6'lı masanın adayı Kılıçdaroğlu…
Mustafa Toygar
- 493
6’lı masanın adayı Kılıçdaroğlu…
Muhalefetin ana ekseni olan 6’lı masanın cumhurbaşkanı adayı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olarak açıklandı. Hayırlı olsun.
Peki, son dört gündür yaşanan kriz neyin nesiydi?
Biz perdenin arkasında neler olup-bitti bilemeyiz ancak perdenin önünde cereyan edenleri değerlendirebiliriz.
İki yıldır neredeyse her ay toplanan altı partinin genel başkanlarının son güne kadar cumhurbaşkanı adayını aralarında konuşmamış olmaları birinci yanlıştı.
Hâlbuki İYİ Partinin Genel Başkanı Meral Akşener ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kamuoyuna yaptığı açıklamalar hiç de müphem değildi. Kılıçdaroğlu’nun kendisinin aday olmak isteğini ve İstanbul ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları İmamoğlu ve Yavaş’ın aday olmalarına izin vermeyeceğini herkes görüyordu.
Yine Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını istemediğini, Yavaş ya da İmamoğlu’ndan birisinin aday olması gerektiğini düşündüğünü de biliyorduk.
İkinci yanlış, Kılıçdaroğlu’nun “Ben aday olacağım” dayatması, Akşener’in de iki belediye başkanının haricinde başka isimleri düşünmemesi.
Bu nasıl masa, bu nasıl bir nezaket ki kimin aday olacağı konusunda iki yıl boyunca birbirinize ne düşündüğünüzü sormamışsınız. Dışarıda konuştuğunuz kadar masada konuşmamışsınız.
Bir diğer yanlış da Akşener’in masadan ayrıldıklarını açıkladığı konuşması. Çok sertti, ikincisi de zamanlaması. 6 Mart 6’lı masa toplantısına katılıp orada söyleyeceklerini söyleyip, mutabakat imkânı ortadan katlığını görmüşsen çıkıp açıklama yapmandı.
Diğer taraftan sayın Akşener’in açıklamalarında tamamen haklı olduğunu da düşünüyorum. İYİ Partinin desteği olmadan Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olması mümkün değilken bu kadar kıskaca alınması haksızlık değil de nedir?
Akşener’in açıklamaları sonrası, Kılıçdaroğlu ve kurmayları, birleştirici, doğru mesajlar verdi ancak bir grup azınlık sol cenah; yakıcı, yıkıcı hakaretler dolu öyle iğrenç mesajlar verdiler ki çok ürktüm. Bu ne akılsızlıktır ki böyle devam ederseniz İYİ Partinin desteği ile dahi Kılıçdaroğlu’nun kazanması mümkün değildir. Kaldı ki Akşener masayı terk etti diye yağdırdığınız hakaretler kabul edilemezdi. Neticede İYİ Partinin başka bir aday göstermiş olması durumunda muhtemelen seçim ikinci tura kalacaktı, Akşener’e yaptığınız hakaretlere rağmen İYİ Parti camiası ikinci turda Kılıçdaroğlu’na oy verir miydi? Sizin yaptığınız harakiri değil de neydi?
Sorun bitti mi, hiç sanmam…
Son dört günde azınlık bir grup sol çevrenin azgınca ve adice hakaret dolu açıklamaları sağ seçmeni öylesine ürküttü ki Erdoğan’a en sert eleştiriler yapanlar dahi “Cumhur İttifakı'na oy vereceğim” demeye başladı.
Yarından itibaren seçim kampanyalarında sayın Kılçdaroğlu’nu CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak lanse eder, propagandayı bu anlayışla yaparsanız kaybedersiniz. İYİ Parti büyürse Kılıçdaroğlu’na yarar, küçülürse kaybettirir.
Bu son dört günde sağ seçmeni ürküttüğünüz (Ben sağ-sol kavramlarını genelde kabul etmiyorum, kendimi de Türk Milliyetçisi olarak tanımlıyorum. Ancak toplumun genel anlayışı ve tanımlaması nedeniyle kullanıyorum) davranışlara devam ederseniz, sağda yer alan 5 partinin arzusu hilafında seçmen en azından sandığa gitmeyerek tavır koyacaktır.
Kaldı ki Kürt seçmenin de, CHP ve anlayışını desteklediği tezi doğru değildir. HDP kurumsal olarak Kılıçdaroğlu’nu destekleyebilir ama CHP’nin Güneydoğu’daki oylarına baktığımızda bölge halkının sola sıcak bakmadığını da görebiliyoruz. Kazanmak istiyorsanız muhafazakâr değerlere saldırmayın. Yani HDP’nin oylarında da kayıplarınız olacaktır.
Maksadınız yapmaksa eyvallah, niyetiniz yakıp yıkmaksa kaybedersiniz.
Barış ortamını, 70’li yılların sağ-sol çatışmasına dönüştürürseniz, sağdaki partilerin kurumsal kararlarına rağmen taban o partileri de yerle yeksan ederek kendi değerlerine sahip çıkacaktır.
Kılıçdaroğlu’nun duruşu ve yaklaşımı olumlu olmakla birlikte son dört günde yapılan kutuplaştırıcı, aşağılayıcı yaklaşımlara da engel olunması gerekiyor. İYİ Partinin Kılıçdaroğlu’na desteği devam edecektir ama yukarıda bahsettiğimiz olumsuz davranışlar seçmen kitlesini de partilerine rağmen olumsuz etkileyecektir.
Bu bakımdan, “Aday belli oldu, sorun çözüldü” diyerek hoyratça davranılamaz. Merhum E. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in bir sözü vardı; “Politikada 24 saat uzun bir süredir.” CHP cenahı İYİ Partiyi rahatsız edecek davranışlara devam ederse, İYİ Parti seçmeninin talepleri doğrultusunda yeni kararlar da alabilir. Şu an itibariyle İYİ Partililer hiç mutlu değiller.
Bir de Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olur-olmaz parti genel başkanlığından ayrılmalıdır. Kendi açıklamalarına binaen söylüyorum, zorunlu değil ama şık olur.
Sayın Kılıçdaroğlu, Şeyh Edebali’nin sözlerini kendine söylenmiş kabul etsin
ŞEYH EDEBALİ’NİN OSMAN GAZİ’YE VASİYETİ
Ey oğul, artık Bey’sin! Bundan sonra öfke bize, uysaIIık sana.
Güceniklik bize gönül aImak sana.
Suçlamak bize, katlanmak sana.
Acizlik bize hoşgörümek sana,
AnIaşmazIıkIar bize, adalet sana,
Haksızlık bize, bağışlamak sana.
Ey oğul, sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz.
Şunu da unutma ve insanı yaşat ki devlet yaşasın.
Ey oğul, işin ağır, işin çetin, gücün kıla bağılı.
AIIah yardımcın olsun.