazsa bir iki kelime ile değinelim de vazifesini yapmayan kamu görevlileri aklını başına alsın…

İşin kötüsü bu askerler kamuoyunda “haklarını aldı, iade-i itibarları sağlandı” zannediliyor. Maalesef bu doğru değil. Hiçbir hak alamadıkları gibi mağduriyetleri ikiye katlanmış vaziyettedir. Nasıl mı? Anlatmaya çalışayım.

Kamalist darbeciler FETÖ ile işbirliği yaparak 28 Şubat döneminde “darbe yaptığımız zaman kimse bize engel olmasın” diye çöpsüz üzüm hesabı 10 binden fazla askeri ordudan tasfiye ettiler. Bunlardan 1518 kişi benim gibi Yüksek Askeri Şura kararı ile (Yaşzedeler) ordudan atıldı. 6191 sayılı yasa ile hakları kısmen verilen kişiler işte bunlar yani Yaşzedeler. Bize de bir tazminat vs. ödenmedi. Lakin sadece ordudan atıldığımız dönemden sonraki sosyal güvenlik primlerimiz ödendi. Bu sayede birçok arkadaşımız emekli oldu. Silah ve askeri kimliklerini geri aldılar.

Yani sahiden emekli olma hakkımız iade edildi. Zira “re’sen emekli” demek kibarca ordudan atılmak demektir. Yoksa kimsenin emekli olduğu yoktur. Laf olsun diye emekli deniliyordu. Biz de bozuntuya vermiyorduk.

YAŞ kararı ile atılan ve emekli süresini dolduranlar ise, işte onlar gerçekten emekli oldular. Lakin askeri kimlikleri ve şahsi silahları ellerinden alındı. Adeta askeriyeden kazındılar. Eee ne yani emekli maaşı da verilmesin mi? O kadarını darbeciler dahi yapamadılar…

Neyse asıl konuya yani resen emekli olan binlerce askerin problemini anlatmaya devam edeyim. Çünkü bu konuda kamuoyunda çok ciddi bilgi eksikliği var. Bu hususları resen emekliler ile benim gibi YAŞ kararı ile ayrılanlar arasındaki farkı anlatmak için yazıyorum.

Çünkü ordudan atılma şekli biraz farklı idi. Yaşzedelerin yani bizim yargıya müracaat hakkımız yoktu. Direkt olarak ordudan atılmıştık. Fakat re’sen emekli edilenler ise yargıya müracaat edebiliyorlardı. Bütün müracaatlar da askeri mahkemeye yapıldığı için hepsi elleri boş dönmüştü. İşte tek farkımız bu olup sonuç aynıydı.

Elbette bizim durumumuz biraz daha kötü idi. Düşünsenize uydurma nedenlerle adamı işinden atıyorsun hak almasına ise Anayasa’nın 125. Maddesine göre karşı çıkıyorsun. İşte 12 Eylül 1980 darbecilerinin ülkemize bir armağanı da budur. Bu madde 12 Eylül 2010 referandumu ile Anayasadan çıkarıldı.

Çıkarılan yasa ile Yaşzedelere emeklilik hakları, şahsi silah ve kimlik alma hakları verildi. Orduevine girebiliyorduk yani fakat yine aynı faşist uygulamalar devam ediyordu. Başörtüsü “fiyonk” şeklinde olacakmış. Bizim generallerimiz stilist, modelist olmakta ve darbe yapmakta beceriklidirler. Bununla uğraşıyorlardı. Hala aynı densizliği yapan askerler var, iyi mi?

Yazarın Diğer Yazıları