YENİ VİZYON, YENİ PENCERE

Taşlar oturmuş ve yerli yerinde duruyor gibi. Bir bayram ziyaretinde, eski bir öğretmenimize hocamıza bir şeyler söylemiştim. Daha önce de söylemiştim. Tabi cevabımı aldım. "Biz 60 yıldır bekledik oğlum" dedi.

Bunları uzatmamak gerekir, diyebiliriz, çok konuşuldu ama hal böyle mi? Dün gece bir haber kanalının seri haberlerini yaklaşık bir saat izledim. Bri haberde yaklaşık 10 civarı cinayet haberi vardı. Sırf bir saattte.

Beklediğimiz bu muydu?

Ayrıca, etrafıma bakıyorum, şu Ankara'nın kenar semtlerinde belli bir hal vardı. Artık daha kalabalık, daha karmaşık, şekiller daha farklı, olaylar daha farklı. Açık yazmıyorum, ilgilenen olursa konuşuruz.

Beklediğimiz bu muydu?

SİYASET

Siyasete girmek istemiyorum, ancak onsuz olmuyor. Siyaset bir torba. İçinde ne istersen var.

Elma, portakal, ekmek var. Ancak torbada neden nar yok, neden yumurta yok? Ya da, portakalın içine neden çürümeye yüz tutmuşlar girmiş, elmalarda neden çürükler var ekmek neden bayat? Yoksa hiç ses çıkarmayayım mı?

Ya da, torbada olanlara bakıp, bunların noksanlıklarını ve olmayanları görmeyeyim mi? Ya da karşıdan araba geliyor diye bu torbayı hepten görmezden mi geleyim?

Bu iş bırak gitsin işi değil. Ya da aldın alacağını bırak gitsin işi değil. Ya da alamadın uzak dur işi de değil.

15 TEMMUZ

Bu işe kan karıştı. Nasıl mı? 250 kişi şehit oldu, binlercesi yaralı. Doğudan gelen şehit ve gaziler cabası.

Öyle olunca; biz varız ne istersek yaparız doğru mu? Yeterli mi?

O gecenin hesabı soruldu mu?

Bizim bu sitenin ta başında yazıyor. "15 Temmuz Gazisi Sabri Gazilik Madalyasını İade" etti diyor. Sabri'yi tanıyın bence. Sabri'yi kaybettikten sonra, anketler sandıklar almış götürmüş bana ne!

EKONOMİ

Sırf maddiyat doğru mu? Yol yaptık, hastane yaptık yeter mi? Olumsuzluklara şiddet uygulamadan gel buraya denilmeyecek mi, denilemeyecek mi? Kendinden başlayarak, yol gösterilmeyecek mi?

Kaldı ki; ödemeler bilançocundan başlayarak ekonimik veriler sallanıyor. Sayın Binali Yıldırım Bey bile ifadelerinde "Ekonomik Kriz Sır Değil" diyor.

Üretim ekonomisine geçilmeyecek mi? Sırf ithalatla, sırf kredilerle, sırf inşaat sektörüyle lüks bir hayat yeter mi? Kaldı ki herkes lüks içinde mi?

Anlatmak da güçleşti. Diploma her yerde. Ama çaresi, teshişi, önerisi, anlayışı nerede? Ödemeler bilançosundan kimin haberi var? Oradaki verileri okuyabilen kim? Kaldı ki bu bilanço sonucun çıktı listesi.

ÜRETİM

Üretim nerede? Atılım nerede? Biz yaptık diyoruz, bunlara bakıyoruz, ancak bir çoğunun asıl parçası yabancı ve ithal. Sayıları da az. Hadi üretiyoruz dedik, bunun göstergesi neden bu ödemeler bilançosunda yok!

Taktın ödemeler bilançocuna demeyin. Şöyle düşünün. İşin yok, kirada oturuyorsun, desteğin yok, kredi çekmişsin, kredi kartı almışsın, çekip çekip yiyorsun. Limit bitince başkasından çekiyorsun. Evin lüks, araban lüks, her şey lüks. Oh ne rahat değil mi? Sürer mi bu hayat, cevabını siz verin!

Mesele şu. Ne kadar çok okuyan olsa da uzmanlık gerektiren işleri yapanlar ve bundan anlayanlar az. Hakiki faydalı işleri yapanlar, yapmaya çalışanlar az. Yenilikçilik az. Herşeyi geleceğe yüklüyoruz, öylece devam ediyoruz. Bu doğru mu?

ATILIM

Nerede ağır sanayi hamlesi, nerede teknoloji, nerede üretim? Nerede ihracat. Lafta ABD ile kafa kafayayız. Ya gerçekte? Yeri gelince herkeste bir söz; "Erbakan". Bu sözünüzde sahici misiniz? Erbakan öldü diye ağır sanayi hamleleri de mi öldü?

Başkaca yerlemizi sormayın gitsin. Ha siz standart bir iş yapıp, emekli olup gidip, suyla sabunla bir şeyiniz de olmamışsa sizin için sorun yok. Ancak, nüfusumuz 80 milyon. Herkes aynı değil. Bir sorumlu varsa bunların, sorumlusu sıradan vatandaş değildir sanırım.

Yazımın başlığı "yeni vizyon, yeni pencere" neden yeni şeyler söylemedin diyorsanız, o noktada mıyız diye soruyorum. Sizce "bunları düşünen var mı" diyerek yazıma son veriyorum.

İlginiz için teşekkür ederim:

Allah'ın (c.c.) selamı üzerinize olsun.