Av. Gürbüz Yüksel

Covid-19 pandemisi ve 'Mağara Sendromu'

Av. Gürbüz Yüksel

  • 656

Covid-19 salgını ile birlikte hayatımızda pek çok değişiklikler oldu ve olmaya da devam ediyor. Görünen o ki pandemi bitse bile dünya artık eski dünya olmayacak. Japon düşünür Haruki'nin sözüyle ifade etmek gerekirse; "Fırtınadan çıktığınızda hiçbir zaman fırtınaya girenle aynı insan olamazsınız." Pandemiden sonra insanların hayata bakışı değişecek, yaşam tarzları değişecek ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Belki de gelecekte bu günler Covid Öncesi (CÖ) ve Covid Sonrası (CS) diye bir milatla anılacak.

COVİD-19 salgını sürecinde hayatımıza yeni kavramlar, yeni kurallar girdi ve bunlar yeni alışkanlıklar edinmemize neden oldu. Neydi bunlar? Maske, mesafe ve temizlik diye başlayıp kısıtlamalar ile devam eden, kaygı ve korkunun eşlik ettiği zorlu bir süreç. Bu süreçte en yakınlarımızla dahi görüşemediğimiz zorunlu izole hayatlar yaşamaya başladık. Maske artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası, takmadığımızda eksikliğini hissettiğimiz bir nevi aksesuar oldu. Belli yaş grupları için uygulanan zorunlu izolasyonun dışında evden çalışma ve uzaktan eğitim gibi uygulamalar insanların evlerine kapanmalarına neden oldu.

Bugün itibarıyla geldiğimiz noktada ise insanlar aşı olmalarına rağmen eski hayatlarına dönmekten korkuyor; maske, mesafe ve hijyen üçlüsünü terk edemiyorlar. İnsanlar farklı nedenlerle ve çoğunlukla da güvenlikleri açısından sosyal izolasyonda kalmayı tercih ediyorlar. Bilim insanları buna "Mağara Sendromu" adını veriyor1 . 'Mağara Sendromu' insanları sosyal izolasyonda tutuyor.

 

Ne yapmalı?

Ne zaman sona ereceği bilinmeyen bu maskeli ve sosyal mesafeli yeni yaşam tarzı hastalık ve ölüm riski nedeniyle sert, travmatize edici, kaygı verici ve korkutucu bir kâbusa dönüşmeye başladı. Bu durum geleceğe endişe ile bakan karamsar bir toplum olmamıza neden oldu. Bu sürecin olumsuz etkilerini azaltmak açısından, faydasız ve tekrarlayan şikâyetlerden kaçınarak ve sürekli endişeleri iletmeyerek pozitif bakış açısıyla yönetmek; bir aile etrafında veya içerisinde sakin ve neşeli kalmaya çalışmak; mizah kullanmak; günlük yaşamımızı moral ve motivasyonu artıracak bir şekilde yeniden düzenlemek ve belirli rutinler oluşturmak (çeşitli hobiler), sabırlı olmayı ve şimdiki anın kıymetini bilip tadını çıkarmayı öğrenmek bir nebzede olsa çare olarak düşünülebilir.

Koronavirüs insanlığı Mağara Sendromu'na mı sürüklüyor?

Bütün bu olumsuzlukların yanında COVİD-19’a karşı “AŞI” geliştirilmesi tüm dünya toplumlarını umutlandırdı. Her ne kadar pek çok ülke henüz aşıya ulaşamamış olsa da aşı temin edebilen ülkelerde ve ülkemizde aşılama çalışmaları elan sürdürülmektedir. Geçen süreçte yürütülen aşılama çalışmalarında aşılama oranı arttıkça pek çok ülkede maske zorunluluğu ve kısıtlamalar da kademeli bir şekilde kaldırılmaya başlandı. Önce maske ve mesafeye alışması beklenen/zorlanan insanların şimdi de bu alışkanlıklardan vazgeçmesi isteniyor. Ancak böyle yaşamsal bir alışkanlığı edindikten sonra bırakmak ve yeni normale uyum sağlamak pek de kolay olmayacaktır. Zira bir alışkanlığı edindikten sonra bırakmak çok zordur.

Özellikle 2019 yılından itibaren doğan çocukların karşılaştıkları en canlı tablo maskeli yüzler; maskeli anneler, babalar, kardeşler ve sosyal mesafeli, dezenfektanlı bir hayat. Zaman zaman sosyal medyada veya TV kanallarında 2-3 yaşlarındaki çocukların yüzlerindeki maskeleri çıkartıldığında tekrar kendilerince takıldığına dair görüntüleri izlemekteyiz. Normal hayat bu nesil için acaba nasıl normal olacak? Bu sorun pedagoglar, psikologlar ve eğitimciler tarafından ivedilikle düşünülmeli ve gerekli tedbirler şimdiden alınmalıdır.

Bu konuda yazılacak çok şey var ancak bir farkındalık oluşturmak adına kaleme aldığım bu yazımı Etienne de La Boétie'nin "Gönüllü Kulluk" kitabındaki "Eğer iki kuşak köleleştirilirse, bundan sonra gelen kuşak özgürlüğü hiç tanımadığı, görüp bilmediği için pişmanlık duymadan hizmet eder ve ondan öncekilerin zorla yaptıklarını seve seve yerine getirir." cümlesiyle noktalıyor ve COVİD-19 ile dünyaya göz açan nesiller açısından yorumu sizlere bırakıyorum.

Koronasız, salgınsız sağlıklı günler dileği ile… 

------------------------

(1) Platon’un Mağara Alegorisi

Yazarın Diğer Yazıları