Cemal İncesoyluer

Sis perdesi kalkıyor…

Cemal İncesoyluer

  • 846

FETÖ’cü işgal kuvvetlerinin tehdidi ortadan tam olarak kalktı. Yine de ülke genelindeki meydanlarda “Demokrasi Nöbeti” devam edecek. Ta ki, Cumhurbaşkanı ve Başkomutan Tayyip Erdoğan’ın ikinci talimatına kadar…

 

Darbe girişiminin şifreleri bir bir çözülüyor ve sis perdesi kalkıyor. En bilinen ve emin olduğumuz şu: FETÖ’cü şerefsiz hainler, halka namluları doğrultarak öldürmekten geri durmayacaklardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ailesiyle birlikte Marmariste kaldığı otele yapılan baskında mihmandarlık yapan FETÖ’ye biat etmiş sivil bir satılmış.

 

Belli ki, PDY’nin sivil imamları, darbecilerin başarılı olması için her türlü lojistik destek vermek üzere teyakkuz halindeydi. 15 Temmuz darbe kalkışmasını çok iyi okumak için, zaman zaman geçmişe kısa yolculuklar yapmakta yarar olacak. Mesela, iki örnek…

 

MHP’nin genel başkan adaylarından Meral Akşener, Fox tv’de Fatih Portakalın bir programına katılıyor. Akşener programda, “Ben başbakan olacağım. Bunu 6 ay içerisinde yapacağım” türü cümleler kuruyor. Bir diğer örnekte, tıpkı Meral Akşener gibi Uğur Dündar’da bundan 2 ay önce bir televizyon programında, “Sürpriz bir proje çalışması var. Bu plan hayata geçirildiğinde, ne AKP nede Erdoğan kalmayacak” diyor.

 

Dedesi Osmanlı Sadrazamı Hasan Cemal, önceki gün “Erdoğan darbesi derinleşiyor” paylaşımını yapıyor. Cengiz Çandar, Ali Bulaç, Orhan Cengiz, Nazlı Ilıcak, Tarık Toros, Ahmet Altan ve Mehmet Altan gibi Fethullahın lejyonerleri, aylardır benzer cümleleri şifre tadında yazıyorlar. Hasan Cemal’in paylaşımı, aslında sözün bittiği yeri işaret ediyor.

 

MİT’in saat 16’da ilgili yerlere darbe kalkışmasına ilişkin verdiği rapor, resmi açıklamalarda yer aldı. Emniyet İstihbaratı birkaç gün önce bu darbe girişimiyle ilgili bilgileri üst yönetimlere rapor ettiğini açıkladı. Bunlar üzerine daha net, daha anlaşılır bilgiler ilerleyen zamanda elbette ortaya çıkacaktır. Çünkü Fethullah çadır tiyatrosu bitmiş, sis perdesi de kalkmıştır. Yine de, MİT’in raporunun ya da darbe kalkışmasıyla ilgili bilgi paylaşımında ikircilikli olduğu anlaşılıyor.

 

YÖK’ün bütün üniversitelerdeki dekanların istifasını istemesi, çok önemli bir adımdır. Bu bağlamda, üniversitelerin rektör ve rektör yardımcılarıyla ilgili “FETÖ/PDY” taraması yapması da, düne uyanmamak adına önemli bir adım olacaktır. Çünkü, üniversiteye giriş sınav sorularını çalan, sonuçları değiştiren Fethullahçılar, milyonlarca gencinde geleceklerini çalmışlardır. En büyük hırsızlıkta budur. Fethullah Terör Örgütü, aynı zamanda bütün alanlarda “Masonik” bir yapıyla bugünlere hazırlanmıştır. Merhum Altunç Altındal’ın mason localarının prizmasını anlattıktan sonra, Fethullahçıların şema ve çalışmalarının da masonlara benzediğini anlatmıştı.  Malum, tarihçi ve strateji uzmanı Aytunç Altındal bir suikastla öldürüldü.

 

İhanet Örgütünün TSK, Emniyet, Mit, MEB, Tubitak, Türksat, Medya, BİK, RTÜK, YÖK, HSYK, Yargı, Siyaset, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı gibi Türkiye’nin en kritik kurumlarına sirayet eden bu yapı; 30 yıllık planın sonuçlarını 15 Temmuz 2016 tarihinde almak istedi. Ondan önce Gezi Parkı ve 17/25 Aralık darbe kalkışmalarını denedi.

 

Bugün bir çetele tutma günü değil. Kim daha çok darbe karşıtı, kim değil… Kim ilk günden bu yana darbe girişimine karşıydı, kim değildi. Bunların bir önemi yok. Bakın şu meydanlara. 81 il, 960 ilçe meydanlarında Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Boşnak… gel biraz daha, Alevi, Sunni, Ezidi, Ateist, Deist… yaklaş biraz daha meydan fotoğrafına, AK Partili, MHP’li, CHP’li, HDP’li, Şeriatçı, Atatürkçü, Kemalist, Komünist, Milliyetçi, Ümmetçi…

“Mesele vatan ise gerisi teferruattır” sözünün tezahürü, işte bu meydanlardır, işte Cumhurbaşkanı ve Başkomutan Erdoğan’ın çağrısı üzerine “Demokrasi Nöbetine” koşanların cevabıdır.

 

Çünkü bu coğrafyada yaşayan toplumun tüm katmanlarının genetik kodlarında, kendisine doğrultulan namlulara tahammülü yoktur. İstiklali ve vatanına uzanan hain elleri kırmak gibi bir tarihi birikimi kuşaktan kuşağa aktararak gelen bir millet vardır.

 

Ağlak ve sıfır noktasında özgül ağırlığı olan PDY’nin has adamı Bülent Arınç’ı gören var mı? Yok. Çünkü, onun da bir hesabı vardı ama, Allah’ın hesabı her hesabın üstündedir.

 

240’a yükselen bir şehit katarımız, 1500’lere varan bir gazi gemimiz var.

 

Allah, bu asrın son Firavun ve Ebu Cehili Fethullah ve biatçılarına fırsat vermedi. Cenab-ı Allah Kur’anı Kerim’de “Hayır bildiklerinizde şer, Şer bildiklerinizde hayır vardır” buyuruyor. 15 Temmuz tarihi bir şer’in, bir ilencin, gözünü kan bürümüş soysuzların başlattıkları karanlık geceyken, hamdolsun 16 Temmuz tarihinde, Allah şer’den hayır hasıl etmiştir.

 

Sis perdesi kalkıyor… Göreceksiniz, tıpkı Cumhurbaşkanı Başyaver’inin (2 Nolu Fuat Avni), Genelkurmay Başkanının Emir Subayı ve Özel Kalem Müdürü, Milli Savunma Bakanının Özel Kalem Müdürü, AK Parti Genel Başkan Yardımcısının kardeşi nasıl FETÖ’cü olarak sızdıysa, bundan sonra Türkiye Cumhuriyetinin yol haritası da, bu gerçekler ışığında belirlenecektir.

 

Fethullah Mason Şemasının altında ya da üstünde her kim varsa, bu yapıya kim bulaştıysa; küçük-büyük demeden ihanet şebekesinin hain lejyoneri muamelesi yapılmalıdır. Çünkü, dilimize pelesenk olmuş sıradan bir darbe girişimi değil, Fethullahçıların arkasındaki CIA-MOSSAD odaklı Türkiye’yi bir müstemleke ülke yapma projesiydi. Ancak, Başbakan Binali Yıldırım’ın yaptığı konuşmada, “Artık Fethullah hiçbir ülke için elverişli bir maşa değildir” sözleri, tarihi bir tespit değerindedir. Fethullah Mason şebekesi ve biatlarında Katolik yemini etmiş haşhaşi müritleri, bu ülkenin bütün kurum ve alanından temizlenmediği sürece, ne istiklalimizden, nede özgürlüğümüzden emin olamayız. 

 

Meydanları dolduran tüm Türkiye’nin vatansever evlatlarını bir kez daha selamlıyor, sizin gibi bu ülkeyi birinci önceliği yapanlar olduğu sürece, bu vatan batmayacaktır

 

Yazarın Diğer Yazıları