
Üst aklın fermanı: Bahçeli gitsin!
Cemal İncesoyluer
- 1101
Rahmetli Başbuğ’un vefatından sonra MHP bayrağını alan Devlet Bahçeli, bu köklü mirası hovardaca harcamadı. Bilakis, Başbuğ’dan aldığı bayrağı daha yüksek gönlere çekti.
Bu oran olarakta böyledir, sayı olarakta.
Eğer ortada bir genel başkan, Bahçeli sorunu var idiyse, 7 Haziran seçimlerinden sonra mı çıktı? Ondan önce böyle bir sorundan neden bahsedilmiyordu? 7 Haziran seçimlerinden sonra çıkan siyasi tablo üzerine, ülkemizin gelmiş-geçmiş en büyük siyasi dehası Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Blok Ortaklığı” önerisini bir hatırlayın.
AK Parti karşısında HDP, CHP ve MHP’nin olduğu blok siyaseti önerisini elinin tersiyle itmekle kalmayan Devlet Bahçeli, böyle bir öneriyi zül kabul etmesiyle birlikte, aynı zamanda hedef tahtasına da konuldu. Çünkü üst akıl, ete kemiğe bürünüp Kemal diye görünmüş ve blok ortaklığı gibi akıllara seza bir teklifi dillendirmişti.
İşte o zaman geldi üst akıldan ferman ve buyuruldu ki: Devlet Bahçeli gitmeli…
Gitsin de kim gelsin peki? Meral Akşener olamaz mı? Üstelik son derece deneyimli. DYP’de siyaset ve bakanlık yapmış, AK Parti’nin ilk kuruluş toplantılarında yer almış, şimdi de MHP’ye demirlenmiş, adeta siyasetin her rengine vakıf bir politikacıdır.
Bütün bunların yanı sıra, şimdilerde meşhur tanımlamasıyla Paralel Yapı nam-ı diğer Fethullahçı Cemaatle dirsek teması olan birisidir. Bütün bunlar, her siyasetçi de bulunması çok zor niteliklerdir. 7 Haziran öncesi ve sonrasını bir hatırlayın… Meral Akşener 7 Haziran öncesinde iki dönemlik Meclis Başkanvekilliği yapmış, partinin üst kurullarında görev almıştır.
Gelelim 1 Kasım 2015 yılına. Aaa, MHP listelerinde Meral Akşener yok. Seçimler bitmiş, MHP 79 milletvekilinden 40 milletvekiline düşmüş, Meral Akşener’den önce yumuşak, naif ve nezaket çerçevesinde Devlet Bahçeli eleştirileri gelmeye başlamıştır.
Bu tavır ve tarzı hatırlıyorum. Hem de onlarca siyasetçi de tezahür ettiği şekliyle biliyorum. Yani, benden sonra tufan cümlesinin meali, gör bak şimdi ben neler yapacağım. O tarihe kadar genel başkanı Devlet Bahçeli’den büyüğüm diye başlayan ve bir dolu haklı övgü dolu cümleler kuran Meral Akşener, birden bire itidalini de kaybetmeye başlar.
Her iki tarafta nasıl slogan atıyor: Ülkücü hareket engellenemez…
Güzelde, sizin yaptığınızı sizden başkası size yapamaz ki kardeş?
Devlet Bahçeli’yi istemiyorsunuz neden? Çünkü,1 Kasım da Meral Akşener, Sinan Oğan ve Yusuf Hallaçoğlu aday gösterilmedi, Koray Aydın Trabzon birinci sıradan aday gösterilmesi rağmen seçilemedi. Ümit Özdağ aday gösterildi, seçildi seçilmesine de, 10 yıl önce seçilip milletvekili olmak varken, bu kadar gecikmesinin sebebi Bahçeli’ydi, değil mi?
MHP Lideri Devlet Bahçeli istenmiyor. Değişimin önündeki tek engel görülüyor. Bu milleti boşuna yormayın, eğer Bahçeli 7 Haziran’da “yüzde 60’lık Blok” denilen ucubenin içinde olsaydı, yine devlet adamlığını gösterip tercihini devletten yana koymasaydı, Devlet Bahçeli’nin MHP’deki liderliği tartışılmazdı.
Üst aklın, paralel yapının, Sözcü’den tutunda Cumhuriyet’e kadar uzanan FETÖ medya yelpazesinin ortak terennüm ettiği şarkının manşetlerdeki ahvali, yukardaki tespitlerin güçlü kanıtlarıdır.
“Efsane Kadın” ve “Asena Geliyor” manşetleri, işte bu üst aklın ve ortak amacın ürünüdür.
Siyasette misyon kadar vizyonda çok önemli. Mevzunun öznesi Meral Akşener olduğu için onun söylemleri üzerinden yürüyeceğim.
Çıktığı televizyon programlarında kendisinin MHP Genel Başkanı olmasıyla birlikte yüzde 25 oy oranına ulaşacağını söylüyor. Çıktığı otobüste kalabalığa seslenirken de, nasıl bir coşkuya geldiyse, “Ben başbakan olacağım” diyor.
7 Haziran’da yüzde 40 oy olan AK Parti ve genel başkanı Ahmet Davutoğlu başbakan olamamıştı. 1 Kasım’da yüzde 49.6 oy alan AK Parti iktidarda ve Davutoğlu başbakan. Bir kere Meral Hanım, yüzde 25 oy oranıyla başbakan olacağı sanrısını düzeltmelidir. Hiç değilse, komşusu CHP’ye bakıp, yüzde 25 oy almasına rağmen, Kılıçdaroğlu’nun neden başbakan olmadığını öğrenmesi gerekiyor.
Aksi takdirde, Saray’a yürüyorum derken, Topkapı Sarayının yolunu tutar ki, bu toplumda hiçte hoş karşılanmaz. Benzer şeyleri Kılıçdaroğlu yapmıştı. Mesela yürüyen merdivenlere ters binerek, Nasreddin Hoca’ya rahmet okutmuştu.