Mustafa Toygar

Sinan Ateş'imizi vurdular, soyunuz kurusun…

Mustafa Toygar

  • 1257

O, Muhsin Yazıcıoğlu’ndan sonra Ülkü Ocakları Genel Başkanlığını en layıkıyla ve en güzide bir şekilde hakkıyla temsil eden, bozkurt bakışlı, lider duruşlu, birleştirici ikinci isimdi. Bir yıl gibi kısa bir sürede tüm ülkücülerin kalbine sevgi tohumları eken hatta ülkücü olmayanların dahi çok büyük bir ekseriyetinin sevgisini kazanan, bu ülkenin ender yetiştirdiği yiğit evlatlarından biriydi. Onu kalleşçe vurdular, kahpece yiğidimize kıydılar.

Evet, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı eski Genel Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş (38), motosikletli bir kişinin hain ve kahpece kurşunlarıyla şehit edilmiştir.

Allah belanızı versin. İdam cezası tekrar gündeme gelmeli ve bu şerefsizlerin leşleri yere serilmeli.

HaberFotoğraf: Facebook

Başkanlığı sırasında o kadar güzel övgüler işittim ki, kendisini ziyaret etmeyi kararlaştırmıştık ama benim ihmalkârlığım sebebiyle bu ziyaret gerçekleşmedi, kısa bir süre sonra da bir şekilde görevden alındı. Çünkü o bozkurt duruşlu gerçek bir ülkücüydü, emir eri değildi, ülkücülüğün hakkını veren biriydi. Doç. Dr. Sinan Ateş, son dönem Ülkü Ocakları Başkanları arasında akademisyen olarak görev yapan tek isimdi. Geride biri 11 diğeri 6 yaşında iki kız çocuğu ve gözü yaşlı bir eş bırakan Sinan Ateş şimdilik kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce 30 Aralık 2022 cuma günü hunharca katledildi.

Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı sevgili hocam Türkan Hacaloğlu şöyle diyor; “Sinan Ateş’i Gazi Üniversitesinde. İhtisas yaparken Türk Ocakları Ankara Şubesinde ziyaretime geldiğinde henüz Ülkü Ocakları Başkanı değilken tanımıştım. Bakışları, duruşu, efendiliği ile bir Ülkücü’de olması gereken davranışlarıyla dikkatimi çekmişti. O’na o günden sonra hep Bozkurt bakışlım derdim. O entelektüel bir ülkücü idi. Genç akademisyen olarak ‘Türkiye'de Din Politikaları ve Din - Siyaset İlişkileri, Hedef Turan, Türk Milliyetçiliği Üzerine Zor Zaman Yazıları, Kür Şad Destanı, Gök Türkler’ gibi pek çok eserlerde imzası vardır.”

Sinan Ateş’imizi vurdular, soyunuz kurusun…

Sinan Ateş’in arkasından hocası Seyfi Yıldırım da şöyle yanmış:

"Son zamanların en kötü haberini aldım. Dağlar yıkıldı üzerime. En son görüştüğümüzdeki "bir emriniz var mı hocam" diyen sesini, "duruşundaki asaletini", öğrenciliğin sürecindeki tüm zorlamalarımı yine elbette hocam edasıyla karşılayarak birebir yerine getirişlerini unutmayacağım Sinan'ım. İlk doktora öğrencimdin. Doçent oldun, yine asaletinden, duruşundan bir milim bile kayma olmadı, sapma olmadı. Yiğit bir gençtin. Dünya kaybetti evladım, sen kazandın inşallah. Gidenler içinde en çok özlediklerimden biri olacaksın. Yüreğimizi parçalayıp gittin. İnşallah biz de geleceğiz, oralarda yine birlikte olacağız. Ben sana hakkımı helal ettim. Mekanın cennet olsun.

Bırak bu sefil dünya onu çok arzulayanların olsun.

Katillerin kanı kurusun."

İnsan böyle zamanlarda yazı yazamıyor, kendimi tutuyorum hıçkıra hıçkıra ağlamamak için. Tarifi mümkün olmayan bir acı. Milliyetçi Ülkücü camia olarak üzüntümüz çok büyük.

HaberFotoğraf: Facebook

Birileri Türkiye’yi karıştırmak istiyor ama kim?

Tüm muhalefet partilerinden taziye ve kınama mesajları ancak AKP ve MHP’den henüz ses seda yok. Katilleri öğrendikten sonra mı açıklama yapacaksınız? Bilge Kral Aliya Izzetbegoviç’in dediği gibi; “Her şey bittiğinde hatırlayacağımız tek şey düşmanlarımızın sözleri değil, dost sandıklarımızın sessizliği olacaktır.”

Sinan Ateş’imize Rabb'imden gani gani rahmet diliyorum, mekânın Cennet, ruhun şad olsun koca yürekli yiğit başkan…

Yazarın Diğer Yazıları