
AK Partinin şifreleri…
Cemal İncesoyluer
- 949
Temayül yoklamaları yapıldı. Muhtemelen, Perşembe günü de AK Parti genel başkan adayı, kıdemli siyasetçi Mehmet Ali Şahin tarafından açıklanacak.
Bir bakıma malumu ilan yapılacak. Yani, Binali Yıldırım temayül yoklamasında açık ara önde olduğu için, aslında buda kamunun sırrı değildi. Dolayısıyla, 22 Mayıs 2016 da yapılacak AK Parti Olağanüstü kongresinde, Binali Yıldırım ve listesi oylanacak.
Medyaya sızan bilgilere göre, temayül yoklamasında 1-Binali Yıldırım 2-Bekir Bozdağ 3-Numan Kurtulmuş isimleri çıktı.
Hürriyet Yazarı Abdülkadir Selvi’ye göre, her üç ismin analizi yapıldığında da, temayül yoklamasında Recep Tayyip Erdoğan’ın çıktığı açık ve net görülüyor.
Binali Yıldırım’ın başbakanlığındaki hükümetin ilk adımı “Partili Cumhurbaşkanı” ibaresiyle bir yasa çıkarmak. Böyle bir yasa için MHP’nin 40 milletvekiline ihtiyaç var. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin buna destek vermesi içinde açacağı kart, 3-4 bakanlık ile hükümet ortağı olmak. Çünkü, muhaliflerin “istemezük” nakaratları ve tüzük kurultayları dayatmalarından kurtulmanın başka yolu yok.
7 Haziran’da AK parti ile koalisyon kurmaya yanaşmayan Devlet Bahçeli’nin bu şartlar altında koalisyonu kurtuluş görmesi, elbette toplumda tartışılır. Ancak, MHP tabanında ciddi bir rahatlamanın olacağı ve genel merkezin elinin güçleneceği kesin.
AK Parti’nin genel başkan ve hükümet değişikliği, yüksek bir güven skalasında gerçekleşiyor. Hiç tartışmasız bu güvenin odak noktasında da Cumhurbaşkanı Erdoğan var. Ekonomi piyasasından tutun da, siyaset arenası ve toplumsal kabule varana kadar, tüm kesimler AK Parti’nin gerçekleştireceği bu değişiklikten olumsuz etkilenmiyor.
Mevcut partiler içerisinde AK Parti, kendi iç disiplini ve dinamizmi içerisinde müthiş bir senkronizasyon örneği gösteriyor. AK Parti, yeni bir dönemin sayfalarını aralıyor. Bu dönemde sivil anayasa başta olmak üzere, başkanlık sistemi ve partili cumhurbaşkanı konularında daha ciddi adımlar atacak. Türkiye’nin tıkanmış ve vesayet zincirindeki yönetim yapısını değiştirecek anayasal düzenlemeler, önümüzdeki yılların temel gündemi olacak.
AK Parti’nin şifrelerini okuyabilmek için bir decodere ihtiyaç yok. Zaten, perşembenin gelişini çarşambadan söyleyen /ima eden bir cumhurbaşkanı var. 40 yıllık bir siyasetçi olan Tayyip Erdoğan, karnından konuşan, gizli-kapaklı iş çeviren ve günübirlik politik manevralar yapan birisi değil. Tam tersine, dobra ve açık konuşan bir siyasetçi.
22 Mayıs’ta yapılacak kongre hazırlığı sürerken, gerek MHP’de gerekse de CHP’de taşlar yerine oturacak mı, bunu hep birlikte göreceğiz. Yukarda ifade ettiğim gibi, MHP’nin koalisyon ortağı olma tezi gerçekleşirse, muhalif kanadın özellikle Meral Akşener ekibinin yeni bir parti sürecine girmesi mümkün. Diğer genel başkan adayları yanında yer alır mı, bu şimdilik muhal. CHP’de de bir operasyon sinyalleri var. Uğur Mumcu’nun eşi Şükran Güldal Mumcu liderliğinde güçlü bir muhalefet yapısı ortaya çıkıyor. CHP’yi yeniden fabrika ayarlarına, yani ulusalcı-Kemalist anlayışıyla örtüşen temel ideolojiye sahip bir parti çerçevesinde muhaliflerin birleşmesi mümkün.
Çünkü, CHP’nin nerdeyse HDP çizgisinde ve mezhepçi bir yapıya büründüğüne inanan özgül ağırlığı tartışılmaz bir kanadın varlığı inkar edilemez.
HDP siyasetine son yıllarda destek veren CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve kurmayları, son günlerde bunu daha açık ve görünür hale getirdiler. Sezgin Tanrıkulu gibi, kalbi HDP için ayrı çarpan Kürt siyasetçiler, CHP bünyesinde bir hayli sayıya ulaştılar.
Öyle ki, kimi CHP bölge milletvekillerinin PKK’lı teröristlerin taziyelerine dahi gittikleri medya tarafından tespit edildi. Böylesi fiili durumdan CHP tabanının hoşnut olduğu söylenemez. Bu bakımdan, CHP’de de güçlü muhalefet için start verilmiş gözüküyor.
Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler…